Adapazarı ilçesindeki bir restoranda AK Parti Sakarya İl Başkanlığınca düzenlenen “Basın Buluşması”na katılan Kurtulmuş, bütün dünyayı ilgilendiren bir krizle karşı karşıya olunduğunu belirterek Rusya ve Ukrayna arasında devam eden krizin her an farklı yerlere evrilme potansiyelini taşıdığını söyledi. Kurtulmuş, son gelişmelerin, sadece 2 ülke arasındaki mesele olmanın ötesinde dünya sisteminin, dünyadaki güç mücadelelerinin geldiği noktayı göstermesi bakımından önemli olduğuna dikkati çekti. Son yıllarda vekalet savaşları ve ticaret savaşları kavramlarının ön plana çıktığına işaret eden Kurtulmuş, dünyada çok gerilimli bir süreçten geçildiğini, bu gerilim ve çatışma ortamının uzun yıllar sürebileceğini anlattı.
“Bizi ilgilendiren tarafı ise hemen hemen dünyanın bütün bölgesel gerilim merkezlerinin ortasında olan ülke Türkiye’dir.” diyen Kurtulmuş, dünyada yaşanan gerilimlerden ve çatışmalardan bahsetti. Türkiye’nin dünyadaki önemine değinen Kurtulmuş, “Hangi gerilimleri ele alırsanız alın, bunların orta noktasında bulunan ülke Türkiye’dir. Bu bölgelerde ortaya çıkacak en ufak gerilimin, en ufak bir çatışmanın doğrudan doğruya Türkiye’yi etkilemesi son derece doğaldır. ‘Bu gerilimlerin hiçbiri bizi ilgilendirmiyor.’ diyerek bir kenara bırakamayız. Tabiri caizse bunların hepsi komşularımızda ortaya çıkan gerilim ve çatışmalardır. Bunun için de Türkiye’nin son derece güçlü, son derece uyanık bir şekilde bu süreçlerde dikkatli olma mecburiyeti vardır.” diye konuştu.
“Bu olaylar Türkiye’nin önemini bir kez daha ortaya çıkarıyor”
Türkiye’nin, dünyadaki bütün gerilimlerin müzakere yoluyla çözülmesinden yana olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ukrayna-Rusya krizinde de tek yol, Ukrayna ve Rusya’nın bir müzakere masası etrafında bir araya getirilerek meseleye başka güçlerin karışmasını önlemek ve böylece meselenin müzakereyle barışla ve hakkaniyet çerçevesi içerisinde çözülmesini temin etmektir. Bunu yapabilecek bölgedeki ve dünyadaki tek ülke Türkiye’dir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki, barış yönündeki inisiyatifini çok açık bir şekilde dünya kamuoyuyla paylaştığını biliyoruz. Yapmış olduğu çağrıya da Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin, olimpiyatlardan sonra, açılıştan sonraki günlerde Türkiye’ye gelerek bir müzakere yapabileceğini ifade etmiştir. Cumhurbaşkanı’mızın ‘Barışı sağlayalım, müzakere yolunu açalım, diplomasiyi çalıştıralım.’ çağrısı, muhataplarından cevap bulmaya başlamıştır. Ümit ediyoruz ki en kısa sürede, özellikle son günlerde son derece aşırı bir askeri hareketliliğin gözlemlendiği bölgede, bir çatışma ortamına girilmeden iki ülke arasında gerçekten hakkaniyet temelinde bir barış sağlanmış olur. Böylece başta Doğu Avrupa, Karadeniz olmak üzere hemen hemen bütün bölgemizin üstünde dolaşan bu karabulut bir şekilde bertaraf edilmiş olur. Böylece dünya barışına katkı sağlamış oluruz.”
Kurtulmuş, bu olayların aynı zamanda Türkiye’nin de önemini bir kez daha ortaya çıkardığını dile getirerek “Türkiye hem bölgesinin güçlü bir ülkesi hem de dünyada barışa ve hakkaniyete verdiği önem ve yeni hakkaniyetli bir küresel sistemin kurulması yönündeki çabaları dolayısıyla dünya ülkeleri arasında bu yolda hareket edebilecek ve etki sağlayabilecek önemli bir ülke olarak ortada duruyor. Ümit ederim ki bu barışın sağlanması yönünde de Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ve Türkiye’nin önemli katkıları, önemli rolü olur. En kısa süre içerisinde bu mesele dünya gündeminden uzaklaştırılmış olur.” dedi.
“O dönemde yaşananlar kara günler olarak hatırlanıyor”
Necip Hablemitoğlu suikastının katil zanlılarından kırmızı bültenle aranan Nuri Gökhan Bozkır’ın MİT tarafından yurt dışından Türkiye’ye getirilerek Emniyet’e teslim edilmesine de değinen Kurtulmuş, o dönemin kara günler olarak hatırlandığını belirtti. O dönem yaşanan olaylara değinen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin geçmiş dönemlerindeki faili meçhul cinayetleri, sadece bazı insanları ortadan kaldırmak için değil, Türkiye’yi hareketsiz hale getirerek, kendi içerisinde problemli hale getirerek Türkiye’yi bir nevi terörün başka bir türüyle tanıştırmak ve Türkiye’nin faili meçhul cinayetler üzerinden patinaj yapmasını sağlamak içindi. Türkiye bir dönem neredeyse birkaç günde bir uyandığımızda faili meçhul cinayetlerle sarsılıyor ve onun arkasındaki gerçek niyetleri ve gerçek failleri ortaya çıkaramamanın da aynı zamanda siyasi ızdırabını yaşıyordu. Bu anlamda rahmetli Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili bütün gerçeklerin aydınlatılmasını ümit ediyoruz. Henüz yayınlayamadığı bir kitaptan dolayı maalesef faili meçhul cinayete kurban gittiği anlaşılan Hablemitoğlu suikastının arkasında kim, kimler, hangi niyetle hangi iç ve dış bağlantılarla vardır? Bunların ortaya çıkarılması, sadece bir dosyanın teferruatının aydınlatılması anlamına gelmez. Hablemitoğlu ve diğer faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması, Türkiye’nin aynı zamanda geleceğinin de aydınlatılması anlamına gelir. AK Parti’nin kurulduğu günden itibaren demokratikleşme süreçlerinin en önemli araçlarından biri olarak gördüğü faali meçhul cinayetlerin aydınlatılması, Türkiye’nin hem demokrasisinin pekişmesi hem de Türkiye’nin geleceğinin aydınlatılması bakımından önemli bir adımdır. Ümit ediyoruz ki Hablemitoğlu suikastıyla birlikte diğer bütün faili meçhul cinayetler de birer birer, gölgede kalanların hepsi aydınlatılır ve Türkiye hem bir dönemle ilgili hesaplaşmasını yapmış olur hem de bundan sonraki dönemlerde bir daha hiç kimsenin faili meçhul cinayetlere tevessül edemeyeceği demokratik bir ortamı kurmuş olur. Bu anlamda Hablemitoğlu suikastı zanlısının Türkiye’ye getirilmesi, bu anlamdaki ümitlerimizi de tekrar yeşertmiş ve inşallah bu atılacak adımların da Türkiye’nin geleceği bakımından hayırlı olacağına dair kanaatlerimiz pekişmiştir.”