AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Asgari ücretin ne zaman açıklanacağına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, ülkede ekonomiyle ilgili en ciddi şekilde işleyen mekanizmalardan birisinin de Asgari Ücret Tespit Komisyonu olduğunu belirtti.
Bu ücretin açıklanmasının, beklentilerin karşılanması bakımından önemli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Nihayetinde bu, bir müzakere sonucudur ama biz kuralı en başından itibaren söylüyoruz. Herkesi tatmin edecek, hakkaniyetli bir asgari ücret tespiti olacaktır. Yaşadığımız bu fiyat artışları karşısında vatandaşımızın alım gücünün güçlendirilmesi bakımından Türkiye’de çok ciddi bir asgari ücret ayarlaması yapılması gerekiyor. Beklentiler, bütçenin imkanları ve ülkenin ihtiyaçları çerçevesinde, bunu belirleyeceğiz.” diye konuştu.
Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, dolara endeksli asgari ücret önerisinin sorulması üzerine, döviz üzerinden konuşup, güne göre güncelleme yapmanın eldeki bütçe imkanları bakımından çok sağlıklı bir yol olmadığını söyledi.
“Ekonomik olağanüstü hal ilan edilebilir” iddialarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Saçma sapan bir iddiadır, böyle bir şey söz konusu dahi olamaz, düşünülemez. Türkiye, ekonomik sistemi, serbest pazar ekonomisinin şartlarında gündeme almış bir ülkedir. Bu sistem, serbest pazar koşullarından asla taviz verilmeden devam eder. Hem dövizin fiyatlanması konusunda hem piyasadaki fiyatlar konusunda serbest pazar kuralları hakim olur. Mesela bugün de bir operasyondan bahsediliyor. Stokçuluğa karşı fiyatı aşırı artıran ve maalesef bu türbülanstan istifade ederek, haksız kazanç elde etmek için ortada dolaşanlara karşı da hükümet her türlü tedbiri alır. Hiç kimsenin aklından bir olağanüstü hal gibi laf geçmesin. Bunun konuşulması dahi fevkalade yanlıştır. Türkiye’nin böyle bir ihtiyacı yoktur. Enflasyonist ortam içerisinde enflasyon baskısını artırmamak için stokçuluğa karşı müdahaleye eyvallah ama sonuçta serbest pazar ekonomisi şartları içerisinde devam ediyoruz. Burada hükümet her türlü kontrolü yapmakta zaten hem yetkili hem sorumludur. Fiyatları artıran her türlü spekülatif eylemlere karşı tedbirini almak zorundadır.”
Kurtulmuş, “Asgari ücret ile memur ve emeklilere yapılacak zamlarla ek bütçe ihtiyacı doğacak mı?” sorusu üzerine, “Ek bütçe ihtiyacı olacağını zannetmiyorum. 2021 yılı itibarıyla ekonominin en güçlü yerlerinden birisi bütçe dengesidir. Bu, Türkiye için önemli bir meseledir, büyük bir avantajdır. Hükümet, sadece asgari ücretle ilgili değil, memurlarımız ve onların emeklileriyle ilgili bu dönemin ortaya çıkarttığı ilave baskıları ortadan kaldıracak ayarlamaları yapacaktır. Bunun için bütçede yeterli kaynak vardır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gerekli tedbirlerin alınması için gayret sarf ediyoruz”
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, “Ne zaman hem fiyatlar hem döviz kurları belli bir noktaya gelecek?” sorusuna, şu yanıtı verdi:
“Bunu söylemek doğru değil, ama bu istikamette bir yöneliş olduğunu görüyorum. İnşallah kısa bir süre içinde. Bu noktada, muhalefetin ya da vatandaşlarımızın gördüğü baskı ve yükümlülükten çok fazlasını detaylı olarak görüyoruz. Hükümetin birinci derece sorumlu olduğunun farkındayız. Güven ve istikrarın tesis edilmesi, döviz kurlarının da en kısa süre içinde belli bir yatay ya da aşağı gidecek seyir içine girmesini ümit ediyoruz. Sadece ümit etmiyoruz, bununla ilgili de gerekli tedbirlerin alınması için gayret sarf ediyoruz.”
“Ekonomik tablonun sahada AK Parti’yi nasıl etkilediğine” ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, yaptıkları ziyaretlerde toplumun farklı kesimleriyle temaslarda bulunduklarını, insanların kendilerini eleştirdiğini, kızdığını aktardı. “Yeri geldiğinde vatandaş, bağırıyor, çağırıyor ama yine bu sorunları çözecek AK Parti’den başka, Tayyip Erdoğan’dan başka bir ihtimal görmüyor” diyen Kurtulmuş, bunun kendileri için hem büyük bir avantaj hem de büyük bir sorumluluk olduğunu ifade etti.
Helalleşme açıklamaları
Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “En çok başörtülü kızlarla helalleşmek isterim” ifadesi hatırlatılarak, “Bu milli görüş ve AK Parti tabanına siyasi selam çakmak mı yoksa gerçekten güveniyor musunuz Kemal Kılıçdaroğlu’na” sorusu üzerine, şunları kaydetti:
“Ben kimsenin niyetinin ne olduğunu bilmem. Bu meseleyi samimiyetle gündeme getiriyorlar, samimiyetle adım atacakları bir çizgiyi millete göstermeleri lazım. Samimiyetle adım atmanın başlangıcı özür dilemeyi bilmektir. CHP zihniyetinin, Türkiye’de gerçekten mağdur ettiği, mazlum büyük kitlelerden özür dilemesi lazım. Yüzlerce genç kızımızın, gariban yoksul Anadolu insanının sadece başlarındaki 1 metrekare başörtüsünden dolayı nasıl kapının önüne konulduğunu, ikna odalarında nasıl taciz edildiğini, psikolojilerin dağıldığını biliyorum. O ikna odalarının mucidi hanımefendi CHP’nin bir zamanlar en gözde milletvekiliydi. Sayın Kılıçdaroğlu, o milletvekili hala CHP üyesi ise buyurun üyelikten ihraç edin. Somut bir adım olarak bunu görürsek ben fevkalade önemsiyorum. Türkiye’de farklı toplumsal grupların birbirlerine karşı geçmişten gelen bagajlarını sırtlarından yere indirmelerinin doğru olduğunu düşünüyorum. ‘Başörtülü birisinin savcı ya da hakim olarak oturduğu bir mahkemede yargılanmak istemem’ diyen CHP’ki eski bakanı hala nasıl CHP’de tutuyorsunuz. Faşist partilerin zihniyetine uygun bir şekilde ‘yabancılara suyu şu kadara satarım, nikahı 100 bin liraya kıyarım’ diyen belediye başkanımıza karşı işlem yapın. Buralarda somut adımlar görmek istiyoruz. Bu adımlar atılmazsa bu açıklamalar seçime dönük bir manevra olarak algılanır.”
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı
Kılıçdaroğlu’nun, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayına ilişkin açıklaması da sorulan Kurtulmuş, başka partiler kümesinin kimi aday göstereceğini söylemenin kendilerine düşmeyeceğini, bunu siyasi etik bakımından doğru bulmadığını dile getirdi.
Adayları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023’te yeniden millet tarafından cumhurbaşkanı seçileceğini söyleyen Kurtulmuş, “Karşı tarafın meselesi aday bulmakta zorlanmaktır. Birbiriyle hiç uzlaşmayan, sadece Tayyip Erdoğan ve AK Parti karşıtlığında uzlaşan bir ittifak var. Hem HDP’lileri memnun edecek hem Türk milliyetçiliği kökeninden geleni İYİ Partilileri memnun edecek. Böyle bir profil bulmak çok zor. Şahsi fikrimi sorarsanız, doğrusu Türkiye’nin ikinci partisi olan CHP’nin genel başkanının aday olmasıdır.” görüşünü paylaştı.