Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’inin yaşadığı 54 ülkeli Afrika kıtasında yaşanan bölgesel sorunların çözümü, BM Güvenlik Konseyinin gündeminde uzun yıllardır önemli yer tutuyor.
Buna rağmen, ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’nın daimi üye olduğu konsey yapısında, Afrika’nın daimi olarak temsilinin bulunmaması, sistemin adaletsiz ve eşitlikten uzak yapısına ilişkin tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Witwatersrand Üniversitesi Yönetim Okulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. William Gumede, AA muhabirine, BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesinin sahip veto hakkı ve genel sekreteri atama yetkisinin, adaletsiz ve eşitlikten uzak bir sistem yarattığını belirterek “Bu sistemde 5 daimi üye, dünyanın geri kalanından daha fazla güce sahip.” dedi.
Gumede, daimi üyelerin karşı çıkması ve kalan diğer ülkeler arasında bir fikir birliği bulunmaması nedeniyle “acil ihtiyaç duyulan” reformun henüz gerçekleştirilemediğine değinerek “Bu durum, BM’nin yetkisiz, güçsüz ve güvenilirlikten uzak olması anlamına geliyor.” diye konuştu.
Konseydeki bu adaletsiz yapının dünya genelinde belirsizliğe ve kaosa neden olduğuna dikkati çeken Gumede, reform edilmiş sistemde herkese eşit söz hakkı verilmesi gerektiğini söyledi.
Gumede, BM’nin kurulduğu 1945’te çoğu sömürge olan Afrika ülkelerinin artık bağımsız devletler olduğunu, buna rağmen kıtadaki 54 ülkeden hiçbirinin konseyde temsil edilmemesinin BM’nin bu ülkeleri halen neredeyse “sömürge” gibi gördüğü anlamına geldiğini ifade etti.
ABD ve batı ülkelerinin güç kaybederken Türkiye, Çin, Brezilya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin yükselişe geçtiği değişmekte olan “yeni dünya düzeni”nde, Afrika’nın iddialı bir şekilde sahneye çıktığını kaydeden Gumede, “BM’nin mevcut yapısı, bu yeni dünyanın ihtiyaçlarını karşılamaktan bir hayli uzak.” dedi.
“Kenya ve Nijerya, Konsey üyeliğiyle ilgilendiklerini dile getiren ülkelerden”
Kapsayıcı Toplum Enstitüsü Üst Yöneticisi (CEO) Daryl Swanepoel de mevcut sistem içinde BM Güvenlik Konseyinde daimi temsil hakkından yoksun bırakılan Afrika kıtasının, Konseyin reformla genişletilmiş yapısı içinde 2’si daimi olmak üzere en az 7 üyeyle temsil edilmesi gerektiğini belirtti.
Afrika ülkelerinin kendilerini kimin temsil edeceğine kendileri karar vermesi gerektiğini vurgulayan Swanepoel, “Afrika olarak BM Güvenlik Konseyindeki temsilcilerimizin belirlenmesi konusunda dikte edilmek istemediğimizi söylüyoruz.” diye konuştu.
Swanepoel, kıtayı hangi ülkelerin temsil edebileceği konusuna da değinerek “Kenya ve Nijerya, Konsey üyeliğiyle ilgilendiklerini dile getiren ülkelerden. Kıtanın ekonomik güç merkezi Güney Afrika ise henüz bu isteğini dile getirmiş değil. Ne olursa olsun Afrika’yı temsil edecek ülkeler, bunun için gerekli kapasite ve kaynaklara sahip olmalı.” ifadelerini kullandı.
Bunun zayıf ekonomilere ve zayıf demokrasilere sahip ülkelerin Afrika’yı temsil edemeyeceği anlamına geldiğini kaydeden Swanepoel, öte yandan kıtanın farklı bölgelerinden seçilmiş ülkelerden oluşan adil bir temsil sisteminin önemine dikkati çekti.
Swanepoel, bu durumda Güney Afrika Cumhuriyeti’nin kıtanın güneyinde diğer adaylar arasında öne çıkacağını dile getirdi.
Afrika’nın BM’deki temsil düzeyi, sistemin devamlılığı açısından hayati
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Şuay Nilhan Açıkalın ise son yıllarda dünyanın bir nevi krizler döngüsünün içinden geçtiğini ve bunun BM için önemli sınama dönemi olduğunu dile getirerek “BM’nin bugün gelinen noktada bölgesel ve küresel sorunların çözümüne katkı sağlayamayıp, dünya barışını sağlayamadığını görüyoruz. Bu iki konuda da BM’nin işlevini gerçekleştiremediğini söyleyebiliriz.” dedi.
Bu durumun acil bir reformun hayata geçirilmesi ihtiyacı doğurduğuna dikkati çeken Açıkalın, Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” kavramının, bugün uluslararası arenada birçok aktör tarafından da benimsendiğini söyledi.
Açıkalın, batılı ülkelerin Afrika’ya yıllarca sömürgecilik perspektifiyle yaklaştığını vurgulayarak “Bu yüzyıl Afrika yüzyılı olacaksa, tüm dünyanın Afrika ile yeni bir ilişki biçimi kurması gerekiyor.” diye konuştu.
Bununla birlikte kıtanın BM Güvenlik Konseyinde henüz bir güce sahip olmadığına dikkati çeken Açıkalın, Afrika’nın BM içinde farklı alanlarla temsilinin, sistemin devamlılığı açısından hayati önem arz ettiğini belirtti.