Taliban’ın Afganistan’a hakim olmasıyla ülkelerinden kaçan Afganları barındırmak için daha önce sınır kentlerinde mülteci kampları kurma planları yapan İran, göçü tetikleyeceği endişesiyle kararını değiştirdi ve sınırdaki Afgan mültecileri ülkelerine gönderme kararı aldı.
Sovyetler Birliği’nin 1979’da Afganistan’ı işgalinin ardından İran’a doğru başlayan Afgan mülteci akını, ABD işgali, iç savaşlar ve istikrarsızlık sebebiyle yaklaşık 42 yıldır devam ediyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (BMMYK) verilerine göre, Afganistan’ın sınır komşusu İran, 800 bini kayıtlı olmak üzere yaklaşık 3 milyon Afgan vatandaşına ev sahipliği yapıyor.
İran Kadın ve Çocuk Mültecileri Koruma Heyetine göre ise oturma izni olan 950 bin Afgan mültecinin yanı sıra 1,5 milyonu aşkın Afganistan vatandaşı da kaçak şekilde ülkede bulunuyor.
İran, Afganistan’daki çatışmaların artması üzerine ülkenin güneydoğusunda yer alan Sistan-Beluçistan eyaletindeki Milek Sınır Kapısı’nı 6 Ağustos’ta kapattığını duyurdu.
İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami ise 13 Ağustos’taki açıklamasında, Afganistan’a açılan sınırlarının güvende olduğunu ve herhangi bir sorun yaşanmadığını söyledi. İranlı komutan, güvenlik güçlerinin gerekli önlemleri aldığını ve endişe edilecek bir durum bulunmadığını kaydetti.
Son haftalarda Taliban’ın Afganistan vilayetlerini peş peşe kontrolüne almasının ardından başkent Kabil de düşünce bazı Afganlar İran’a kaçtı ancak İran sınır güvenliği, Afgan mültecilerin ülkeye girişine izin vermedi. İran Kızılayı ise sınırda tutulan Afganlara yardım ulaştırıldığını ve yaklaşık 24 saatin ardından göçmenlerin ülkelerine geri gönderildiğini açıkladı.
İranlı yetkililer, mülteciler için geçici kamp kurma planından vazgeçti
Tahran yönetimi, Afganistan’daki çatışmaların ilk günlerinde göç dalgasına karşılık 3 eyalette geçici çadır kampları kurulacağını açıklasa da daha sonra göçü tetikleyeceğinden endişe duyarak bu kararını değiştirdi.
İran İçişleri Bakanlığı Sınır İşleri Genel Müdürü Hüseyin Kasımi, 15 Ağustos’ta Afganistan’dan gelen göç dalgasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Sınırlarımıza gelen Afgan vatandaşlarına geçici barınma sağlamayı ve koşullar düzeldikten sonra ülkelerine geri göndermeyi planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Genel Müdürü Mehdi Muhammedi ise 16 Ağustos’taki bir demecinde, sınırlarda geçici kamplar kurulacağına dair açıklamaların asılsız olduğunu ve “bu iddiaların yeni Afgan göçlerine yol açabileceğini” belirtti.
İçişleri Bakanlığı Sınır İşleri Genel Müdürü Kasımi de önceki açıklamasını düzelterek, Afganistan sınırında konuşlu güvenlik güçlerine “İran’a girmek isteyen Afganları engellemeleri” talimatı verildiği bilgisini paylaştı.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani Fazli başta olmak üzere konunun muhatapları ve üst düzey yetkililerden Afgan göçüyle ilgili açıklama yapılmadı.
Yaptırımlara karşı mülteci kartına başvurdu
Sovyetler Birliği’nin 1979’da Afganistan’ı işgal etmesiyle başlayan savaş ve ardından yaşanan iç savaş nedeniyle İran’a sığınan milyonlarca Afgan mülteci, zorlu bir hayat geçiriyor. Afgan mülteciler, ülkenin birçok bölgesinde ağır işlerde ve geri hizmetlerde çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışıyor.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Tahran’a yönelik yaptırımları yeniden devreye soktuğu 2018’de yaşanan ekonomik krizin ardından Afgan mültecilerin birçoğu ülkelerine döndü.
BMMYK tarafından Aralık 2018’de yayımlanan rapora göre, aynı yılın Ocak-Aralık aylarında 700 binden fazla Afgan mülteci İran’ı terk etti.
İran’da döviz kurlarındaki dramatik artışla birlikte ciddi gelir kaybı yaşayan Afgan mültecilerin önemli bir kısmı bu dönemde ülkelerine döndü. 2020 yılında ise Afganistan’da çatışmaların artması ve güvenlik kaygıları nedeniyle yalnızca 947 mülteci ülkelerine dönüş yaptı.
Yaklaşık 42 yıldır 3 milyon Afgan mülteciye ev sahipliği yapan İran, zaman zaman mültecileri Avrupa’ya karşı bir pazarlık ve tehdit unsuru şeklinde sunarak, koz olarak da kullanmaya çalışıyor.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi, ABD yaptırımlarının şiddetlendiği Mayıs 2019’da Washington’un ekonomik baskıyı devam ettirmesi halinde Afgan mültecilerden İran’ı terk etmelerini isteyebileceklerini açıkladı. Afgan mültecilerin Avrupa’ya yöneleceğine işaret eden Arakçi, “Biz, masrafları karşılamaya devam edemeyeceğimiz bir noktaya gelebiliriz. Böyle bir durumda Afgan kardeşlerimizden İran’ı terk etmelerini istememiz mümkündür. Avrupa ülkeleri, mültecilerin kabul edilmesiyle ilgili üstüne düşeni yapmalıdır. Avrupa Birliği ya giderleri karşılamalı ya da mültecilerin bir kısmını ülkelerine kabul etmelidir.” diye konuştu.
Arakçi’nin bu açıklamaları gerek Afganistan hükümetince gerekse sosyal medyada büyük tepki topladı. Tepkiler üzerine Arakçi, “Afgan göçmenlere yeni seçenekler sunmaya hazırlanıyoruz.” şeklinde bir açıklamayla geri adım atmak zorunda kaldı.
İran’da bir mülteci yasası olmaması sebebiyle Afgan mülteciler pek çok temel haktan yoksun olarak yaşıyor. İran, uzun yıllar Afgan mültecilere ev sahipliği yapsa da onlara vatandaşlık vermeye yanaşmadı. Mültecilerin birçoğu oturma izni alamadığı için ülkede kaçak durumda bulunuyor.
Uluslararası insan hakları kuruluşlarının yayımladığı çeşitli raporlarda, Tahran yönetimi, Afgan mültecileri oturma izni ve vatandaşlık karşılığında Suriye’deki çatışma bölgelerine göndermekle suçlanıyor.