Geçmişte sömürge güçlerinin rekabet merkezi Afrika kıtası, bugün küresel aktörlerin güç mücadelesine sahne oluyor.
Rusya’nın Afrika ülkeleriyle ilişkileri, SSCB döneminden beri sürse de son yıllarda kurduğu ilişkiler ve attığı adımlar, birçok Avrupa ülkesinin dikkatini çekiyor.
Afrika ülkeleriyle özellikle askeri alanda ilişkiler kuran ve buna karşın ham madde kaynakları ve enerji üretimi ile altyapı projelerine hakim olmaya çalışan Rusya, Afrika’nın toplam silah ithalatının yüzde 35’ini karşılıyor.
Kıtanın eski sömürge güçlerinden ve halen farklı alanlarda Afrika’da nüfuz sahibi olan Fransa ise Rusya’nın Afrika’daki adımlarından rahatsızlığını belli eden ülkelerin başında geliyor.
Burkina Faso ve Mali’de yaşanan askeri darbeler ve yeni iktidarların, Fransa’nın varlığını sorgulaması ve Mali’deki askeri cuntanın Rus paralı askerlerle işbirliğini tercih etmesi, iki kıta dışı aktör arasındaki güç rekabetini artırdı.
Rusya’nın Afrika ülkeleriyle kurduğu diplomatik ve ekonomik ilişkilerin yanında özellikle askeri ve güvenlik alanındaki ilişkileri de Afrika’da Rusya-Fransa rekabetini yeniden gündeme getirdi.
Bu rekabetin yaşandığı Mali, Burkina Faso ve Nijer gibi ülkelerde ise siyasi istikrarsızlıklar, gıda krizleri, güvenlik sorunları ve ekonomik bunalımlar ortaya çıkıyor.
Afrika’da Rus paralı askerlerin varlığı
Afrika’da Wagner ile Patriot, Sewa Security Service ve RSB gibi Rus güvenlik şirketleri faaliyet gösteriyor.
Rus paralı askerler, yerel orduları eğitmek, önemli isimleri korumak, hükümet dışı silahlı gruplarla mücadele etmek, maden ve mineral bölgelerini korumak gibi görevlerde bulunuyor.
Afrika’da varlığı en fazla bulunan Rus güvenlik şirketi Wagner, Angola, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Madagaskar, Mali, Mozambik, Sudan ve Zimbabve’de faaliyet gösteriyor.
Diğer Rus özel güvenlik şirketlerinden Patriot’un Burundi’de, Sewa Security Service’ın Orta Afrika Cumhuriyeti’nde, RSB’nin ise Senegal, Libya, Nijerya’da bulunduğu belirtiliyor.
Yerel güçlere askeri eğitim veren, liderlere yakın koruma sağlayan ve enerji noktalarını koruyan Rus paralı askerler, bu hizmetlerinin karşılığında ülkelerdeki mineralleri ve doğal mirası kullanmak, silah, teknoloji ve askeri hizmet tedarik etmek için bazı imtiyaz ve ruhsatlara sahip oluyor.
Afrika’da Fransa karşıtlığı artıyor
Kıtanın eski sömürge güçlerinden Fransa, Senegal, Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer ve Çad gibi Afrika ülkelerinde güvenliği sağlamak gerekçesiyle askeri varlığını devam ettiriyor.
Mali’de siyasi istikrarsızlık ve El Kaide bağlantılı grupların faaliyetlerine karşı 2013’te Serval Operasyonu’nu başlatan Fransa, 2014’te ise askerlerini Moritanya, Çad, Nijer, Burkina Faso’ya konuşlandırarak Barkhane Operasyonu’nu başlattı.
Binlerce askeriyle Fransa’nın Afrika ülkelerindeki askeri operasyonlarına rağmen etnik çatışmalar, isyanlar ve terör faaliyetlerinin önü kesilemedi.
Burkina Faso’da Fransa’nın operasyonları sonrası El Kaide ve DEAŞ bağlantılı grupların varlığında da artış gözlendi.
Öyle ki yerel basın, Barkhane Operasyonu’nun güvenliği ve barışı sağlamakta yetersiz kaldığını, etnik topluluklar arasındaki çatışmaları önleyemediğini, halkın daha fazla terör saldırısına maruz kalmasına yol açtığını gündeme taşıdı.
Özellikle Mali, Nijer ve Burkina Faso gibi ülkelerde Fransa’nın varlığına yönelik tepkiler artış gösterdi.
Mali, Nijer ve Burkina Faso’da düzenlenen Fransa karşıtı eylemlerde Rus bayraklarını taşıyan göstericiler, “Fransa defol” anlamına gelen Fransızca “France degage” yazılı dövizler taşıdı.
Malili entelektüeller, Fransa’nın yeni bir sömürgecilik biçimiyle faaliyetlerine devam ettiğini belirterek, Burkina Faso medyası da Fransız askerlerinin bölgeye istikrar getirmediğine, aksine istikrarsızlaştırdığına işaret etti.
Senegalli muhalif lider Ousmane Sonko’nun Mart 2021’de gözaltına alınması sonrası sokak olaylarında göstericiler, Fransız iş yerlerini hedef aldı.
Sonko, Temmuz 2021’de yaptığı açıklamada ise “Ülkedeki tüm sıkıntıların kaynağı Fransa değil ama Fransa’nın artık elini gırtlağımızdan çekmesinin zamanı geldi.” ifadesini kullanarak, Fransa’yı Senegal’in iç işlerine karışmakla suçladı.
Afrika’da Fransa-Rusya rekabeti
Afrika’da başlattığı operasyonlarda binlerce askeri bulunan Fransa’nın üst düzey yetkilileri, Rus paralı askerlerinin Afrika’daki varlığından açıkça endişe duyduklarını dile getiriyor.
Eski Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, Eylül 2021’de yaptığı açıklamada, Wagner’in Mali’ye gönderilmesine ilişkin Rusya ile Mali arasında bir anlaşma imzalanacak olmasının son derece endişe verici olacağını açıkladı.
Eski Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ise Wagner’in Mali’deki varlığını, Fransa’nın bölgedeki varlığının aleyhinde bir adım olarak değerlendirdi.
Son yıllarda sınırlarındaki silahlı gruplar ve terör örgütleriyle mücadelede eden Burkina Faso’nun Wagner grubu ile anlaşma yaptığı iddiası da Burkina Faso ile Fransa arasında gerginliğe neden oldu. Burkina Faso, 4 Aralık’ta Fransız radyosu Radio France Internationale’in (RFI) yayınlarını askıya aldı.
Geçiş Dönemi Başbakanı Apollinaire Joachimson Kyelem de Tambela, 21 Aralık’ta yaptığı açıklamada, Burkina Faso’nun ortaklıklarını çeşitlendirme konusunda kararlı olduğunu vurgulayarak, Rusya ile müttefik olmak istediğini bildirdi. Açıklamanın ertesi günü Burkina Faso’da 2 Fransa vatandaşı casusluk suçlamasıyla sınır dışı edildi.
Birleşmiş Milletler (BM) Koordinatörü Barbara Manzi, 23 Aralık’ta Burkina Faso’da “istenmeyen kişi” ilan edildi ve Manzi’nin ülkeyi terk etmesi istendi.
Rus Evi’ne saldırıdan Fransa sorumlu tutuldu
Rusya ile ülkedeki şiddet olaylarına karşı birlikte mücadele etmek amacıyla Ağustos 2018’de askeri anlaşma imzalaması sonrası Orta Afrika Cumhuriyeti’nde (OAC) dikkati çeken gelişmeler yaşanıyor.
Kimliği tespit edilemeyen bir uçak, 28 Kasım’da aralarında Wagner üssünün de olduğu askeri hedefleri bombaladı ve kuzey sınırından ülkeyi terk etti.
OAC’de kültür merkezi olarak faaliyette bulunan Rus Evi’ne 16 Aralık’ta gönderilen bir paket infilak etti ve Rus Evi Müdürü Dmitriy Sıtıy yaralandı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, saldırıyı kınayarak, “Açıkça Bangui’deki Rus Evi’nin faaliyetlerini engellemeyi ve daha geniş anlamda iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin başarıyla gelişmesine zarar vermeyi amaçlayan bu suç eylemini şiddetle kınıyoruz.” ifadesi kullanıldı.
Wagner’ı kurduğu ileri sürülen Yevgeny Prigozhin ise saldırıdan Fransa’yı sorumlu tutarak bir Rus yetkilinin ciddi şekilde yaralanmasına yol açan olayın arkasında olmakla suçladı.
Saldırı sonrası 22 Aralık’ta Rusya Dışişleri Bakanlığı, Fransa’nın Moskova Büyükelçisi Pierre Levy’ni Bakanlığa çağırdı ve Rus Evi’ne yönelik saldırıyla ilgili açıklamalarından ötürü protesto notası verdi.
Rus özel askeri birimlerinin sivil halka karşı şiddet kullanmasıyla ilgili Rusya’ya yöneltilen suçlamaların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Rus makamları, Fransa’yı bölgedeki çalışmalarında sömürgeci yaklaşımdan kaçınmaya çağırdı.
ABD merkezli “The Daily Beast” adlı internet sitesi de Wagner’in, OAC’de hücrelerde tutulan isyancıları salarak Ukrayna ve Mali gibi ülkelerde savaştırdığını öne sürerken Belçika’nın De Standaard gazetesi Wagner’in, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 2019’da “Diamville” ve “Bois Rouge” isimli paravan şirketler kurduğunu ve bu ülkeden Belçika’ya 32 bin avroluk elmas getirdiğini yazdı.