KKTC’de “3 Devlet Bir Millet” başlığıyla düzenlenen ortak basın toplantısında, Kurtulmuş’un yanı sıra KKTC’nin iktidar partisi Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu ve Azerbaycan’daki iktidar partisi Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkanvekili Tahir Budagov konuştu.
Kurtulmuş, burada bulunmaktan onur duyduğunu belirterek ve görüşmeyi “tarihi bir toplantı” olarak niteledi.
Numan Kurtulmuş, “Kıbrıs bizim için Hala Sultan’ın yadigarıdır. Tam karşınızda onun adına inşa edilmiş Hala Sultan Camisi var. Kıbrıs Milli Mukavemet Teşkilatının, Kıbrıs mücahitlerinin mirasıdır ve sonuna kadar bu mirasa sahip çıkmak durumundayız. Bu çerçevede, özellikle 11 Kasım 2022’de Özbekistan’ın Taşkent kentinde gerçekleyen Türk Devletleri Teşkilatının toplantısında Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin anayasal ismiyle gözlemci statüsünde, Türk dünyasının bir parçası olarak kabul edilmesi aslında tarihi bir döneminde başlangıcıdır.” dedi.
İlerleyen süreçte, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda giderek daha fazla tanınacağını, uluslararası alandaki işbirliğini artıracağını ümit ettiğini söyleyen Kurtulmuş, 3 devletin arasında mükemmel ilişkiler olmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda halkın arasındaki ilişkilerinin de mükemmel seviyeye çıkarılması için siyasi partilerin fonksiyon icra etmelerinde büyük yarar olduğunu kaydetti.
Kurtulmuş, “Bu amaçla 3 devletimizin, 3 hakim partimizin iktidar partisinin bir araya gelerek, Ulusal Birlik Partisi, Yeni Azerbaycan Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi, işbirliğini artıracağı ve inşallah bunu önümüzdeki dönemde protokollerle de teyit edeceği bir çalışma dönemi içerisine girmiş oluyoruz.” ifadesini kullandı.
Mevcut dönemde ve coğrafyada insanlık tarihinin yeniden yazılmasına vesile olan çok büyük olayların gerçekleştiğine şahit olunduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Karadeniz’deki dengelerin yeniden oluşmaya başladığı, yine Balkanlar’da ciddi hareketliliklerin ortaya çıktığı, Kafkasya’da aynı şekilde güç mücadelelerinin sürdüğü, yeni dengelerin ortaya çıktığı, Orta Doğu’da ve özellikle Doğu Akdeniz’de yeni güç denklemlerin ortaya çıkmaya başladığı bir dönemden geçiyoruz.” diye konuştu.
Türkiye, Azerbaycan ve KKTC’nin ilerleyen dönemde dünyanın en hareketli bölgesinin merkezinde yer alacağını vurgulayan Kurtulmuş sözlerin şöyle sürdürdü:
“Bizim bu coğrafyada çok güçlü olmak, güçlü bir şekilde ayakta durmak, sadece ayakta durmak değil, aynı zamanda bu coğrafyada güçlü bir şekilde koşmak mecburiyetimiz var. Durduğumuz zaman düşeriz, onun için hem kendi ülkelerimizin tek tek gücünü artırmak hem de tek millet olarak var olan bu coğrafyanın önemli bu 3 unsurunun kendi arasındaki işbirliğini artırmak akli olanın, rasyonel olanın, gerçekçi olanın bir yansımasıdır.”
Kurtulmuş, bu çerçevede güç dengelerinin değişebileceği bu dönemde, her üç ülkenin halkı için barış ve esenliğe vesile olacağını ve bölgesel anlamda da yeni ufukların ortaya çıkmasına vesile olacağına inandığını söyledi.
“Birliğimiz, beraberliğimiz kıyamete kadar devam edecektir. Bu sadece resmi bir birliktelik değil, kalbi bir birlikteliktir. ” ifadesini kullanan Kurtulmuş, Kıbrıs’ın güçlenmesinin, uluslararası alanda tanınmasının Doğu Akdeniz’deki hedefler ve varlıklar bakımından önemli olduğuna dikkati çekti.
Numan Kurtulmuş, “Nasıl Kıbrıs’ın herhangi bir oldubittiye müsaade edilmediyse, bundan sonraki süreçte de özellikle Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu zedeleyecek herhangi bir adımın atılmasına müsaade edilmeyecek, her alanda Doğu Akdeniz’de bu varlık korunacak.” diye konuştu.
Azerbaycan, Kıbrıs ve Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada barış, esenlik ve dostluğu isteyen üç ülke olduğuna işaret eden Kurtulmuş, hem Akdeniz’de, hem Karadeniz’de hem Kafkasya’da hem de dünyanın her yerinde barışın sağlanabilmesi için büyük bir vizyonla hareket edildiğini belirtti.
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bu bölgede güçlü bir Türkiye’nin varlığı, güçlü bir Azerbaycan’ın varlığı, güçlü bir KKTC’nin varlığı sadece insanlığın hayrınadır, dünya barışının gelişimine katkı sağlayacak bir durumdur. Bunun için de hem halklarımızın daha güçlenmesi, devletlerimizin daha güçlü hale gelmesi, hem de inşallah yakın dönemde KKTC’nin tanınması için elbirliği ile seferberliğimizi yaparak bu süreci gerçekleştireceğiz.”
“Tek millet üç devlet esaslı temelinde yolumuza devam edeceğiz”
KKTC Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Hasipoğlu da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) 70. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya değinerek, “Kıbrıs Türk halkına yapılan izolasyonların, muamelelerin son bulması talebi ve hemen akabinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) tanıyın çağrısı ve daha sonra Türk Devletleri Teşkilatı’nda yapılan toplantıdan sonra bizleri anayasal ismimizle gözlemci olmamız ve bu verilen mücadelede Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in göstermiş oldukları çaba bizlerin ilgisindedir, takdire şayandır. Huzurlarınızda partim ve ülkem adına kendilerine şükranlarımı ve minnetlerimi sunuyorum.” değerlendirmesini yaptı.
Siyasi partilerin, ülkelerin vizyonunu ve dış politikasını belirlemede çok önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Hasipoğlu, Ulusal Birlik Partisinin kuruluş amacının KKTC olduğunu ve KKTC’yi yaşatmak olduğunu belirtti.
Hasipoğlu, “Biz artık egemen eşitliğimizin ve uluslararası eşit statümüzün kabul edilmesi halinde tekrar müzakere masasına oturacağız. Dolayısıyla biz artık egemenliğimiz diyoruz, uluslararası eşit statümüzü talep ediyoruz ve haksız izolasyonların ve ambargoların kalkmasını istiyoruz.” dedi.
Görüşmenin tarihi önem taşıdığına değinen Hasipoğlu, ilk kez siyasi partiler bağlamında bu denli üst düzey bir katılımla ülkesinin, başkan vekilleri ağırladığını kaydetti.
Bu verilen mücadelenin başlangıç noktası olduğunu aktaran Hasipoğlu, “Bundan sonra da kendi aramızda yaptığımız görüşmelerde daha sıkı bir şekilde bir araya gelip KKTC’nin haklı davasını dünyaya anlatmaya devam edeceğiz. O yüzden biliyoruz ki artık bizim için, tek millet üç devlet esaslı temelinde yolumuza devam edeceğiz. Bu kardeşlik ilişkilerimizi devam ettireceğiz.” dedi.
“Türk halkının manevi desteği bu galibiyetin elde edilmesinde önemli rol oynamıştır”
Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkanvekili Budagov ise kardeş ve dost halkların birlikte olmasının önemine değinerek, “Biz aynı tarihi köklere, aynı dile ve ayni dine sahip halklarız ve milli varlığımızı koruyup bugüne gelmek için büyük mücadele yollarından geçtik.” ifadelerini kullandı.
KKTC ve Azerbaycan’ın milli varlığını korumak için önemli sınavlardan geçtiğinin altını çizen Budagov, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin yaklaşık 30 yıl boyunca Ermenistan işgali altında bulunduğunu hatırlattı.
Bu süre boyunca uluslararası örgütlerin, güç odaklarının ve bazı devletlerin Azerbaycan’ın haklı sesine kulak vermediğini söyleyen Budagov, “Barış yolundaki bütün diyalog süreçlerinin neticesiz kaldığını gören Azerbaycan, kendi toprak bütünlüğünü ve BM’nin kağıt üzerinde kalmış kararlarının icrası için kendi gücüyle bu sorunu halletmek mecburiyetinde kalmıştır. Bu dönemde ve 44 günlük savaş döneminde Kıbrıs Türklerinin manevi dayanışmasını hissediyorduk. O zaman soydaşlarımızın, Türk halkının manevi desteği bu galibiyetin elde edilmesinde önemli rol oynamıştır.” diye konuştu.
Budagov, Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin dünyaya Azerbaycan’ın yalnız olmadığını gösterdiğini de vurgulayarak, “Biz Azerbaycan’ın bütünlüğünü sağlaması sürecinde Azerbaycan halkına Türkiye’nin yakından destek olmasını unutmayacağız ve her zaman kıymet vereceğiz.” dedi.
KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin gelişmesi için çok fazla imkan bulunduğunu anlatan Budagov, “İki ülke arasında ilişkilerin kurulması, tüm sahalarda münasebetlerin daha sık tutulması için imkan vardır.” dedi.
Budagov, siyasi partiler arasında yapılan bu ziyaretin gelecekte ilişkileri şekillendirmek açısından önemli olduğunu sözlerine ekledi.
“BM asla barışı sağlayamıyor, savaşı önleyemiyor”
Toplantının soru cevap kısmında Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıması ve karşılıklı uçuşların başlatılmasına yönelik soruyu yanıtlayan Budagov, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in KKTC’nin TDT’ye gözlemci üye olmasında özel bir çabası olduğunu belirtti.
Bir sonraki aşamanın KKTC’nin tanıtılması ve uluslararası platformlarda davasının devam ettirilmesi olduğuna işaret eden Budagov, siyasi parti olarak iki ülke arasında tüm sahalarda işbirliğinin kurulmasında yardımcı bir rol oynayacaklarını söyledi.
Budagov, karşılıklı uçuşlar konusunda iki ülkenin ilgili kurumlarının bir araya gelerek uçuşlarla ilgili her konunun masaya yatırılması gerektiğini ifade etti.
Hasipoğlu ise Budagov’un Azerbaycanlı bir yatırımcı heyetinin KKTC’ye gelmesi için çalışma başlatılacağı bilgisini verdi.
Kurtulmuş da açıklamasında Türkiye, KKTC ve Azerbaycan’ın içinde bulunduğu coğrafyanın gelecekte büyük güç mücadelelerine sahne olacağını belirterek, “Dünyada büyük bir dengesizlik yaşanıyor. Dünyanın barışı sağlamakla görevli olan uluslararası kurum ve kuruluşları, örneğin BM asla barışı sağlayamıyor, savaşı önleyemiyor. Dolayısıyla dünyada önümüzdeki dönemde daha fazla gerilim, bölgesel veya daha büyük ölçekte mücadelelerin yaşanacağı bir dönemden geçiyoruz.” diye konuştu.
Türkiye, KKTC ve Azerbaycan’ın güçlü olması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, Türkiye’nin Akdeniz’de kendi ve KKTC’nin hak ve menfaatlerinden vazgeçmeyeceğinin altını çizdi.