Başörtüsüne ilişkin hazırladıkları anayasa değişikliği teklifinin referanduma gerek kalmadan meclisten geçmesini istediklerini kaydeden Kurtulmuş, Türkiye’de başörtüsü meselesinin yıllarca zulüm haline geldiğini ve bu sorunun tamamen ortadan kalkmasını amaçladıklarını söyledi.
Anayasa değişikliği konusunda mecliste bulunan partilerle görüşmelerinin son derece doğal olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Burada bir daha hiçbir iktidarın inisiyatifine bırakmaksızın en üst hukuk normu olan anayasal düzenleme ile bunu çözelim. Son derece iyi niyetle ortaya konuşmuş bir tavır var. Bunun için iyi niyetle başlamış bir süreçte partilerin kapsısı da iyi niyetle çalınmıştır. Ne pragmatik gerekçe ne de yeni bir açılım olsun diye. Milletvekilleri de bu kararın parçası olsunlar. Başörtüsü ile ilgili hakla özgürlüklerin genişletilmesiyle ilgili partilerle temasa geçilmesi normal ve demokratik olandır. Oturup konuşabilmeyi başarabilmeleri demokrasinin gelişmesinin gereğidir. Bir görüşme zeminin açık tutulması fevkalade normaldir.” dedi.
“Sayın Bahçeli devlet adamı vasfına yakışır şekilde son derece yakışan bir şeyi ortaya koydu”
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin zaman içerisinde Türkiye’nin hayrına olan, geniş kesimlerin bütünleşmesinden yana bir tavır içerisinde olduğunu belirten Kurutulmuş, “Sayın Bahçeli devlet adamı vasfına yakışır şekilde son derece yakışan bir şeyi ortaya koydu. Bu konu parlamentoya geldiğinde grubu bulunan partiler görüşlerini paylaşacak. Keşke olabilecek en yüksek ittifakla, milletvekillerin hele hele tamamının oy verdiği bir gelişmeyi yaşayabilsek, bu Türkiye demokrasisi için hakikaten devrim niteliğinde bir tavır olur. Parlamentoda AK Parti, CHP, MHP, HDP zaten sürekli temas içinde. Oturumlar oluyor, grup başkanları görüşüyor. Israrla söylediğimiz, HDP’nin içerisinde terör örgütüne yakın duran bazı unsurların varlığına şunu söylüyoruz; HDP’nin dağla, terörle arasına mesafe koyması gerek. HDP bu mesafeyi başarırsa Türkiye siyasetinde sorun kalmaz. Keşke dağla, terörle, silahla, bombayla arasına mesafe koyabilse.” diye konuştu.
HDP’ye yönelik masanın yedinci ayağı olduğu şeklinde beyanlarının bir suçlama olmadığını belirten Kurtulmuş, “6 artı 1 masa bir ortak aday çıkaracaksa bu aday HDP’den oy almayacaksa yarışa dahil olması mümkün değil. HDP’nin desteğini çantada keklik olarak görüyorlar, hem de HDP ile görünmemek istiyorlar. Biz oradaki tavra bunu söylüyoruz. HDP bu masanın bileşeni mi, değil mi?” ifadelerini kullandı.
“Konu referanduma giderse halkın çok büyük kısmı ‘evet bu yasağı kaldıralım, bu ayıp Türkiye’nin gündeminden çıksın’ diyecektir”
Başörtüsünü yasaklayan herhangi yasa olmamasına rağmen yıllarca başörtüsü yasağının uygulandığını aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bu konunun Türkiye’nin gündeminden kalkması, iktidara gelen partinin tavrına göre hareket edilmesinden çıkarılması lazım. Madem CHP iyi niyetlidir, gelin en üst hukuk normu olan anayasa düzenlemesi ile gerçekleştirelim. Bizim tavrımız budur. Gelin bu düzenlemeyi beraber yapalım, gerçekten eğer bir kazanç olacaksa bu parlamentonun kazancı, destekleyen partilerin kazancı olsun. Teklifi ilk gündeme getiren CHP’dir. Konu referanduma giderse, çok büyük çoğunlukla, kahir ekseriyetle halkın çok büyük kısmı ‘evet bu yasağı kaldıralım, bu ayıp Türkiye’nin gündeminden çıksın’ diyecektir. Ola ki referandum kararı ortaya çıkarsa bunun tarihine karar verecek olan Yüksek Seçim Kurulu’dur.”
Ailenin korunmasına yönelik planlanan düzenlemeye de değinen Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Türkiye Yüzyılı’ndan bahsediyoruz. Türkiye’nin güçlü büyük ülkesi demek topu tüfeği olan, ekonomisi güçlü olan Türkiye’den ibaret olmamalıdır. Türk toplumunun yapısı güçlü olmalıdır. Ailenin çeşitli tehditler karşısında korunması için anayasal güvence altına alınması lazım. Önümüzdeki dönemde, şu anda Türkiye’yi ölümcül şekilde ilgilendiren konu gibi görünmüyor aileye karşı saldırılar ama bunun bir sürü yansımalarını görüyoruz. Bunları özendirici tavırları görüyoruz. Birtakım içeriden ve dışarıdan kişilere fırsat vermemek için iki teklifi birden getiriyoruz. Birisi özgürlük birisi ailenin korunması bakımından. Teklif bu şekilde gündeme gelecek.”
“Aileyi korumaya yönelik düzenleme LGBT bireylerine yönelik ayrımlara dönüşür mü?” şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, “İsteyen istediği hayatı yaşıyor. Herhangi şekilde baskı altına alınması gibi konu fiilen söz konusu değildir. Batı ülkelerinde 1960’lardan beri devam eden süreç. Burada aileyle ilgili tehditler 3’lü bir durum ortaya çıkıyor. İlki bu durumun yasalaşması, meşru kabul edilmesi. İkinci adım da hemcins evliliklerinin meşrulaştırılması. Hemcins evlilikleriyle oluşan ailelerin çocuk edinme hakkına sahip olması. ABD’de bazı eyaletlerde Batı’da bazı yerlerde gerçekleşmiş vaziyette. Buna karşı tedbir almak, Türk aile yapısını korumak için zaruri. Kimsenin kendi bireysel hayatlarına karşı tehdit değildir. Aile bütün toplumlar için anne ve babadan oluşur. Türk aile yapısını korumak zorundayız. Bunun için aileyi güçlendirecek tedbirleri anayasaya koymamız lazım.” ifadelerini kullandı.
“Siyaset çatışma alanı savaş alanı değil, rekabet alanıdır”
“Türkiye Yüzyılı lansmanına muhalif gazetecilerin çağırılmasının açılım olup olmadığı” yönündeki soru üzerine Kurtulmuş, “AK Parti demokrat, reformcu bir parti. Bir sefer bile olsa AK Parti’ye oy vermişlerin oranı yüzde 68. Farklı kesimlerin gönlüne girmeyi başarmış siyasi hareket. Siyaset dilini yeniden güçlü şekilde ortaya koyabilmemiz lazım. 20 yılda altyapısını neredeyse tamamladı. Şimdi bir seviye yukarı çıkmak lazım. Türkiye Yüzyılı bu. Bundan sonraki süreçte böyle bir tarzla ilerleyeceğiz. 2023 seçimleri Türkiye Yüzyılı kapısını açacak olan aralıktır, eşiktir. Biz hala reform, demokratik açılım, büyük Türkiye vizyonu diyoruz. Burada dil, üslup yönelim bakımından yeni adım atıyoruz. Bu seçime dönük görülmemesi gerekir. Türkiye’nin bundan sonraki süreçlerde de her konuda mümkün olan en yüksek ittifakı bulabilmek, bunun yolu da konuşmaktan geçiyor. AK Parti farklı kesimlerle diyalog kurabilen bir parti. Siyaset çatışma alanı savaş alanı değil; rekabet alanıdır. Siyaset kimlikler üzerinden, çatışmacı, kamplaştırıcı şekilde yapılırsa o siyasetten ülkeye hayır gelmez.” değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, son dönemde düzenlenen Türkiye Yüzyılı lansmanı ve TOGG Gemlik Kampüsü’nün açılış törenlerine DEVA ve Gelecek Partilerinin çağırılmamasına yönelik soru üzerine ise ağırlıkla parlamentoda bulunan partilerin davet edildiğini söyledi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddiaları
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’nin uyuşturucu parasıyla ekonomiyi ayakta tuttuğu” iddiasının, Türkiye’nin ikinci partisinin genel başkanına yakışmadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Bunlar doğru şeyler değil, vatanseverce sözler de değil. Türkiye’yi birtakım uluslararası alanda köşeye sıkıştırmayla ilgili çevreler var. Ana muhalefet partisi başkanının söylediği sözler Türkiye’ye hizmet etmez. Yurt dışından suçlama yapan çevrelerin ekmeğine yağ sürer. Türkiye’nin kötü gösterilmesinin altyapısını oluşturur. Burada çok vahim bir iddia var. Bu ulu orta söylenebilecek iddia değildir.” diye konuştu.
Mahir Ünal’ın istifası
AK Parti Grup Başkanvekilliği görevinden affını isteyen Mahir Ünal’ın AK Parti’ye yıllarca fedakarca hizmet eden değerli bir arkadaşları olduğunu anlatan Kurtulmuş, Cumhuriyetle bir sıkıntıları olmadığını ancak başkalarının Osmanlı, Selçuklu ile sıkıntısı olabileceğini söyledi.
Tarihi bir bütün olarak okuduklarını kaydeden Kurtulmuş, “Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet bizim. Cumhuriyetle hiçbir zaman sorunumuz olmadı. Atalarımızın bir kısmı ile sorunu olanlar varsa onların bileceği iş.” dedi.
Sosyal medya alanının son derece aktif niteliği itibarıyla yararlı olduğuna inandıklarını ama son derece kötü niyetli kullanıma açık olduğunu gördüklerini anlatan Kurtulmuş Dezenformasyon yasasının yalan haberleri kapsadığını ve bu yasa yapılırken AB’nin dezenformasyon yasaları üzerinde uzun süre çalışıldığını kaydetti.
“50+1’de hiçbir sorunun olmadığını düşünüyorum”
Geçtiğimiz yıl 17 Aralık günü ekonomide yaşanan sıkıntılı süreçte dahi seçimlere ilişkin endişe yaşamadıklarını belirten Kurtulmuş, ağustos sonu itibarıyla AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oylarının artışta olduğunu söyledi.
Kurtulmuş şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın küresel liderliği, Türkiye’nin bölgesel aktör olarak ortaya çıkışı, Dolmabahçe’de Rusya ve Ukrayna’nın bir araya getirilmesi, arkasından esir takası, kesilmiş olan tahıl koridorun yeniden Cumhurbaşkanımızın gayretleriyle açılması, Türkiye’nin dünya ile ilgili sorunları çözebilecek güçlü bir ülke imajını pekiştirdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal projesi olan toplu konut projesi, Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, hemen arkasından TOGG’un açılışı. Bütün bunların hepsi üst üste yaptığı hizmetlerin, çalışmaların geniş kesimler tarafından görüldüğü Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı var. Diğer taraftan her gün dağınıklığı ortaya çıkan Altılı artılı ittifak var. 50+1’de hiçbir sorunun olmadığını düşünüyorum.”
“Masayı bugüne kadar getiren sayın Kılıçdaroğlu”
Muhalefetin henüz aday belirleyemediğine dikkati çeken Kurtulmuş, “Seçime 7 ay kalmış. Hala bir aday üzerinde konuşamayan bir bloktan bahsediyoruz. Ben ona 6 artılı masa diyorum. Masayı bugüne kadar getiren sayın Kılıçdaroğlu. Masanın dağılmamasını sağlamaya gayret etti. HDP’nin oyu olmazsa o masadan çıkacak ortak adayın seçim yarışının kulpunu tutmaması mümkün değil. Masadaki sorun aday çıkaramamak değildir. Esas sorun ortak fikir etrafında bütünleşememek. Birçok konuda farklı fikirleri olan masadan bahsediyoruz. Hangi konular etrafında bütünleşeceği açık görünmüyor. Kılıçdaroğlu’nun son dönemde söylediği cümleler adaylığa doğru yürüdüğünü gösteriyor. Masada bir kısmın ise istemediği anlaşılıyor. Bizim karşıda kimlerin aday olacağı ile ilgili herhangi endişemiz yok. Kim çıkarsa çıksın, bu bir yarıştır, kilidin anahtarı vatandaşın elindedir.” açıklamasında bulundu.
Kurtulmuş vatandaşların bilgileri dışında siyasi partilere üye yapıldığı iddialarına ilişkin ise böyle bir durum var ise vatandaşların gerekli başvurularını yapmalarını ve e- Devlet üzerinden üyeliklerini iptal etmelerini söyledi.
“Suriyelilerin AK Parti’ye oy vermeleri için vatandaşlığa geçirildiği” iddiasının “kuyruklu bir yalan” olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Türkiye’de 4-4,5 milyon mülteci bulunduğunu, vatandaşlık alan sayının ise bu kitlenin çok az bir kısmı olduğunu kaydetti.
Asgari ücret ve EYT çalışmaları
Türkiye’nin fevkalade yüksek büyüme oranı yakaladığını ve ekonominin toparlanma sürecine girdiğini söyleyen Kurtulmuş, “Fiyat söylemem. Ama kural söylüyorum. Vatandaşımızı enflasyonu ezdirmeyeceğiz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Aralık’ta toplanacak. Bu tür rakamların telaffuz edilmesi aslında vatandaşımıza haksızlık. Bu zor süreçte vatandaşlarımızın beklentilerinin altında adım atılmadı. Kimse de bol keseden rakamları telaffuz etmesin. Bütçe disiplini içerisinde vatandaşlarımızın alım gücünü yukarı çekecek bir çalışma olacak. İşsizlik oranı 9,8’lere düştü. Duyarlı işverenlerimizi tebrik ediyoruz. Aşırı fiyatlanma döneminde hep beraber sorumluluk içinde hareket eden iş dünyasının olduğunu söylemek isterim. Hatta asgari ücret açıklamasından önce kendi çalışanların ücretini artıran işverenlerimiz oldu. Sonuçta işsizlik oranları aşağıya indi. EYT ile ilgili Çalışma Bakanlığımız çalışmayı yapıyor. Kapsamı Çalışma Bakanlığımızın yaptığı çalışmalarla ortaya çıkacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Birilerinin Putin’e ‘AK Parti Moskova il başkanı’ demesi çok yakışıksızdır, Türkiye’ye hakarettir”
Kurtulmuş, Türkiye’nin dış politikada Rusya olan ilişkilerine ilişkin, “Hem Rusya bizim komşu ve müttefikimiz hem Ukrayna. Biz bir tarafta bu savaşta bir taraf olarak Türkiye’yi sonu belli olmayan yola sokamayız. Rusya ne istedi Batı’dan? ‘Ukrayna’nın NATO üyesi olmayacağına dair garanti verin’ dedi. Cumhurbaşkanımız iki tarafla konuşabilecek tek lider. Dış politika subjektif değil rasyonel, bilimsel, akılcı politikalarla olur. Menfaatlerin yakınlaşması, çatışması ya da rekabet şeklinde ortaya çıkar. Türkiye’nin içeride kendisini güçlü kılacak enstrümanları geliştirmedeki argüman, biz Ege’de oldubittiye seyirci kalamayız demesi. Aynı zamanda en zor koşullarda müzakereyi açık tutmak. Putin’in de Batı’ya yaklaşmak, dünya piyasalarıyla iş yapabilmek için Türkiye’den başka yakınlaşabileceği ülke görünmüyor. Hem tahıl hem doğal gazın Avrupa ve dünya piyasalarına çıkmasını temin etmek bakımından Türkiye güvenilir bir ortak. Savaşı sonlandırabilecek barışçıl bir ülke olarak öne çıkıyor. Türkiye bu kadar prestiji elde etmişken birilerinin Putin’e ‘AK Parti Moskova il başkanı’ demesi çok yakışıksızdır, Türkiye’ye hakarettir.” ifadelerini kullandı.
Türk halkı ile Amerikan halkı arasında problem olmadığını belirten Kurtulmuş, “Türkiye ile ABD ilişkileri hep inişli çıkışlı olmuştur. Türkiye’nin ekseni falan kaymıyor, Türkiye kendi eksenini tahkim ediyor. Bunu yaparken de bütün ülkelerle dostluk ilişkisi içerisinde yoluna devam etmek istiyor.” diye konuştu.