Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Merkezi ve yerel siyasette, parti yönetimlerinde, bürokraside, iş dünyasında, akademide, sivil toplumda ve aklımıza gelebilecek bütün kurumsal yapılanmalarda daha fazla kadının karar alıcı pozisyonda yer alması hem ülkemiz kadınları adına bir gelişmeye hem de ülkemizin kalkınmasında toplu bir katma değere yol açacaktır.” dedi.
Kastamonu Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen “Geçmişten Günümüze Türk Kadını” panelinde konuşan Yanık, “İstiklal Yolu”nun en önemli duraklarından biri olan Kastamonu’da, Milli Mücadele’de Mustafa Kemal’in istiklal destanına destek olan Şerife Bacı’nın, Hafız Selman İzbeli’nin, Zekiye Hanım’ın torunlarıyla aynı duyguları paylaşmaktan mutlu olduğunu, onur duyduğunu söyledi.
Son 20 yıldır Türkiye’nin özellikle aile, çocuk, engelli, yaşlı odaklı hizmetlerde katettiği mesafede kadının yerinin çok önemli olduğunu belirten Yanık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“AK Parti hükümetlerinin aile ve sosyal hizmetler alanında gösterdiği dikkat ve hassasiyetin tıpkı Milli Mücadele günlerinde olduğu gibi kadın odaklı bir gelişme mücadelesi olduğunu da görmezden gelemeyiz. Siyasi hareketin en başında Anadolu kadınının, köyden kente, eğitimden sağlığa her yerde ve her emek alanında Türkiye’yi Türkiye yapan kadınların içten desteğini alarak yola çıkan Sayın Cumhurbaşkanımızın, ülkemizi küresel bir güç ve denge merkezi yapmasının mutluluğunu yaşıyoruz ve inşallah yaşamaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız, ülkemizin gelişmesi yolunda, kadının güçlendirilmesi bakımından kararlılığını ve iradesini aynı hassasiyetle sürekli olarak ifade etmekte ve göstermektedir. 103 yıl önce devlet başkanlarına işgalin vahşetini anlatan kahraman kadınların torunları olan kadınlar, bugün çevremizdeki savaşlardan mağdur olan annelere, çocuklara Türkiye’nin nasıl kol kanat gerdiğini, annelerinin, ninelerinin mücadelesinin nasıl başarılı olduğunu gözleriyle görmenin mutluluğunu yaşıyorlar.”
Yanık, Bakanlığının tüm çalışmalarının, kadınların güçlendirilmesini, eğitim ve sağlık imkanlarından eşit bir şekilde yararlanmalarını, istihdama ve karar alma mekanizmalarına katılımlarının artırılmasını ve kadına yönelik şiddetle mücadele alanında çalışmaların sürdürülmesini amaçladığını gururla ve sevinçle ifade ettiğini dile getirdi.
“Burada asıl mesele, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasıdır”
Bakanlık olarak kadınlara yönelik hizmetlerde, zamanın ruhunu yakalayan sosyal politikalar geliştirerek hayata geçirdiklerini anlatan Yanık, şöyle devam etti:
“Burada asıl mesele, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için öncelikle hukuki altyapımızı güçlendirdik. Kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık başta Anayasa olmak üzere temel mevzuatta yer alırken Medeni Kanun, İş Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi temel kanunlarda yapılan eşitlikçi reformlar, kadın erkek fırsat eşitliği ilkesini gözeten ve kadına yönelik şiddete sıfır tolerans anlayışıyla yaklaşan bir yapıya kavuştu. Kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşlarıyla işbirliği yaparak hazırladığımız ‘Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’ 2018/2023 yıllarını kapsıyor. Söz konusu Strateji Belgesi ve Eylem Planı, eğitim, ekonomi, sağlık, karar alma mekanizmalarına katılım ve medya olmak üzere 5 temel politika ekseninde oluşturuldu. Kadınların güçlenmesinde en önemli alanlardan birisi malum gençler sizler burada olduğunuz için siz daha iyi biliyorsunuz, eğitimdir. Eğitim için en önemli iki gösterge okullaşma ve okuryazarlık oranları. Son 20 yılda okullaşmada da okuma yazmada da oranlarda önemli artışlar sağladık.”
Kız çocuklarının okullaşma oranı
Yanık, 2002/2003 öğretim yılında kız çocuklarının ilköğretimde okullaşma oranı yüzden 87,34 iken 2021/2022 yılı itibarıyla ilkokul düzeyinde kız çocuklarının net okullaşma oranı yüzde 93,12, ortaokul düzeyinde kız çocuklarının net okullaşma oranının yüzde 89,73’e ulaştığını aktardı.
Ortaöğretimde kız çocuklarının 2002/2003 öğretim yılında okullaşma oranı yüzde 45,16 iken 2021/2022’de bu oranın yüzde 89,29’a yükseldiğine dikkati çeken Yanık, “2002/2003 öğretim yılında kadınların yükseköğretimde okullaşma oranı yüzde 13,52 iken 2021/2022 yılı itibarıyla bu oran yüzde 49,20’ye yükseldi. Yaklaşık 3-4 katı. 2002 yılında 6 yaş ve yukarı nüfus içinde kadın okuryazarlık oranı yüzde 79,9 iken 2021 yılında bu oran yüzde 95,7’ye yükseldi.” ifadelerini kullandı.
Eğitim kadar önemli diğer başlığın sağlık olduğuna dikkati çeken Yanık, sağlık politikalarında, anne çocuk sağlığının önemli bir yer tuttuğunu, anne ve bebek sağlığı göstergelerinde son 20 yılda çok olumlu değişikler ve ilerlemeler olduğunu vurguladı.
Sağlık kuruluşunda gerçekleşen doğum oranı 2002 yılında yüzde 75 iken, 2020 yılında bu oranın yüzde 98’e yükseldiğini dile getiren Bakan Yanık, şunları aktardı:
“Eğitim ve sağlık ile beraber bir başka önemli başlık daha var. Kadınların ekonomik ve toplumsal hayatta etkin bir şekilde yer alması, kadın istihdamının artırılması, kadınların meslek ve iş sahibi olması, çalışması, üretmesi, kazanması. 2002’de istihdam edilen 6 milyon 122 bin kadın varken, 2022 yılı Eylül ayı itibarıyla bu rakam 10 milyon 174 bine ulaşmıştır. Bizim 20 yılda aldığımız mesafe çok önemli bir zihniyet dönüşümünü sağladığı halde bu kadınlarla alakalı tartışmaları, kadınlarla alakalı çalışmaları hiç görmeden ‘Ne yaptınız ki?’ işte ‘Kadına yönelik şiddeti siz tahrik ediyorsunuz, siz teşvik ediyorsunuz, göz yumuyorsunuz.’ gibi son derece hakkaniyetsiz, son derece yersiz, son derece haksız birtakım ithamların, sadece siyaset üretme adına muhatabı oluyoruz. Dolayısıyla yapıp ettiklerimizi somut veriler üzerinden, hiç yorum yapmadan sadece veriler üzerinden de pek çok uluslararası kuruluşların tespiti olan veriler üzerinden sizlerle paylaşacağım.”
“Kadına yönelik şiddet dünyada olduğu gibi ülkemizde de can acıtan bir konudur”
Bakanlık olarak önemsedikleri bir diğer alanın da karar alma mekanizmalarına katılım olduğunu belirten Yanık, şu görüşleri paylaştı:
“Parlamentoda 2002 seçimi sonrasında yüzde 4,4 olan kadın milletvekili oranı 2018 seçimlerinde yüzde 17,45’e yükseldi. Merkezi ve yerel siyasette, parti yönetimlerinde, bürokraside, iş dünyasında, akademide, sivil toplumda ve aklımıza gelebilecek bütün kurumsal yapılanmalarda daha fazla kadının karar alıcı pozisyonda yer alması hem ülkemiz kadınları adına bir gelişmeye hem de ülkemizin kalkınmasında toplu bir katma değere yol açacaktır.
Kadına yönelik şiddet konusu maalesef bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de can acıtan bir konudur. 2007 yılından bugüne dek düzenli ve sürekli olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede devlet politikasının temellerini ve önceliklerini ortaya koyan ulusal eylem planlarını hazırladık ve uyguladık. Son olarak da 2021-2025 döneminde uygulamak üzere ilgili tüm tarafların katkılarıyla hazırladığımız Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planını yürürlüğe koyduk. Eylem planımızı, adalete erişim ve mevzuat, politika ve koordinasyon, koruyucu ve önleyici hizmetler, toplumsal farkındalık, veri ve istatistik olmak üzere 5 ana hedef çerçevesinde şekillendirdik. Kadına yönelik şiddetle mücadelede Bakanlığımızın önemli paydaşları olan Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığımız işbirliğinde 2020-2021 yıllarını kapsayan ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı’nı hazırladık ve uyguladık. 2022 yılı için de Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı çerçevesinde ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Faaliyet Planı’nı aynı paydaşlarla işbirliği içerisinde hazırladık ve 23 Mart 2022’de ilgili taraflarca imzalanarak uygulanmaya aldık. 2023 Yılı Faaliyet Planımız ise 25 Kasım 2022 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız himayelerinde kamuoyu ile paylaşıldı. Şiddete karşı sıfır tolerans anlayışı içerisinde yürüttüğümüz tüm çalışmalarımıza bundan sonra da kararlılıkla ve azimle devam edeceğimizi özellikle altını çizerek vurgulamak isterim.”
Yanık, Bakanlık olarak kadınların toplumsal hayatın her alanında daha aktif, üretken ve güçlü şekilde yer almaları, eşit bir biçimde hak, kaynak ve fırsatlardan yararlanmaları, kadının statüsünün güçlenmesi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çalışmalara kararlılıkla devam edeceklerini kaydetti.
Toplumsal yaşamın tüm alanlarında kadının katkı ve katılımını artırmak ve kadınların daha fazla güçlenmesini sağlamak için tüm paydaşlarla nitelikli işbirlikleri içerisinde çalıştıklarını aktaran Yanık, “.Türkiye’nin sosyal hizmetler alanında her adımında, her hizmetinde, kadın odaklı çabamızı ve olumlu sonuçlarını görmek mümkün. Çünkü kadın demek, aile demek, çocuk demek, sağlıklı, huzurlu yuva demek, sağlıklı ebeveyn, haklarına sahip çıkılmış çocuk, yaşlı, engelli demek. Kadın demek, sevgi, saygı, özgürlük, şefkat, emek, iyilik ve güzellik demek.” ifadelerini kullandı.