AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Başkent Kulisi” programında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Vefat eden eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Irak’ın Gara bölgesinde şehit edilen vatandaşlar için rahmet dileyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Gara’daki tam manasıyla bir vahşet. Hiçbir ahlaka, hiçbir hukuka, hiçbir insani değere sığmayacak olan, fevkalade üzüntü verici, yüreklerimizi yaralayan bir hadisedir. Sivil vatandaşlarımızın bir mağarada başlarından kurşunlanmış olarak bulunması, PKK, PYD neyse hepsini bir tarafa koyun, terör örgütünün ne kadar acımasız, ne kadar insanlık dışı, ne kadar vahşi, nasıl bir vampir örgüt olduğunu da ortaya koyuyor. Bu tabii özellikle Gara bölgesinde son zamanda yapılan harekatlar, kazanılmış olan üstün başarının da nasıl rahatsız ettiğini ortaya koyuyor. Ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir kararlılıkla Türkiye’nin hem sınırları içinde hem sınırları dışında hiçbir şekilde teröre, terör faaliyetlerine müsaade etmeyecek. Türkiye’ye zarar verebilecek olan hangi örgüt olursa olsun, ismi ne olursa olsun, arkasında kim olursa olsun, hangi lojistik desteği, hangi silah desteğini, hangi istihbarat desteğini alırsa alsın, devletimiz bu noktada milletimiz adına kararlılıkla mücadeleyi sürdürecektir. Allah’ın izniyle eninde sonunda milletimiz kazanacak, devletimiz kazanacak ve terör örgütleri tasfiye edilecektir.”
Kurtulmuş, Ortadoğu’da terörden medet umanlar ve bunun üzerinden dizayn etme çabasında bulunanlar olduğunu dile getirerek, “Mağarada bugün karşılaşılan vahşet, sadece terör örgütünün sergilediği vahşet değil, terör örgütlerinden medet umanların da gayriinsani tavrını ortaya koyan bir insanlık suçudur. Sonuna kadar bunun üstüne gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak şehit olan yurttaşlarımızın kanı yerde kalmayacak. İnşallah orada büyük bir temizlik, büyük bir operasyon kararlılıkla sürdürülecektir.” diye konuştu.
Siyasi fayda elde edecek olanların terörün arkasında olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Bunlar da çok açık bir şekilde görülüyor, yıllardır takip ediliyor. Ayrıca PKK’lı militanlara nasıl hem sahada destek verdiklerini, üniformalı birtakım ziyaretler yaparak ya da oradaki bazı isimleri nasıl siyasi koruma altına alıp kendi başkentlerinde ağırladıklarını biliyoruz. Bu oyun eski bir oyundur, bildik bir oyundur, belki bir asrı aşan bir süredir Ortadoğu’da devam eden olaylardır. Maalesef bugün geldiği nokta ise kararlılıkla hepimizin, bütün bölge ülkelerinin, insanlıktan yana olan ve teröre samimi olarak karşı olan bütün ülkelerin savaşması, mücadele etmesi gereken bir durumdur.” dedi.
“Bu coğrafyaya daha fazla müdahale etmenin Amerika’nın milli menfaatleri bakımından faydası olmadığı aşikar”
Numan Kurtulmuş, dünyanın yeni bir döneme girdiğini, gelecek dönemde pandemi sürecinde karşılaşılan sıkıntıların birçok ülke için kalıcı sosyal problemleri barındırdığını belirterek, şunları söyledi:
“ABD’nin yeni yönetimine dost olarak tavsiyemiz şudur: Bu bildik, eski tür operasyonlarla uğraşacaklarına, dünyada dostluk, demokrasi, kardeşlik üzerinden yeni bir dönemin başlangıcını sağlamaya gayret etsinler. Dışarıyla, Suriye’yle, Irak’la, Afganistan’la falan uğraşacaklarına Amerika’nın kendi iç sorunlarına odaklansınlar. Pandemi sırasında New York’un arka sokaklarındaki gariban vatandaşlara maske dağıtmayı başaramayan bir Amerika’dan bahsediyoruz ya da seçim kampanyası sırasında yaşan fevkalade acı, ırkçı olayları hatırlıyoruz.”
Güçlü ekonomisi, istikrarlı demokrasisiyle Türkiye’nin bölgenin kilit taşı olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Şu tercihi her zaman akıllarında bulundurmaları gerekir; yani böylesine bir Türkiye ile mi iş birliği yapacaklar yoksa o Türkiye’nin düşmanı olan, birkaç bin ya da biraz daha fazla militanla mı, teröristle mi iş birliği yapacaklar? Herhalde Amerika’nın menfaatleri bu coğrafyada Türkiye ile güçlü ilişkileri artırmak, varsa aradaki problemler, var, bu problemleri aşabilmek için gerçekten hakkaniyetli ve adil yaklaşımlar sergilemekten geçiyor. Bu coğrafyaya daha fazla müdahale etmenin Amerika’nın milli menfaatleri bakımından da hiçbir faydası olmadığı aşikar.” diye konuştu.
“Hala bürokratik oligarşinin izlerinin olduğunu görüyoruz”
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, seçim yasası, seçim sistemi ve anayasanın statik metinler olmadığına ve oluşan ihtiyaçlar doğrultusunda adımlar atılabildiğine değinerek, şunları kaydetti:
“Biz bütün bu alanlarda, reform, anayasa, seçim sistemi, seçim kanunu gibi önce içeride AK Parti olarak bu tartışmamızı yapıyoruz. Bakan arkadaşlarımız çalışmalarını yaptı, komisyonlarda çalışmalarımız yaptık. Bunları hem Beştepe’de hem partimizin MYK’sında gündeme geldi. Belli bir olgunluğa doğru gelmesini temin etmeye çalışıyoruz. Bundan sonra başta Cumhur İttifakı’nın bileşeni olan MHP olmak üzere diğer partilerle de bu konuları müzakere edeceğiz ve olgunlaşacak. Ama bizim açımızdan ‘Tamam bu iş oldu, bitti’ noktasına geldiğimizde bunun nasıl, ne şekilde olacağını, hangi zamanlamayla gündeme getirileceğini kamuoyuyla paylaşmak Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirindedir.”
“Siyasi Partiler Yasası da var mı çalışmanın içerisinde?” sorusuna Kurtulmuş, “Tabii bunların hepsiyle ilgili bu çalışmalar sürdürülüyor. Çünkü bazı meselelerde Siyasi Partiler Yasası’yla ilgili de adımlar atılması gerekebilir. Bunu olgunlaştırdıktan sonra kamuoyuyla paylaşacağız.” karşılığını verdi.
Kurtulmuş, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin soru üzerine, 1961 ve 1982 anayasalarının bütünüyle darbe anayasaları olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Anayasalar sadece bir metin değil, aynı zamanda anayasa metninin içerisine gizlenmiş bir sistem ruhu vardır. 1961 ve 1982 anayasalarının ruhu despottur, antidemokratiktir, millete göre bir devlet şekillendirmek değil, devletin istediği istikamette milleti dizayn etmek çabasıyla yazılmış anayasalardır. Türkiye şimdiye kadar hep anayasa yazmıştır, anayasa yapmamıştır. Milletin bütün taraflarının işin içerisine girdiği, üniversitelerin, siyasi partilerin, farklı siyasi görüşlerin ne istiyorlarsa eteklerindeki taşları dökerek tartıştıkları, şeffaflık vurgusu onun için önemli, öyle kapalı kapılar ardında, milletten gizleyerek değil, işte ‘CHP, HDP’yle görüşüyor mu görüşmüyor mu anayasa meselesini?’ bunu millet merak etmemeli, açık bir şekilde meşru platformlarda, zamanı geldiği zaman parlamentodaki komisyonlarda meselenin tartışılması lazım.”
1982 Anayasası’nda değişiklikler yapıldığını, demokratikleşme konusunda gelişmeler olduğunu anlatan Kurtulmuş, “Buna rağmen hala orada bürokratik oligarşinin izlerinin olduğunu görüyoruz. Her iki anayasa da gözyaşları, ah ve kan üzerine kurulmuş anayasalardır.” dedi.