Afganistan’da su ve enerji alanında çalışan uzmanlar, su sorunu yaşanılan komşu ülke İran’dan, iki ülke arasında 1973’te imzalanan anlaşmadan kaynaklanan taahhütlerini yerine getirmesini istiyor.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, geçen hafta yaptığı açıklamada, Taliban yönetiminin su politikasını eleştirerek, iki ülke arasındaki nehirlerde İran’ın hakkının verilmemesi durumunda konuyu uluslararası mahkemeye taşıyacaklarını söyledi.
Bu açıklama ile iki ülke arasındaki su anlaşmazlığı bir kez daha gündeme gelirken, İran’ın daha fazla su almak için uluslararası mahkemeye gitme tehdidi Afganistan’da tepki görüyor.
1973’te anlaşma imzalanmıştı
Afganistan ve İran arasında, 19. yüzyılın ortalarında başlayan Hilmend Su Yolu üzerindeki su sorunu 1973’te varılan anlaşmayla çözüme kavuşmuştu. Anlaşmaya göre, Afganistan İran’a “normal koşullarda” saniyede 26 metreküp su vermeyi taahhüt etmişti. Bunun 22 metreküpü, “İran’ın su hakkı” olarak tanımlanırken, 4 metreküpü ise Afganistan’ın İran’a yönelik “İyi niyet göstergesi” olarak belirlenmişti.
Ancak, bu tarihten itibaren her iki ülkede de meydana gelen siyasi değişimler bu anlaşmanın uygulanmasını zorlaştırdı. Her iki ülke temsilcilerinin katılımıyla oluşturulan ve anlaşmanın uygulanmasını denetleme görevini yürütmesi planlanan komisyon da bekleneni veremedi.
Anlaşma, kuraklık dönemlerinde İran’a akan suyun saniyede 26 metreküpün altında olabileceğini vurgularken, Afganistan’ın topraklarında su ile ilgili projeler geliştirmesini de engellemiyordu. Yine anlaşmaya göre, İran, Basra Körfezi’ne açılan limanlarını Afganistan’a kullandırma taahhüdünü vermişti.
Ancak, Afganistan’da yaşanan kuraklık nedeniyle İran’a akan su miktarını düşmesi, Tahran yönetimini rahatsız etmeye başladı.
İran, kuraklığı bahane ederek daha fazla pay sahibi olmak istiyor
Sık sık kurak dönemler geçiren iki ülke, 1973’te imzalanan anlaşmaya bağlı olduklarını ifade etmesine rağmen, su sorunu nedeniyle karşı karşıya geliyor.
Yetkililer, İran’ın, kuraklığı bahane ederek daha fazla pay sahibi olmak istediğini savunuyor.
Hilmend Nehri, iki ülkenin güney bölgelerinde birleşiyor. Afganistan’ın batı-orta bölgelerinde yüksek dağların beslediği Hilmend Nehri, güneye inerek İran’ın Sistan-Beluçistan eyaletine kadar uzanıyor. Nehrin yaklaşık yüzde 82’i Afganistan topraklarındayken geri kalanı da İran topraklarında bulunuyor.
Bu bölgeler, geniş çölleri, sıcak havası ve uzun süren kurak iklimiyle biliniyor. Bu nedenle, kuraklık nedeniyle zaman zaman İran’a akan su miktarında düşüş meydana geliyor. Tarım alanlarının sulanması, içme suyu temini ve mevsimsel taşkınlar nedeniyle ciddi sorunlar yaşayan Afganistan, ülke çapında barajlar ve sulama sistemleri yaparak tatlı su kapasitesini daha verimli kullanmaya çalışıyor. Ancak, İranlı yetkililer, sık sık söz konusu çalışmalarla kendi topraklarına akan su miktarının düşeceğini ve su kaynaklarına ciddi zarar vereceğini öne sürüyor.
Afganistan hükümetleri ise, ülkenin tatlı su kapasitesini artırmak amacıyla baraj ve sulama sistemleri projelerine ağırlık vermişti ancak, özellikle İran sınırına yakın bölgelerde bu projeler sık sık saldırıya uğradı.
“Kuraklık nedeniyle, İran’a fazla su vermek mümkün değil”
Su ve enerji alanında çalışan Afgan uzmanlar, AA muhabirine konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Taliban yönetiminin Su ve Enerji Bakanlığı Sözcüsü Mevlevi Ahtar Muhammed Nusret, her iki ülkenin de 1973 yılında imzalanan anlaşmaya bağlı olduğunu belirterek, kuraklığın ana sorun olduğunu söyledi.
Nusret, İranlı yetkililer ile su konusunu görüştüklerini belirterek, “Ülkede kuraklık olduğunda İran’a fazla su vermek mümkün değil. Şu an, kuraklık nedeniyle Hilmend vilayetinin kendisine yetecek kadar dahi suyu bulunmuyor.” dedi.
Su alanındaki uzmanlardan, Su ve Enerji Bakanlığı Müşaviri Faruk Azam ise Afganistan’ın yaklaşık 80 milyar metreküp su kaynağı bulunduğunu ve bunun yaklaşık yarısının komşu ülkelere aktığını belirtti.
Azam, Afganistan’ın su kaynaklarından neredeyse tüm komşuların istifade ettiğini belirterek, “İran’ın doğu bölgesinin yüzde 90’ı Afganistan’ın su kaynaklarını kullanıyor. İran ile su sorunu yaşanmasının en önemli sebeplerinden biri ülkede kuraklık yaşanmasıdır. Afgan halkı da aynı sorunla karşı karşıya.” diye konuştu.
Kuraklık nedeniyle sorunu yaşandığını ve bununda İran tarafının şikayetlerinin artmasına neden olduğunu vurgulayan Azam, “İran’ın bu sorunu anlayışla karşılaması lazım. İkinci olarak da, İran kendi içindeki bazı meseleler nedeniyle Afganistan ile su sorununu ortaya atıyor. Adeta bunu bir silah olarak kullanıyor. Teknik bir meseleyi siyasi meseleye çeviriyor. Kendi siyasi çıkarı için kullanıyor bunu. Afganistan, İran ile su kaynaklarını paylaşmaya her zaman hazır ancak, kuraklık olduğunda su sorunu yaşanıyor.” ifadelerini kullandı.
“İran, taahhütlerini yerine getirmedi”
Azam, iki ülke arasında Hilmend Nehrindeki su kullanımı konusunda 1973 yılında imzalanan anlaşma gereği İran’ın üzerine düşen yükümlülüklerini şu ana kadar yerine getirmediğini savundu.
Afganistan’da Taliban’ın yönetime gelmesiyle güvenliğin sağlandığını ve her iki ülkenin de yükümlülüklerine uygun hareket etmesi gerektiğini aktaran Azam, şunları kaydetti:
“Aslında iki ülke arasında yapılan bu anlaşma metninde, Afganistan’dan alınan su karşılığında İran’ın Çabahar deniz limanının ücretsiz kullanılması, bu limandan Afganistan’ın Nimruz vilayetine kadar demiryolunun inşa edilmesi, çift yönlü karayolu yapılması, Hilmend vilayetinde 3 barajın yapımı ve benzin desteği taahhüdü bulunuyor. Bu bir ticarettir. Afganistan’dan İran’a saniyede 22 metreküp su sözleşme gereği ve 4 metreküp su da iyi niyet komşuluk göstergesi olarak akıyor. Eğer İran Afganistan’dan daha fazla su istiyorsa o zaman suyu satın alması gerekir. İran, anlaşma gereği verdiği taahhütleri yerine getirmedi.”
Söz konusu anlaşmanın süresiz olduğunu ve yükümlülüklerin açık olduğunu belirten Azam, “İran ile Hilmend nehriyle ilgili yapılan anlaşmada da her saniye illa 26 metreküp su akacak diye bir şey yok. Yağış olduğunda fazla akar. Kuraklık olduğunda da az akacak. Zaten bu da metinde var.” diye sözlerini tamamladı.
Küresel ısınma su kaynaklarını etkiledi
Su alanındaki bir başka uzman Azizurrahman Aziz ise küresel ısınma nedeniyle iklimin değiştiğini ve bu nedenle ülkedeki su kaynaklarında ciddi bir düşüşün meydana geldiğini aktardı.
Yağışların azalması nedeniyle ülkedeki nehir ve havzalarındaki su miktarı seviyesinde ciddi düşüş meydana geldiğini kaydeden Aziz, şunları söyledi:
“Kuraklık su kaynaklarını derinden etkiledi. Göl ve göletleri de etkiledi. İnsanlar akarsuda yeterli su olmadığı için yeraltı kaynaklarını kullanmaya yöneldi. Yeraltı su kaynakları da azalmaya başladı. Bu kaygı verici bir durum. Normalde bu mevsimde yağışlar artıyor ve nehirler sel sularıyla dolup taşıyordu. Ekinler yağan yağmurlarla sulanıyordu ancak şu an iş tersine gidince ekinler de nehirlerden sulanmaya çalışılıyor. Yani şu an ülkenin birçok bölgesinde kendisine yetecek kadar da suyu bulunamıyor.”