Özhaseki, Kayseri’de İnönü Bulvarı’ndaki bir iletişim dükkanının açılışında yaptığı konuşmada, iş yerinin bereketli olmasını diledi.
Bir basın mensubunun sorusu üzerine Ankara’da Kayseri ile ilgili görüşmelerin bakanlar düzeyinde zaman zaman yapıldığını belirten Özhaseki, görüştüğü bakanların Kayseri’nin her türlü talebine karşılık verdiğini vurguladı.
Mehmet Özhaseki, muhalefet partilerinin erken seçim talebinin sorulması üzerine de şunları kaydetti:
“Seçim belediyelerde 5 sene, genel seçimlerin de zamanı belli. O gün geldiğinde yapılacak. Muhalefet neden böyle birdenbire iştahlandı, büyük bir öz güven patlamasıyla bunları söylüyor biliyor musunuz? Pandemide tüm dünya sıkıştı. Türkiye’de tabi bazı sektörlerde daralmışlık var. Küçük esnaf arkadaşlarımızın işlerinde biraz durağanlık yaşandı. Hizmet sektöründe biraz sıkıntılar var. Bu konuları istismar ederek ‘bir şeyler çıkartabilir miyiz?’ düşüncesindeler. Bir çıkarcılık, bundan başka bir şey değil. Pandemi süreci 1,5 sene oldu sağlık açısından baktığımız zaman altyapısını tamamlamış bir ülke, insanlar toplu ölmediler. Herkesin tedavisine koştu. Şehir Hastanesinde ben de kaldım. Herkes bir kuruş ödemeden tedavi oldu. Eskiden insanların eczanelerden boynu bükük çıktıklarını hatırlarım. İlaç parası veremezlerdi.”
Eski günlerin geride kaldığını dile getiren Özhaseki, “Kılıçdaroğlu’nun SGK Genel Müdürlüğü yaptığı dönem gibi olsaydı solun ya da sağın karışık koalisyon günlerindeki gibi dönemde pandemi yaşanmış olsaydı Hindistan’a dönerdik.” diye konuştu.
Özhaseki, sanayide çarkların döndüğünün, Türkiye’nin büyümede dünya ikincisi olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin bölgesinde önemli bir güç olduğunu vurgulayan Özhaseki, yaşanan ufak tefek sorunların da en kısa sürede güçlü hükümet idaresiyle aşılacağını belirtti.
“Zaten sırtları yerden kalkmıyor, tuş oluyorlar her seçimde”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “acaba buradan bir şey çıkartabilir miyiz?” düşüncesinde olduğunu savunan Özhaseki, şöyle devam etti:
“Yine altını çize çize söylüyorum, beni dava etsin, mahkemeye versin diye söylüyorum. Yalanlarına devam ediyor. Durmadan yalan söylemeye devam ediyor. Bir de Meclis Başkanımıza ‘şu kadar parayı sen mi aldın’ vesaire… Bu ne ahlaksızlıktır. Böyle bir şerefsizlik varsa ortada kalmasın. Böyle biri varsa bilmiyoruz ki. Bu, Meclis Başkanı’na, namuslu birine söylenebilir mi? Aynı yalanı 10 sene önce benim için de yaptı. Bunların senaryoları devam ediyor. İYİ Parti’de de senaryo devam ediyor. Her hafta bir konu mankeni buluyorlar. Mesela adam, ‘öldük, bittik’ diyor, ertesi gün adamın lüks ve sefa içinde viski içerken resimleri çıkıyor, lüks bir aracın önünde fotoğrafları çıkıyor. Onların da üzerinde bir sıkışmışlık var, bunu aşmaya çalışıyorlar. Nedir onların sıkışmışlığı? Bir taraftan kan emici bir terör örgütü var, ülkeyi bölmeye çalışan lanet bir örgüt var. Bunun da siyasi uzantısı Meclis’te oturuyor. Onlarla beraberler. Bunun hesabını versinler, veremiyorlar. Diğer taraftan İstanbul İl Başkanları dahil birçoğunun üzerinde ‘FETÖ’cü’ diye suçlama var. ‘Buna cevap verin’ diyorlar, cevap veremiyorlar. Bütün bunları millet görüyor. Biraz sabretsinler. Zaten sırtları yerden kalkmıyor, tuş oluyorlar her seçimde, iki sene sonra yine aynı akıbet arkadaşları bekliyor.”