Afganistan Sanayi Odası Başkanı Şirbaz Keminzade, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Afganistan’da Taliban’ın 15 Ağustos’ta ülkede kontrolü ele alması sonrasında meydana gelen yönetim değişiminin avantaj ve dezavantajlarını değerlendirdi.
Konuyla ilgili soru üzerine, eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani hükümetiyle Taliban yönetimini kıyaslayan Keminzade, her iki yönetimin de artı ve eksilerinin bulunduğunu belirtti.
Keminzade, “Önceki devlet döneminde güvenlik sorunlarımız vardı. Savaş vardı. Kanunlar uygulanmıyordu. Sınır kaçakçılığı, hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvet had safhadaydı. Fakat aynı zamanda uluslararası yardımlar geliyor. Bazı alt ve üst yapı projeleri yapılıyordu. Taliban yönetiminin işin başına gelmesiyle ülkede güvenlik hakim oldu. Bir Taliban yetkilisi bakan veya bir komutan, bir işle ilgili talimat yazarsa bu uygulanır. İşlerinde hile olmaz. Afganistan’da herkes bu yazılı emre itaat eder. Onun için bu dönemde iş yapmak eskiye nazaran daha mümkün hale geldi.” diye konuştu.
“Artık kimse rüşvet almıyor”
Afganistan Sanayi Odası çatısı altında yaklaşık 5 bin fabrikanın bulunduğunu dile getiren Şirbaz Keminzade, “Önceki dönemde üretim için ihtiyacımız olan ham maddeyi gümrük veya limanlardan çıkartırken hep sorun yaşardık. Taliban’ın gelmesiyle bu sorunlar sona erdi. Ülkedeki en yüksek makamlar dahi rüşvet alıyordu, artık kimse rüşvet almıyor. Ürünlerimizi Afganistan’ın tüm sathına güvenli bir şekilde ulaştırabiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Önceki dönemde fabrika ve iş yerlerinin güvenliğini sağlamak için onlarca silahlı özel güvenliğe para vermek zorunda kaldıklarını belirten Keminzade, Taliban’ın gelmesiyle bunun ortadan kalktığını söyledi.
“Halihazırda yeni devlet tam anlamıyla kurulmuş değil. Buna rağmen yabancı yatırımcıları Afganistan’a davet ediyorsunuz. Bu şartlarda ülkenize gelecek yatırımcılara ne gibi bir garanti sunabiliyorsunuz?” sorusunu Keminzade şöyle cevapladı:
“Garanti ve sigorta şartlarının tam olduğu yelerde herkes yatırım yapar. Rakibiniz de o oranda çok olur. Taliban yönetimi bir konuda söz verdiği zaman onun arkasında durur. Siz de bir projeyi tamamlayıp kendinizi ispat ettiğinizde diğer projelerin kapıları açılır.”
Afgan tüccar ve iş adamlarının güvenilir olmalarıyla ön plana çıktıklarını ileri süren Keminzade, “Afgan iş adamları hiçbir zaman iş birliği yaptıkları yabancı ortaklarını aldatmamışlardır. Afgan iş adamları dürüstlükleriyle bilinir.” dedi.
“Türk iş adamları gelsin birlikte büyük projelere imza atalım”
Afganistan Sanayi Odası Başkanı Keminzade, Türk iş adamlarını Afganistan’da yatırıma davet ederek, şunları söyledi:
“Ülkemizde çok önemli madenler var. Çıkarması da kolay. Bu değerleri taş ve mineralleri işleyecek 5 bine yakın fabrikamız var. Türkiye, teknolojik imkanları yüksek bir ülke. Türk iş adamları gelsin birlikte büyük projelere imza atalım. Türkiye, Afganistan’daki madenlerin işletilmesi, alt yapı ve inşaat yatırımlarında birçok iş yapabilir. Biz herkesten çok Türkiye’nin yapmasını isteriz. Çünkü biz tarihte hep yardımlaştık ve iş birliği içerisinde olduk. Yatırım işlerinde Türkiye’nin diğer ülkelerden daha önde olmasını bekleriz. Türkiye varken neden başka bir ülke olsun ki.”
“Batılı ülkeler ekonomik terör uyguluyor”
Batılı ülkelerin Afganistan’ın paralarını bankalarda bloke etmesinin bir tür ekonomik terör olduğunu ifade eden Keminzade, “Bizi bir ekmeğe muhtaç hale getirmek istiyorlar.” şeklinde konuştu.
“Uluslararası camiadan beklentimiz, karşı çıkma yerine yeni kurulan Afganistan devletine yardımcı olmalarıdır” diyen Keminzade, “Önceki devlet kurulurken uluslararası topluluklar, 5 milyar dolar civarında yardım etti. Bu devlete de yardım etmeliler. Afganistan bu yardımı özellikle İslam ülkeleri teşkilatlarından beklemektedir. Bizim de bu dünyada yaşamaya ve iş yapmaya hakkımız var.” dedi.
“İstihdam göçü önler”
Keminzade, Afganistan’da yatırım yapılmasının istihdam yaratacağı ve diğer ülkelere göçü önleyeceğinin altını çizerek, “Eğer yabancı ülkelerdeki bankalarda tutulan paralarımız bize verilmez ve bu ülkede yatırım yapılmazsa bu en az 2 milyon kişinin işsiz kalması demektir. O zaman bu insanlar ne yapacaklar? Ya İran ya Pakistan veya bölgedeki diğer ülkelere göç edecekler. Bu durum Avrupa ülkeleri için de sorun oluşturacak.” değerlendirmesinde bulundu.