AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin “Mesele kimi aday göstereceğiniz meselesi değil. Mesele hangi fikirler etrafında milletin önüne çıkacağınız ve 2023’te ekonomiden, dış politikaya, terörle mücadeleden Türkiye’nin yeni toplumsal mutabakatlarına kadar ne söyleyeceğinizi millete açık bir şekilde söylemenizdir.” dedi.
Kurtulmuş, Samsun’daki temasları kapsamında bir otelde gazetecilerle bir araya geldi.
Türkiye’nin dört bir tarafında vatandaşlarla buluşarak başlattıkları seçim kampanyasını güçlü bir şekilde sürdürdüklerini söyleyen Kurtulmuş, AK Parti’ye olan ilgi ve teveccühten duydukları memnuniyeti dile getirerek, “AK Parti’nin trendi yükseliyor. Türkiye’nin her yerinde 2023’e doğru Sayın Cumhurbaşkanımıza olan destek artıyor.” diye konuştu.
Mayıs ayında gerçekleştirilecek seçimde milletin “Türkiye Yüzyılı”nın kapılarını açarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı seçeceğini ifade eden Kurtulmuş, “Cumhur İttifakı ve AK Parti büyük bir çoğunlukla parlamentoda çoğunluğu elde edecek ve Türkiye bu istikametteki yürüyüşüne devam edecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Seçimlerin iki açıdan çok önemli olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bunlardan bir tanesi 20 yıldır yapılan eser ve hizmet siyasetinin millet tarafından onaylanacağı, ibra edileceği bir seçim olacaktır. İkincisi ise Türkiye’nin istikamet tayininin gerçekleştirileceği bir seçim olacaktır. Onun için Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ortaya çıkıyoruz. Siyasette büyük hedefleri olan, büyük amaçları olan, büyük rüyaları olan, büyük ülküleri olan siyasi hareketler başarılı olur. Türkiye bu 20 yıllık süre içinde yeniden büyük, güçlü Türkiye olma istikametinin altyapısı hazırlanarak belli seviyeye gelmiştir. Şimdi inşallah Türkiye yeni bir döneme gidiyor. Yeni bir safhaya geçiyor, yeni bir evreye geçiyor ve bu Türkiye Yüzyılı olarak adlandırdığımız, özetle söylemek gerekirse, Türkiye’nin sözünün güçlü, gücünün etkili olduğu bir yüzyılın inşası sürecidir. Bunun kapıları da 2023 seçimleriyle birlikte açılacaktır. Ümit ediyoruz milletimiz büyük bir destekle, büyük bir ferasetle önümüzdeki seçimlerde bu istikamet tayinini de başarılı bir şekilde yapacak ve Türkiye, Allah’ın izniyle, önümüzdeki dönemde Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında çok daha güçlü, çok daha büyük, sözü etkili, gücü tesirli bir Türkiye haline gelecektir.”
“Bu gösteri Avrupa için de bir alarm zilidir”
Kurtulmuş, Türkiye’nin güçlü Türkiye olmasından rahatsız bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye düşmanlarına zemin hazırladığını ifade etti.
Geçen hafta İsveç’te, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın maketinin asıldığını, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakma eylemleri yapıldığını anımsatan Kurtulmuş, “Kendilerinin şunu bilmeleri lazım. Bu bir gösteri değil. Bu bir ifade özgürlüğü değil. Bu bir hak değildir. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir kimsenin başka bir dinin kutsalına açıkça alenen hakaret etme hakkı, demokratik bir hak olamaz. Yoksa dünya yaşanabilir bir yer olmaktan çıkar. Herkes karşısındaki inançlara düşmanlık yapar, inançların mensuplarının değerlerine hakaret eder. Bu gösteri Avrupa için de bir alarm zilidir.” görüşünü paylaştı.
“Yabancı düşmanlığı Avrupa kıtasında açık bir İslam düşmanlığı şekline döndü”
Kurtulmuş, bu yapılanların, İslam’a ve Müslümanlara zarar veremeyeceğini, eylemleri yapanların kalplerindeki kötülüğü ortaya koyduğunu kaydederek, şunları dile getirdi:
“İslam dünyasının her yerinde Müslümanlar bu iğrenç saldırının karşısında şerefli bir şekilde dururlar. Örneğin Türkiye’de bu sabah 90 bin camimizde milyonlarca Müslüman bir araya gelerek inançlarına, Kur’an-ı Kerim’e sahip çıktı. Türkiye ilk andan itibaren çok üst perdeden bu konuyla protestosunu, telinini, lanetlediğini ortaya koymuş oldu. Gerekli adımlar da atılacaktır. İşin bir tarafı böyle. Tarih boyunca İslam’a ve Müslümanlara saldıranlar hep oldu, hepsi de cevaplarını aldılar, hepsi de bir şekilde tarih sahnesinden silindiler. Şunu söylemek isterim, uzun bir süredir Avrupa da Batı dünyası da Amerika da maalesef bu kervana katıldı. Önemli bir yabancı düşmanlığı, ötekileştirme, kendisine benzemeyeni bir şekilde karşı tarafta görme, hatta onları ikinci, üçüncü sınıf insan gibi görme hastalığı ortaya çıktı. Yabancı düşmanlığı Avrupa kıtasında açık bir İslam düşmanlığı şekline döndü. Uyarıyoruz böylesine faşistlerin önünü açarsanız Avrupa’nın merkezi siyaseti zehirlenir ve en büyük zararı Avrupa halklarına verirsiniz. Bize bir şey olmaz. Biz güçlü büyük Türkiye istikametinde yürüyoruz. Biz değerlerimizi, inançlarımızı korumasını bilen bir milletiz. Bu anlamda esas tehlike çanları Avrupa için çalıyor. Karşısına, farklı olana, öteki olana tahammül edemeyen bir Avrupa zaten kendi tarihinde olduğu gibi on yıllarca, yüz yıllarca sürecek savaşların kapısını aralıyor demektir. Bu ateş sadece kutsal bir kitabın yakılması değil, içten içe Avrupa’yı yakan bir ateştir. Daha fazla bu ateşi söndürmeye niyet etmezlerse çok açık söylüyorum Batı dünyasını yakacak bir ateştir. Türkiye olarak konunun yakından takipçisi olacağız ve sonuna kadar bunun hesabını vereceklerini ifade etmek istiyorum.”
Kurtulmuş, olayın kendisinin başlı başına çirkin ve nerede yapılırsa yapılsın lanetlenecek bir eylem olduğunu, ancak eylemin Türkiye Büyükelçiliğinin önünde olmasının başka bir anlam taşıdığını aktararak, eylemle Türkiye’nin 2 milyarlık Müslüman dünyasının öncüsü ve önderi olduğunu belirttiklerini de vurguladı.
“Eğer böyle giderse İsveç’in NATO’ya girme meselesi Türkiye tarafından asla onaylanmayacak”
Numan Kurtulmuş, İsveç’in, NATO üyeliği konusunda Türkiye’nin desteğinden çok uzak olduğunu da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu saldırı bir kere daha gösteriyor ki maalesef İsveç teröre destek vermekten vazgeçmediğini bir şekilde gösteriyor. Türkiye, sözüne sadık bir ülkedir. Çok mu zor orada bulunun PKK’nın ya da FETÖ’nün elebaşısı teröristleri Türkiye’ye teslim etmek. Bunların kim olduklarını gayet iyi biliyorlar. Terör örgütlerinin hem de seçime az bir süre kala Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alarak yaptığı saldırıları önlemek çok mu zordur? Öyle görülüyor ki bir tarafta masada bizle müzakere ederken diğer taraftan terörle olan yakın arkadaşlıklarını da asla sonlandırmak istemiyorlar. Çok açıktır eğer böyle giderse İsveç’in NATO’ya girme meselesi Türkiye tarafından asla onaylanmayacak ve Türkiye bu süreçte İsveç’ten imzaladıkları yükümlülükleri yerine getirmesini bekleyecektir.”
Türkiye için 2023 seçimlerinin çok daha önemli hale geldiğinin altını çizen Kurtulmuş, “Türkiye ekonomisiyle, dış politikasıyla, kültürüyle, sanatıyla, demokrasisiyle toplumsal yapısı ve toplumsal bütünleşmesiyle, eğitimiyle her alanda çok daha büyük Türkiye olma ideali etrafında yürüyüşünü sürdürecektir. Türkiye Yüzyılı sadece bir slogan olarak değil, 85 milyon vatandaşımızın önüne bir hedef olarak konulmuştur. Anadolu’da vatandaşımızın da gördüğü bu hedef önemli bir milli hedef olarak benimsenmiştir. Milletimiz inşallah bu anlamda bu yürüyüşü anlamlı bir şekilde sürdürmek için imkan ve fırsat verecektir.” dedi.
“Bu 2 artı 4’lü masada Allah aşkına herhangi bir konuda ortak fikir var mıdır”
Kurtulmuş, siyasetin rekabet işi olduğunu, karşılarındaki siyasi rakiplerin güçlü ve siyasi yarışa renk katacak potansiyelde olmalarını istediklerini, ancak bunun karşılığını bulamadıklarını belirtti.
Altılı masaya yönelik eleştirilerde bulunan Kurtulmuş, “Maalesef özellikle son iki yıldır çeşitli uyarıları dile getirmemize rağmen altılı masa aslında, 2 artı 4 de diyebiliriz 2’si esas 4’ü teferruat olan bu masa, maalesef sürekli kendi iç çekişmelerini, sürekli ‘Ahmet mi aday olsun Mehmet mi aday olsun’ tartışmalarını yaparak gündemi işgal etmektedir. Biz de iki yıldır hep şunu söylüyoruz? Mesele kimi aday göstereceğiniz meselesi değil. Mesele hangi fikirler etrafında milletin önüne çıkacağınız ve 2023’te ekonomiden, dış politikaya, terörle mücadeleden Türkiye’nin yeni toplumsal mutabakatlarına kadar ne söyleyeceğinizi millete açık bir şekilde söylemenizdir. Burada siyasetin dışında soruyorum. Bu 2 artı 4’lü masada Allah aşkına herhangi bir konuda ortak fikir var mıdır?” ifadesini kullandı.
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kurtulmuş, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, altılı masadan seçilecek cumhurbaşkanının, kendi taleplerini yerine getirmemesi üzerine kriz çıkacağından bahsetmesiyle ilgili soruya, şu yanıtı verdi:
“Türkiye zaten kararsız hükümetlerden, koalisyon içindeki çatışmalardan çok çekmiş bir ülkedir. Zaten Türkiye durduk yere Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmedi. Rahmetli Menderes ve Özal’ın iktidarını dışarıda bıraktığımızda 1950’den 2002’ye kadar olan hükümetlerin ortalama ömrü 16 aydır. Türkiye’ye gelen yabancı heyetlerin, hükümet ortaklarının her birisi ayrı olduğu için her birisiyle ayrı görüşmeler yaptığı günleri hatırlıyorum. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile sandığın açıldığı akşam hükümetin kurulmasını sağlayan son derece aktif son derece verimli bir hükümet sistemine geçilmiş oldu. Altılı masanın halktan yüzde 56 destek alma ümitleri çok zayıf olduğu için hep meseleyi küçük pazarlıklar ve hesaplar üzerinden sürdürmeyi düşünüyorlar. Karar alacaksınız, karar alan 6 kişi bir araya gelecek, imzalayacak ve öyle karar alacaksınız.
Artık eski hükümet pazarlıklarının, koalisyon pazarlıklarının, belli etkin çevrelerin siyaset üstündeki etkilerini özleyenlerin, kusura bakmasınlar özlemleri kursaklarında kalacak. O kadar derin fikir ayrılıkları var, belli noktaya gelemiyorlar. Türkiye siyaseti için anlaşılmaz hazin bir tekliftir ve zaten bu çıkışla masanın içindeki diğer ortakları da rahatsız ediyor. Garibim Kılıçdaroğlu da ne desin, tabii ki herkesin oyu birdir manasına gelen, ‘herkesin bir oyu vardır’ diyerek meselenin üstünü kapatmaya çalıştı ki çatlak büyümesin diye.”
“Bu kadar gayrimilli bir tavrı anlamak mümkün değil”
Ali Babacan’ın, İHA ve SİHA’larla ilgili açıklamasına da değinen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Birilerinin, Türkiye’nin İHA’larını SİHA’larını yapmasından rahatsızlık duymasını anlarım. Birilerinin, Türkiye’nin savunmada yüzde 80’ler seviyesinde yerlilik oranına ulaşmasından rahatsızlık duymasını anlarım, birilerinin Türkiye’nin uzay çalışmalarına başlamasından rahatsızlık duymasını anlarım, birilerinin Türkiye’nin akıllı mühimmat üretmesinden rahatsızlıklarını anlarım da Hans, George rahatsız olsun da adı Ali, Veli olanlar neden rahatsız oluyor onu anlayamam. Kaldı ki ben de Baykar’ı uzun yıllardır takip etmiş, rahmetli Özdemir Bayraktar’la da çalışmışızdır. Nasıl zorluklarla Baykar’ın bu noktaya geldiğini çok iyi biliyoruz. Bu anlamda bundan duyulan rahatsızlık neyin rahatsızlığıdır? Bu arkadaşlar, Türkiye’nin İHA, SİHA alabilmek için, predator almak için gavurun kapısında kaç gün beklediğini ne çabuk unuttular. Onların kapısında beklerken iyiydi de aynı şeyi kendimiz üretmeye başladığımız zaman mı kötü? Bu kadar gayrimilli bir tavrı anlamak mümkün değil.”
Basın buluşmasına, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, AK Parti Samsun milletvekilleri Ahmet Demircan, Fuat Köktaş ve Orhan Kırcalı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, AK Parti Samsun İl Başkanı Ersan Aksu ve partililer de katıldı.