Tatar köyünde, evinin yaklaşık 2 dönümlük bahçesi elma, armut, kiraz, erik, badem, vişne, şeftali, ayva, üzüm, fındık ve ceviz ağaçlarıyla dolu olan Özdemir, yazın meyve yemek için gelen misafirlerini ise 32 yıl önce ilk diktiği ceviz ağacının gölgesinde ağırlıyor.
El arabası ile su taşıdığı ağaçlarına özenle bakan Özdemir, evinin çatısının altına yerleştirdiği kovalarda biriken yağmur suyunu da ağaçlarını sulamakta kullanıyor.
Evli ve beş çocuk babası Özdemir, AA muhabirine, ağaçları çok sevdiğini, yediği meyvelerin çekirdeklerinden ağaçlarını yetiştirdiğini anlattı.
Çekirdekleri önce plastik kaplara diktiğini, büyüyen fidanları daha sonra kendi bahçesinde, tarlalarının kenarında ya da boş gördüğü yerlerde toprakla buluşturduğunu belirten Özdemir, “Ağaç dikmeyi çok seviyorum, çekirdekleri dikmeyince rahat edemiyorum. Diktiğim ağaçları elimle suluyorum. Zamanımı bu ağaçlarla geçiriyorum. Bir adam sigara içer, ‘Niye içiyorsun?’ diye sorulunca, ‘Bırakamıyorum’ der ya ben de fidan dikmeyi bırakamıyorum.” diye konuştu.
Yetiştirdiği meyvelerden herkes yiyebilir
Meyve ağaçlarından hiçbir ticari beklentisinin olmadığını vurgulayan Özdemir, en büyük mutluluğunun ise meyvelerin kuşlar ve insanlar tarafından yenmesi olduğunu ifade etti.
Tek kuralının ağaçlara zarar vermemek olduğunun altını çizen Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:
“Öyle kiloyla miloyla bir şey yok, meyve satmam ben. Gelsinler, toplasınlar yesinler, yemek serbest. Çocuklarım, onların arkadaşları, eş dost geliyor buraya. Onlara meyve ikram ediyorum. Ağacın yanından geçenlere de istedikleri kadar meyve alabileceklerini söylüyorum. Yeter ki dallarını kırmasınlar. ‘Geçmişlerinin canına değsin’ deseler bana yeter. Bu ağaçlarda kuşların da nasibi var. Kuşlar meyveleri yerken onları seyrediyorum. Meyveleri yiyorlar, sonra ağızlarını yukarı kaldırıyorlar. Demek ki yukarıya dua ediyorlar. Onları seyretmekten keyif alıyorum.”
Boş arazi bırakmadığını, bu yıl buğday da ektiğini söyleyen Özdemir, “Bu yıl mahsulümüz iyi. Her tarafı ekiyorum. Devlet bize güzel destekler de veriyor. Aşık Veysel ‘Benim yarim kara topraktır’ diyor ya benim yarim de bu toprak. Ben 75 yaşındayım, daha ne kadar yaşayacağım. Ben öldükten sonra buradan meyve yiyen insanlar ‘Geçmişlerinin canına değsin’ derse ben mezarda rahat uyurum.” dedi.
“Ormanı sevmeyen vatanı da sevmez”
Özdemir, insanlara buldukları her yere meyve fidanı dikmelerini tavsiye ederek, şunları kaydetti:
“İnsanlar meyve ağaçları diksin, ormanı sevsin. Ormanı sevmeyen vatanı da sevmez. Ağacını, meyveni, ormanı, bayrağı seversen, vatanını da rahat seversin. Ben vatanım için bayrağım için şehit düşmeye de hazırım. Herkes meyvesini diksin, ormanına sahip çıksın.”