Numan Kurtulmuş, partisinin Araştırma, Geliştirme (Ar-Ge) ve Eğitim Başkanlığınca Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Külliyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Teşkilat Akademisi Ankara Eğitim Programı”na katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda konuşan Kurtulmuş, bugün AK Parti çatısı altında verdikleri mücadelenin ana amacının ne olduğunu tam manasıyla kavrayamamaları halinde siyasetin gündelik telaşları arasında kaybolup gideceklerini belirterek “milli siyaset geleneği” olarak adlandırdıkları bu siyaset çizgisini çok güçlü bir şekilde sürdürmek ve gelecek nesillere devretmek durumunda olduklarını söyledi.
AK Parti’nin sadece bir parti değil siyasi bir dava, millete mal olmuş bir davanın adı olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu davanın “Yeniden büyük Türkiye’yi kurmak” ve “Yeni adil ve hakkaniyetli dünyayı tesis etmek” ayakları olduğuna işaret etti. AK Parti’nin sadece geçmişin partisi olmadığına, Türkiye’nin geleceğinin siyasi hareketi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, başka partilerin 2023, 2053 ve 2071 vizyonlarından bahsedemediklerini söyledi.
Kurtulmuş, AK Parti’nin sadece bir zümrenin, elit bir kadronun, bir bölgenin, bir mezhebin ve herhangi bir etnik yapının partisi olmadığını, doğunun ve batının, Türk’ün, Kürt’ün, Laz’ın, Çerkez’in dolayısıyla 84 milyonun partisi olduğunu vurguladı.
“AK Parti, devlet partisi değil millet partisidir”
AK Parti’nin 20 yıldır devleti yönettiğine değinen Kurtulmuş, “Ama AK Parti devlet partisi değildir. Bunun altını çiziyorum. Belki ilk sefer duyuyorsunuz. AK Parti, devlet partisi değil, devleti milletin adına yöneten, milletin verdiği ruhsatla yöneten bir millet partisidir, milletin bizatihi kendisidir.” dedi.
Kurtulmuş, ekonomide dışarıya bağımlı olan, kendine yetmeyen, dünyada rekabet edemeyen bir Türkiye’nin, güçlü ve büyük Türkiye olmasının mümkün olmadığını belirtti.
“Kendisinin üretmesinden başka hiçbir yolu yoktur”
Türkiye’nin, Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren ekonomideki en önemli sorunlarından birinin tasarruf açığı olduğunu dile getiren Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yatırım yapmak için, üretim yapmak için, Türkiye’nin tasarrufları yeterli olmadığı için, bunun karşılanması için yıllardır Türkiye’de birileri yüksek faiz, düşük kur üzerinden Türkiye’ye dışarıdan gelecek parayla Türkiye’nin kalkınabileceğini söylediler. Türkiye’nin bir üretim seferberliği başlatamadığını ne yazık ki yıllar içinde acı tecrübelerle gördük. Öyle oldu ki içeride üretemeyen Türkiye, neredeyse bütün mallarını dışarıdan ithal eden bir ithal devleti haline getirdiler, ‘ithalat cenneti’ haline getirdiler. Bu çerçevede hükümetimizin kararlılığı, Cumhurbaşkanı’mızın öncülüğünde üretmek, çok üretmek, daha çok üretmek, dünya piyasalarında rekabet edebilmek, kendi alın terimizle ürettiklerimizi satarak tasarruf açığımızı dışarıdan elde ettiğimiz, kazandığımız dövizlerle kapatmaktır. Bu istikamette, üretim, istihdam, yatırım ve ihracat eksenli yeni ekonomik modelle birlikte yolumuza devam ediyoruz. İnşallah Türkiye’nin yakın zamanda çok güçlü markaları dünya ekonomisinde rekabet edebilecektir. Türkiye’nin yeniden büyük Türkiye olacaksa kendisinin üretmesinden başka hiçbir yolu yoktur. Bu istikamette yolumuza devam ediyoruz.”
Geçen günlerde döviz kurlarında olağanüstü oynaklığın ortaya çıktığını anımsatan Kurtulmuş, 18 liraya kadar çıkan doların alınan tedbirlerle 11 lira seviyesine düştüğünü söyledi. Kurtulmuş, “İnsan şuna üzülüyor, Türkiye ekonomisi bu kadar zor bir süreçten geçerken, Türkiye ekonomisinde milletimizi rahatlatacak bu adımların atılmasından muhalefette olanların da kendisini muhalefet cephesinde görenlerin de en azından takdir etmesini geçtik en azından sessiz kalmaları gerekmez mi? Milletin sevincinde siz de sevinin. Ankaralılar dövizin düşmesine seviniyor mu? Seviniyor. Üretimin artacak olmasına seviniyor mu? Seviniyor. Muhalefetin de sevinmesini beklemek hakkımızken ne yazık ki bakıyoruz muhalefet olmadık sözler söylüyor, bu gidişattan memnun olmadıklarını hatta yüz ifadelerine yansıtarak devam ediyorlar.” diye konuştu.
Türkiye’nin daha iyi günlere gideceğini, bu süreçleri çok daha iyi bir noktaya getireceklerini dile getiren Kurtulmuş, “Bir taraftan fiyatları indirmek için mücadele ederken diğer taraftan da milletimizin alım gücünü artırmak için hem asgari ücreti tarihi bir şekilde yükseltiyor hem de önümüzdeki günlerde inşallah memur ve emekli maaşlarında düzenlemeler yapılarak vatandaşımızın alım gücünün azalmaması için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye gayret ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin son günlerde ekonomi, sanayi, sağlık ve teknoloji alanında attığı adımları hatırlatan Kurtulmuş, asgari ücretten vergi yükünün kaldırılmasının da tarihi bir adım olduğunu dile getirdi.
Kurtulmuş, teknolojisi güçlü olmayan Türkiye’nin, yeniden büyük Türkiye olamayacağına dikkati çekerek yıllardır Türkiye’de teknolojik gelişmelerin, özellikle savunma sanayisindeki gelişmelerin önünü tıkamak için yapılmayanın kalmadığını söyledi.
Türkiye’nin savunma sanayisi alanında yaptıklarına değinen Kurtulmuş, 20 sene önce piyade tüfeğini bile zar zor yapan Türkiye’nin şimdi milli savunma sanayisinde dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline geldiğini ve 2023’te milli savunma sanayisinin yüzde 80’in üzerinde yerli olacağını bildirdi.
“Türkiye’nin ikinci büyük ayağı sanayideki güçlü yapısıdır”
F-35 ve S-400 tartışmalarına da değinen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bu tartışmaların arkasındaki mesele, konuşulan konular değildir. F-35 konusundaki tartışmanın arkasındaki şey şudur, biliyorlar ki Türkiye bu istikamette yürürse Allah’ın izniyle yakın bir zamanda kendi uçağını yapacak ve dünyada rekabet edebilecek noktaya gelecek. S-400’ü alırdın, almazdın, S-400’de de biliyorlar ki Türkiye böyle giderse kendi hava savunma sistemlerini kuracak. Özetle, yeniden güçlü, büyük Türkiye’nin ikinci büyük ayağı sanayideki güçlü yapısıdır ve özellikle milli savunma sanayisindeki güçlü yapısıdır.”
“Yeniden güçlü, büyük Türkiye” hedefinin üçüncü ayağının, Türkiye’deki toplumsal dayanışmanın sağlanması olduğuna işaret eden Kurtulmuş, toplumsal dayanışması zayıf olan bir ülkenin asla milli hedeflere ortak bir şekilde yürümesinin mümkün olmadığını vurguladı.
“İyi eğitimli, çağın sorunlarıyla baş edebilen, güçlü bir gençlik yetiştirecek eğitim sisteminin varlığı”nın “Yeniden güçlü, büyük Türkiye” hedefinin dördüncü ayağı olduğunu belirten Kurtulmuş, “Milli eğitim sistemimizi bu anlamda güçlendirmek için hem altyapı çalışmalarını hızlandırdık hem de bu anlamda ortaya konulan perspektiflerle Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliğinin önündeki engelleri kaldırdık. Şimdi sanayinin gerektirdiği ara elemanların yetiştirilmesi için organize sanayi bölgelerimizde hem meslek yüksekokulları hem de meslek liseleri ile birlikte yolumuza devam ediyoruz.”
Dünyada her türlü bilginin olduğu bir dönemden geçildiğini ifade eden Kurtulmuş, “Mutluluk yok, huzur yok, saadet yok, barış yok, hakkaniyet yok, adalet yok. İnsanların güçlü bir şekilde var olmasını sağlayan şey, bilgi, hikmet ve irfan ekseninde toplumların yeniden bir büyük eğitim seferberliği içerisinde olmasıdır.” diye konuştu.
Söz konusu hedefin son ayağının ise etkin dış politika olduğunu kaydeden Kurtulmuş, Karadeniz, Akdeniz, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ve Anadolu kıtası olarak Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın, tarihin bütün dönemlerinde büyük mücadelelerin merkezi olduğunu, bugün ise Avrupa Birliği, ABD, Rusya, Çin ve diğer dünya güçlerinin, tabir caizse rekabetlerinin, mücadelelerinin, çelişkilerinin, çatışmalarının hatta ileride vuku bulabilecek büyük çatışmaların merkezi olduğunu söyledi.
Söz konusu coğrafyanın aynı zamanda fırsatların da merkezi olduğunu belirten Kurtulmuş, Türkiye’nin bu bölgede güçlü durmak zorunda olduğunu bildirdi. Kurtulmuş, “Türkiye olarak, bu coğrafyadaki bütün gerilimlere karşı hazırlıklı, bütün gerilimlerde milli tezlerimizi savunacak kadar dirayetli bir şekilde ayakta duruyoruz. Eğer öyle olmasaydı, Doğu Akdeniz’e burnumuzu bile çıkartmazlar, bize doğal gaz, petrol aratmazlardı. Eğer öyle olmasaydı Türkiye, Azerbaycanlı kardeşlerimize destek olarak Karabağ’ın işgalden kurtulmasını sağlayamazdı. Eğer öyle olmasaydı Türkiye, Ayasofya’yı ibadete açarak kıyamete kadar Müslümanların ibadetinde olmasını sağlayamazdı.” diye konuştu.
“Yeniden güçlü, büyük Türkiye” hedefinin 5 temel noktasını, AK Parti’nin yol haritası olarak partililerle paylaştığını anlatan Kurtulmuş, bunları gerçekleştirmek için kolları sıvadıklarını, mücadele verdiklerini ifade etti.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ar-Ge ve Eğitim Başkanlığınca düzenlenen Teşkilat Akademisi programına video mesaj gönderdi.