Dün Kabil havalimanı başta olmak üzere Kabil’in çeşitli yerlerinde gerçekleşen terör saldırılarında 100’ü aşkın kişi hayatını kaybederken, konuya ilişkin açıklama yapan ABD Başkanı Joe Biden saldırıların faili olarak DEAŞ/Horasan’ı gördüklerini ve kendi belirleyecekleri yer ve zamanda karşılık vereceklerini söyledi.
Kabil’deki saldırıların, Taliban’ın ülkeyi kontrol ettiğini ilan etmesinden kısa süre sonra gelmesi, uzun zamandır çatıştıkları bilinen Taliban ile DEAŞ/Horasan arasındaki gerilimi gözler önüne serdi.
Adını geçmişte Afganistan, Pakistan, İran ve Orta Asya’yı kapsayan bölgeye verilen Horasan’dan alan DEAŞ/Horasan, 2013’te El Kaide’den koparak kurulan DEAŞ’ın Afganistan ile Pakistan alanında faaliyet gösteren kolu.
2014’te DEAŞ’ın Irak ve Suriye’de gücünü ispatlamasıyla Tehreek-e-Taliban Pakistan’ın (Pakistan Talibanı) eski mensupları, DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi’ye bağlılıklarını bildirmişti. Ayrıca bu süreçte Pakistan ve Afganistan’dan pek çok kişi DEAŞ saflarında savaşmak üzere Irak ve Suriye’ye gitti. Böylece bölgede DEAŞ’a bağlılığını bildiren kişilere Pakistan Talibanı’nın da katılmasıyla DEAŞ/Horasan Ocak 2015’te kuruldu.
Örgütün, pek çok Orta Asya ve Arap ülkesinin yanı sıra Çeçenistan, Hindistan, Bangladeş ve Çin’den gelen binlerce mensubunun olduğu iddia ediliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından temmuz ayında yayımlanan rapora göre, örgütün en az 500 ila birkaç bin arasında militanı bulunuyor.
DEAŞ/Horasan, kurulmasının hemen ardından ülkenin doğusundaki Nangahrar eyaletinin dağlık bölgeleri ile Kunar vilayeti arasında konuşlanmaya başladı. Bu dağlık bölgenin 2001’de Taliban’ın devrilmesinden sonra El Kaide lideri Usame Bin Ladin’e sığınak olduğu medyaya yansımıştı.
ABD öncülüğündeki DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyonun 2017’de örgütü fiziki olarak Irak ve Suriye’de yok ettiklerini ilan etmesi ardından, DEAŞ/Horasan’ın geri dönenler ve özellikle Orta Asya’daki ülkelerden bünyesine kattığı militanlarla daha da güçlendiği iddia ediliyor.
ABD’nin 2016’da yabancı terör örgütleri listesine aldığı DEAŞ/Horasan’ın Nangarhar, Nuristan, Kunar ve Laghman vilayetlerinde etkili olduğu belirtiliyor. Yine örgütün son zamanlarda Kabil’in çevresinin yanı sıra Faryab, Cüzcan ve Kunduz vilayetlerinde de etkinlik gösterdiği iddia ediliyor.
Son aylarda DEAŞ/Horasan başkent Kabil çevresi ile bazı kuzey vilayetlerinde varlık gösterme denemelerinde bulundu. Kontrolü kaybeden Afgan güvenlik güçlerinin söz konusu bölgelerdeki operasyonlarında bazı militanlar ele geçirilmişti.
Öte yandan, DEAŞ/Horasan’ın sorumlusu Hafız Sayid, Ağustos 2016’da, halefi Abdul Hasip ise Nisan 2017’de ABD ve Afgan güçlerince öldürüldü. Yeni lider Abdullah Orakzai de Nisan 2020’de Afganistan’ın güneyinde yakalandı.
Afgan ordusunun, tamamen bitirildiğini ancak uyuyan hücrelerce saldırıların devam edeceğini belirttiği örgütün liderliğini, Haziran 2020’den bu yana Şahab el-Muhacir yapıyor.
Örgüt sivilleri saldırılarıyla adından söz ettirdi
Batı ülkelerinin, Taliban’la mücadele ettiği dönemde DEAŞ/Horasan’ı en az Taliban kadar büyük bir tehdit olarak gördükleri biliniyor.
Örgüt, kurulduğu ilk üç yıl içerisinde Afganistan ve Pakistan’daki büyük şehirlerde azınlık gruplarına, kamusal alanlara ve kurumlara ve hükümet binalarına yönelik saldırılar düzenledi.
Silahlı çatışma yeri verilerini derleyen ACLED’e göre, Pakistan’da Ocak 2017 ile Ekim 2018 arasında DEAŞ/Horasan’ın saldırılarında 338 sivil hayatını kaybetti.
Öte yandan, Afganistan’daki BM’nin Yardım Misyonu’na (UNAMA) göre, sadece 2021’in ilk dört ayında DEAŞ kaynaklı 77 saldırı yapıldı.
Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, DEAŞ/Horasan 2018 yılına kadar dünyanın en ölümcül dört terör örgütünden biri haline geldi.
Azınlık gruplarını öncelikli hedefler arasına alan örgüt, eylemlerinde Şiileri hedef aldı.
Mayıs 2020’de Kabil’de Şiilerin yoğun yaşadığı bir bölgede bir doğum hastanesine düzenlediği saldırıda 16 anne ve 9 yeni doğan bebek hayatını kaybetti.
Düzenlediği saldırılarda yüzlerce Afgan sivil ve asker ile onlarca yabancı asker ve görevlinin de ölümüne yol açan örgütün, ABD ve diğer batı ülkelerine yönelik saldırılar planladı.
2017’de Stockholm’de kamyonla kalabalığın içine giren 39 yaşındaki Özbek asıllı Rahmat Akilov’un DEAŞ/Horasan ile ilişkilerinin olduğu iddia edilmişti.
Yine DEAŞ/Horasan bağlantılı en az 8 kişi ABD’de tutuklanırken, 2018’de bir alışveriş merkezine saldırı planlayan 18 yaşındaki Teksaslı Martin Azizi-Yarand, DEAŞ/Horasan’a katılmaya hazırladığını belirtmişti.
Taliban’la rekabet
DEAŞ/Horasan, Taliban’ı stratejik rakibi olarak değerlendiriyor. Örgüt, Taliban’ı sadece Afganistan’la sınırlı bir hükümet kurma amacı güden milliyetçiler olarak tanımlayarak, küresel bir halifelik kurma hedefi benimsiyor.
Irak ve Suriye’dekinin aksine Afganistan’da topraklarını genişletemeyen örgüt kurulduğundan bu yana, Afganistan’da Taliban mevzilerini hedef almanın yanı sıra Taliban üyelerini tarafına çekmek için çabalıyor.
Ocak 2015’te birbirlerine karşı savaş ilan eden iki örgüt arasından özellikle ülkenin kuzeyinde ve doğusunda süren sert çatışmalarda onlarca kişi öldü.
Şubat 2020’de Doha’da Washington ile Taliban arasında imzalanan Amerikan ve yabancı birliklerin Afganistan’dan çekilmesine ilişkin anlaşma, DEAŞ tarafından sert şekilde eleştirilmişti.