Medeniyet Derneği Eskişehir Temsilciliği ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Medeniyet Kulübü tarafından ESOGÜ Prof. Dr. Fazıl Tekin Konferans Salonu’nda düzenlenen “Türkiye’yi Yarınlara Taşımak” konferansına katılan Numan Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin coğrafi konumu, dünya üzerindeki etkisi itibariyle yaşanan gelişmeleri çok daha yakından hisseden ülkelerin başında geldiğini söyledi.
Kurtulmuş, gençlerin kendilerini iyi yetiştirmeleri gerektiğinin altını çizerek, gençlere yapılan yatırımın Türkiye’nin geleceğine yatırım olduğunu kaydetti.
Son yıllarda iki önemli gelişmenin bütün krizleri tetikleyen, derinleştiren nedenler olarak karşılarına çıktığını aktaran Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Bunlardan birisi hiç şüphesiz pandemiyle birlikte karşılaştığımız gelişmelerdir. Hemen hemen dünyanın bütün ekonomisini etkiledi, sosyal yaşantıları değiştirdi. Dünyanın sayılı üniversiteleri doktora ve master programlarında yeni, biraz da artık hibritleşen eğitim türleriyle gençlerin, öğrencilerin karşısına çıkmaya başladı. Her alanı etkileyen ama en çok da özellikle orta alt gelir gruplarını derinden etkileyen bir yoksullaşma sonucu doğuran pandemi süreciyle karşı karşıya kaldık. Bu süreçte aslında var olan sorunların, üstü örtülmüş sorunların üstündeki perdenin de kalktığını ve bütün insanların bu gelişmeleri rahatlıkla gördüğüne şahit olduk. Örneğin kendisini çok gelişmiş zanneden ülkelerin aşı bulma, tedarik etmek ve aşıyı toplumsallaştırmak konusunda ya da pandemi dolayısıyla hastalıklarla mücadele etme konusunda ne kadar aciz kaldığını gördük. Dolayısıyla pandemi var olan sorunların üstündeki örtüyü kaldırmış ve daha yakından görülmesine neden olmuştur.”
Numan Kurtulmuş, Sovyetler Birliği’nin çözülmesiyle de yeni bir dünya sisteminin kurulamamasını bir diğer neden olarak göstererek, “Bu dünya sisteminin kurulamaması dolayısıyla da dünyanın her yerinde geniş, yaygın, bir kısmı bölgesel, bir kısmı küresel etkilere sahip birtakım gerilimler, çatışmalar ortaya çıktı. Özellikle bir tarafında Çin’in, Avrupa’nın, Rusya’nın ve Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğu çoklu güç mücadelelerinin olduğu bir dönemin içerisinde zaten girmiştik. Bununla birlikte Rusya-Ukrayna savaşı bu mücadelelerin ortaya çıkardığı küresel dengesizlikleri de fevkalade ciddi bir şekilde artırmış oldu.” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanımız küresel bir lider olarak tahıl koridorunun açık tutulmasını temin etti”
Kurtulmuş, Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşın Rusya ve Batı arasında geçtiğini bildirdi.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşla birlikte birçok küresel krizin de çıktığını belirten Kurtulmuş, şunları aktardı:
“Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte mesela on yıllar boyunca konuştuğumuz gıda, enerji ve su krizlerinin ne kadar önemli hale geldiğini yakinen anlamaya başladık. Avrupa iğnenin ucu kendisine batınca, batmaya başlayınca meselenin farkına vardı. Rusya vanayı kesince işte Avrupa bu kış nasıl geçirecek onu şimdiden derin derin düşünüyorlar, bunun tedbirlerini almaya çalışıyorlar. Tahıl koridorunu eğer Türkiye açılması için olağanüstü bir güç sarf etmemiş olsaydı belki şu anda gıda konusunda yaşanan küresel sıkıntıların çok daha ağır bir tabloyla karşılaşacaktık. Gıda krizleri de hiç beklemediğimiz bir dönemde artan bir özelliğiyle ortaya çıktı. Türkiye bu süreçte prensipli müzakereler ve insani diplomasi çerçevesinde Rusya ve Ukrayna ile eş zamanlı olarak konuşmayı başarabilen, aralarındaki farklılıkları müzakere etmelerine yol gösterici birtakım sözlerin sahibi olan bir ülke olarak, Cumhurbaşkanımız da küresel bir lider olarak tahıl koridorunun açık tutulmasını temin etmiş oldu. Bunun inşallah dünya piyasalarında daha fazla açlık ve kıtlığın ortaya çıkmasını önleyecek bir gıda arzı krizine dönmemesi için de Türkiye elinden geleni yapıyor. Dikkat ederseniz kesildiği anda tekrar görüşmeleri Türkiye başlatarak gıdanın bir şekilde dünya piyasalarına gitmesinin önü açılmış oldu.”
Kurtulmuş, vekalet savaşlarını da insanlık dışı ve ahlaki olmayan bir savaş türü olarak tanımladı.
İstanbul’daki terör saldırısıyla ilgili de konuşan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“O bombayı patlatan sadece o insanlık düşmanı, o canavar, o cani değil ya da onun arkasındaki terör grupları, onun arkasındaki terör elemanları değil. Bu terör gruplarını besleyen, büyüten, bunları bir şekilde kendi işlerini icra etmeleri için teşvik eden, istihbarat desteği veren, lojistik destek veren, siyasi destek veren, silah desteği verenler kimlerdir? Esas vekalet savaşlarının sahibi olan unsurlar dünyanın her yerindeki bu terör saldırılarının arkasındaki güçlerdir. Afrika’da yarım bardak temiz suyu olmayan, yarım lokma yiyecek ekmeği olmayan insanlara örgüt kurdurup, adı da Boko Haram, ilk emri ‘Oku, Rabbinin ismiyle oku’ olan İslam dininin mensupları arasında ‘Eğitim haramdır’ diye bir örgüt kurduruyorlar, Boko Haram ‘eğitim haram’ demek, bu örgütün eline de on binlerce dolarlık silah veriyorlar ve Afrika’daki gariban insanlara hayatı dar ediyorlar. Niçin? Afrika’da kendi parselasyonlarındaki güçlerini arttırabilmek için. Gelin Orta Doğu’ya… ‘DEAŞ’ diye bir örgüt vardı. Nerede şimdi DEAŞ? Kullandılar bir kenara çektiler. Başka yerlere belki gönderdiler. DEAŞ’ın üzerinden Suriye’yi, Irak’ı yeniden dizayn ettiler.”
“Uluslararası göç meselesi sadece bir sonuçtur”
Numan Kurtulmuş, Batıda İslam düşmanlığının arttığı bir siyaset zemini oluştuğunu söyledi.
Göç ve göçmen konusuna da değinen Kurtulmuş, “Dünyadaki göç ve göçmen meselesi bütün ülkeleri hemen hemen ilgilendiren özellikle göç rotalarının üstünde olan Türkiye gibi ülkeleri daha fazla ilgilendiren, yaklaşık 5 milyon yabancıya ev sahipliği yapan bir ülkeyiz. İnşallah en kısa zamanda Suriyeliler, işte 500 küsur bini memleketlerine gitti, inşallah geri dönüşleri sağlanacaktır. Bunlar da orada güvenli bölgeler oluşturuldukça yerlerine gideceklerdir. Burada özellikle üzerinde durmamız gereken nokta şudur, batı ülkeleriyle bizim bir şekilde göç konusunda bir görüş ayrılığımız var. Biz bu uluslararası göç meselesini bir sebep olarak ele almıyoruz. Uluslararası göç meselesi sadece bir sonuçtur.” ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, dünyadaki sorunlara çözüm üretemeyen uluslararası kuruluşları da eleştirerek, şöyle konuştu:
“Dünyadaki bütün bu kurum ve kuruluşlar İkinci Dünya Savaşı’nın içerisinde oluşmuş galip devletlerin tahakkümünü arttırmak için tasarlanmış, onun için orada Güvenlik Konseyi var. Niye Afrika’nın ülkeleri, niye Türkiye, niye Asya’nın ülkeleri, niye Orta Amerika’nın ülkeleri oralarda yok? Diyoruz ya ‘dünya beşten büyüktür’, onun için söylüyoruz. Beş tane ülkenin dediği sözle 195 ülkenin dediği söz değil mi? Onlar da egemen, eşit milletler, devletler değiller mi? Ama öyle bir sistem kurulmuş ki işte Rusya, işgal, ilhak neyse ne derseniz deyin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne gidiyor, Rusya’ya karşı nasıl karar alacaksınız? Zaten kendisi orada veto ediyor. İsrail, Filistin topraklarını talan ediyor, işgal ediyor, onlarca karar çıkıyor ama bir şekilde İsrail’i durduracak hiçbir şey yapamıyorsunuz çünkü Amerika veto ediyor.”
“Türkiye’de büyük bir zihniyet devrimi gerçekleşti”
Türkiye’yi yarınlara taşıyacaklarını belirten Kurtulmuş, dünyayı da yarınlara taşıyacaklarını söyledi.
Karşılıklı rıza ve müzakerelerle hakkaniyetli ve adaletle bir şekilde sorunları çözmeyi esas alan bir dünya sisteminin oluşması gerektiğini aktaran Kurtulmuş, “Türkiye’de büyük bir zihniyet devrimi gerçekleşti. Zihniyet devrimiyle birlikte ‘bize yaptırmazlar, biz bunları yapamayız’ diye bir şey kalmadı. Türkiye’de Allah’a çok şükür gençlerimiz artık her alanda rekabet edebileceğini, her alanda Türkiye’nin yapabilme gücünün olduğunu görüyorlar ve bu istikamette yürüyoruz.” dedi.
Numan Kurtulmuş, savunma sanayisi alanında önemli işlerin yapıldığını ve Türkiye’nin kendi sistemlerini de üreteceğini dile getirdi.
KKTC konusuna da değinen Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
“Yine başlamış birileri, ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türk Devletleri Teşkilatı konseyine üye olursa biz de F-16’ları size vermeyiz senatoda buna karşı mücadele ederiz, biz çünkü Kıbrıs deyince Rumları tanıyoruz.’ Kusura bakmayın o devirler geride kaldı. Artık, ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’miz diye bir devletimiz var ve bu devlet eninde sonunda dünyanın birçok devleti tarafından tanınacak ve uluslararası alanda saygın bir devlet olarak yerini alacak. Şimdi eğer bu zihniyet devrimi gerçekleşmeseydi, vesayetlerle bir şekilde Türkiye hala boğuşmaya devam etseydi, hala Türkiye’nin her gelişmesinde hala köşede bekliyorlar çelme takmak için her türlü fırsatı kolluyorlar, onu da söyleyeyim gizli kapaklı hepsi bitmiş de değil. Eğer onların bu yaptıkları bir şekilde önlenmemiş olsaydı bunların hiçbirisi gerçekleşmezdi.”
Programda AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, Medeniyet Derneği Eskişehir Temsilcisi Hasan Öztürk, ESOGÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Demiral da birer konuşma yaptı.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay ile AK Parti Eskişehir İl Başkanı Zihni Çalışkan’ın da hazır bulunduğu programın sonunda Kurtulmuş’a hediye takdim edildi.
Daha sonra Kurtulmuş ve beraberindekiler, Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde vatandaşlarla bir araya gelerek, sohbet etti.