Güvenlik uzmanları ve analistler, Afrika’da “en büyük sorun” olan terör meselesini bu yıl da tehditler listesinin başına koyuyor.
Burkina Faso’nun kuzeyindeki Sahel bölgesi, Somali ve Mozambik’in bazı kesimleri, 2022’de şiddet olaylarına sahne oldu.
Terör örgütü El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplar, Mali, Nijer ve Burkina Faso’nun ortak sınır hattında yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği saldırılar düzenledi. 2023’te de Moritanya’dan Sudan’a kadar uzanan Sahel bölgesi ve özellikle Mali ve Burkina Faso’nun çatışmalara sahne olma potansiyeline sahip bulunduğu değerlendiriliyor.
Ayrıca Nijerya ve Kamerun gibi ülkelerin bulunduğu Batı Afrika’nın, siyasi güç mücadelelerine, etnik ve dini gerilimlerden kaynaklı çatışmalara sahne olması öngörülüyor.
Libya, Tunus ve Mısır gibi ülkelerin yer aldığı Kuzey Afrika ise yine siyasi güç mücadeleleri ve dış müdahalelerle ilgili çatışmalardan etkilenme riskine sahip.
Öte yandan Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Ruanda ve Burundi gibi ülkelerin yer aldığı Orta Afrika ve Doğu Afrika’da da uzun yıllardır devam eden çatışmalar yaşanıyor.
Etiyopya, Cibuti, Eritre ve Somali gibi ülkelerin dahil olduğu Afrika Boynuzu’nun çeşitli doğal kaynaklar, siyasi güç ve jeopolitik rekabetten kaynaklı çatışmalara sahne olma olasılığı üzerinde de duruluyor.
Afrika Boynuzu’nu istikrarsızlaştırma potansiyeline sahip olan Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) ile Etiyopya arasında Güney Afrika’nın başkenti Pretorya’da 25 Ekim 2022’de başlayan yoğun müzakerelerin sonunda 12 Kasım’da Kenya’nın başkenti Nairobi’de barış anlaşması imzalandı. Bölgesel kriz şimdilik son bulmuş olsa da uzmanlara göre, sürecin kalıcı bir barışa evrilmesinin önünde hala engeller ve riskler var.
Etiyopya’da devam eden barış görüşmelerinin ülkenin istikrarının yanı sıra bölgesel istikrar için oldukça önemli olduğu kaydediliyor.
Eritre’nin de TPLF ile olan mücadelesinin devam etmesi bekleniyor. Etiyopya’daki Rönesans Barajı kaynaklı Mısır, Etiyopya ve Sudan arasındaki bölgesel mücadelenin süreceği öngörülüyor.
Kıtayı kuraklık ve iklim değişikliği tehdit ediyor
Afrika kıtasını 2023’te bekleyen en büyük sorunlardan birinin de kuraklık ve kıtlık olduğu bildiriliyor. Kıtada iklim değişikliği ve buna bağlı oluşacak kıtlık nedeniyle binlerce kişinin güvenli gıdaya erişemeyeceği ve yetersiz beslenme yüzünden çok sayıda can kaybının gerçekleşebileceği tahmin ediliyor.
Su kaynaklarının yetersizliği, yağış düzensizlikleri Somali’de 2020’den beri ciddi bir kıtlığa neden oldu. Somali’de son 40 yılın en büyük kuraklığının yaşandığı süreçte arka arkaya beş yağış sezonu kurak geçti. 2023’te Somali nüfusunun en az yarısının kıtlıktan etkilenmesi riski bulunuyor.
Seçimler gündemde
Afrika kıtasının 2023’te en önemli gündem maddelerinden biri de seçimler olacak. 2023’te 24 Afrika ülkesinde seçim yapılması bekleniyor.
Şubat ayında planlanan seçimlerle Nijerya, cumhurbaşkanını seçecek. Bununla birlikte Orta Afrika Cumhuriyeti, Sierra Leone, Sudan, Libya, Zimbabve, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Gabon ve Liberya gibi ülkeler de sandıkta demokrasi sınavı vermeye hazırlanıyor.
Salgın hastalıkların da 2023’te kıtanın önemli sorunları arasında yer alacağı tahmin ediliyor.
Kıtada ulusal sağlık sistemleri üzerinde büyük bir baskı oluşması bekleniyor. Kıta, aynı zamanda Kovid-19’un yanı sıra ebola, tüberküloz, sıtma ve HIV/AIDS gibi sağlık tehditleriyle de karşı karşıya.
Kıtayı 2023 yılında bekleyen diğer önemli sorunlardan biri de ekonomik büyümede yaşanacak riskler.
Ekonomistlere göre, 2023 yılında Afrika ekonomilerinde şu an var olan büyümenin geriye dönme ihtimali söz konusu.
Artan jeopolitik gerilimler, Kovid-19 salgınının devam eden etkileri, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar, iş ve tüketici fiyat baskıları, uluslararası ve yerel finansın artan maliyeti, ulusal seçimler, iklim değişikliği gibi olayların Afrika ekonomilerini 2023 boyunca etkisi altına alacağı belirtiliyor.
“2023 yılında Afrika’yı bekleyen en büyük sorun kuraklık”
Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmacısı Tunç Demirtaş, Afrika’nın etnik ve dini gerilimler, su ve doğal kaynaklar için rekabet ve siyasi güç mücadeleleri nedenleriyle çatışmalara sahne olan bir coğrafya olduğunu söyledi.
Ulusal çıkarlarını sürdürmek için yabancı hükümetler ya da uluslararası kuruluşlar gibi kıta dışı aktörler tarafından çatışmaların desteklenerek körüklendiğine dikkati çeken Tunç, “Dolayısıyla Afrika için 2023 yılında da olumsuz durumun devam etmesi söz konusu. Küresel ve bölgesel güç ve iktidar mücadelelerinden dolayı kıtada farklı ülkelerde meydana gelen güç boşlukları, terörün güçlenmesine olanak sağlıyor.” diye konuştu.
Afrika’da çatışmadan etkilenen bölgelerin sayısının oldukça fazla olduğunun altını çizen Tunç, 2022’de olduğu gibi 2023’te de Sahel bölgesinin yoğun çatışmalara sahne olabileceği yorumunu yaptı.
Tunç, “Mali ve Burkina Faso çatışmalara sahne olma potansiyeli taşıyor. Ayrıca Nijerya ve Kamerun gibi ülkelerde siyasi güç mücadelelerine tanık olabiliriz. Siyasi güç rekabetinin yaşandığı Etiyopya, Cibuti, Eritre ve Somali gibi ülkelerde de çatışmalar beklenebilir.” dedi.
Somali’nin bir yandan terör örgütü Eş-Şebab, diğer yandan kıtlıkla mücadele etmek zorunda kalabileceğine dikkati çeken Tunç, bu durumun Afrika Boynuzu’nda istikrarsızlık riskini artırabileceğini kaydetti.
Diğer yandan Tunç, 2023’te Afrika kıtasında demokratikleşme eğilimlerinin daha fazla artabileceğini vurguladı.
“Afrika Birliği, terörle mücadelesini bu yıl devam ettirebilir”
Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkan Danışmanı Dr. Elsadig Elfaqih de Afrika kıtasında 2022 ve öncesinde yaşanan çatışma, kuraklık, bölgesel krizler, demokrasi beklentileri, barış görüşmeleri gibi birçok maddenin 2023’te de gündemde olacağını söyledi.
Kıtada terör sorununu kökten çözmenin uzun zaman alacağını ifade eden Elfaqih, “Terör örgütleri kıtada maalesef hala çok aktifler. Afrika Birliği (AfB), salgın sürecinde hayata geçiremediği mücadelesini bu yıl devam ettirecek diye düşünüyorum. Sorunu tümden çözemeyecek belki ama bir kısmını çözeceğine inanıyorum.” dedi.
Batı Afrika’da Boko Haram, Doğu Afrika’da Eş Şebab’ın terör faaliyetlerine halen devam ettiğini, DAEŞ’ın ise Mozambik’e kadar ilerlediğini kaydeden Elfaqih, Sahel ülkelerinde de farklı türden terörist faaliyetlerin alevlendiğini belirtti.
Terörist grupların kıta dışından yardım aldıklarını söyleyen Elfaqih söyle konuştu:
“Dışarıdan aldıkları desteğe rağmen kıta ülkelerinin bu gruplar üzerindeki baskısı da artıyor. Doğu ve Batı Afrika’daki bu terörist faaliyetlere karşı ortak mücadele son derece önemli. Dolayısıyla çatışmaların ve terörist faaliyetlerin yıl sonunda sona ereceğine dair büyük bir umut var. Bu konuda barış çalışmaları ve anlaşmalarının yapılacağını düşünüyorum.”
Elfaqih, kıtada 2023’te birçok ülkede yapılacak seçimlerin, demokratikleşme ve istikrar yolunda önemli bir adım olacağını vurguladı.
“Türkiye’nin Afrika’da barışın sağlanmasında üsteleneceği aktif role dair umudumuz var”
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mayada Kamal Eldeen de Afrika kıtasının, 2020’den bu yana dünyada “en fazla terör eyleminin gerçekleştiği bölge” haline geldiğini söyledi.
Eldeen, Burkina Faso, Somali gibi ülkelerin, Irak ve Afganistan’ı geride bırakarak “terör eylemlerinin merkezi” haline geldiğini söyleyerek kapsamlı barış anlaşmaları yapılmadığı sürece kıtada çatışma ve istikrarsızlığın 2023 ve sonrasında da devam edeceği değerlendirmesinde bulundu.
Eldeen, şöyle konuştu:
“Geçen yıl Etiyopya hükümeti ile ayrılıkçı silahlı grup ve Sudan’da askeri kanat ile sivil kanat arasında imzalanan barış anlaşmaları dışında kıta genelinde barış odaklı başka bir anlaşma yok. Bu arada Sudan’da uzlaşmaya yönelik her ne kadar bir anlaşma söz konusu olsa da bu ülkeye henüz istikrar getirmedi. Hatta önümüzdeki temmuz ayında yapılması planlanan seçimlerin de yapılmama ihtimali var. Dolayısıyla kıtada 2023 ve sonraki yıllara dair çok da parlak tahminlerde bulunamıyoruz.”
Kıtada demokratikleşme yolunda atılacak adımlarda Türkiye’nin daha aktif olması gerektiğini söyleyen Eldeen, “Türkiye’nin, Libya’daki ve Ukrayna ile Rusya arasındaki arabuluculuk rolünü Afrika’da da göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin Afrika’da barışın sağlanmasında üsteleneceği aktif role dair umudumuz var.” ifadelerini kullandı.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin 2023’te Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ülkeleri grubunun dönem başkanlığını yapmasının Afrika kıtası için önemli gelişmelerden biri olacağını anlatan Eldeen, dönem başkanlığının Güney Afrika’ya çok büyük yarar sağlayacağını belirtti.
2021’de faaliyete geçen Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Alanı (AfCFTA) anlaşmasının 2023’te devam etmesi durumunda bölgesel ticaretin yüzde 16’dan yüzde 50’ye yükseleceğini söyleyen Eldeen, “Bu anlaşmanın doğru uygulanması durumunda şu anda dünyadaki en büyük serbest ticaret bölgesi olarak tanımlanan Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nı (NAFTA) geride bırakır ve belki de dünyada ilk sıralara çıkabilir.” değerlendirmesinde bulundu.