AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını başta olmak üzere, yangın ve sel felaketleriyle mücadele ederken muhalefetin sürekli yalanlarla milletin gündemini meşgul ettiğini, buna rağmen devlet-millet dayanışmasının en güzel şekilde ortaya konulduğunu söyledi.
Muhalefetin, hükûmetin başarılı mücadelesine gölge düşürme çalışmalarının, toplumda ve kendi tabanlarında karşılık bulmadığını belirten Özkan, “Orman yangınlarında; THK’nin çalışmayan uçaklarını, ‘Yanan ormanlar imara açılacak.’ iftiralarını ortaya atarak mücadeleyi sulandırmışlardır. Sel felaketinde; ‘HES patladı, müdahale edilmedi.’ yalanlarıyla provokasyon oluşturdukları gün yüzüne çıkmıştır. Musluk açmayı, temel atmama törenlerini, mezarlık bidonunu hizmet sanan ve kendilerine millete hizmet etmek yerine tatili yakıştıranlara karşılık reform ve yatırım seferberliğimiz yaz ayında da sürmüştür” diye konuştu.
“Yeni yasama yılı bir reform yılı olacak”
AK Parti Grup Başkanvekili Özkan, yeni yasama yılının, bir reform yılı olacağını dile getirerek, “Yasamada yeni reformlarla milletimizi dünyayla rekabette çok daha ileriye taşıyacak bir dönemin arifesinde olduğumuzu ve bugüne kadar sürdürdüğümüz anayasal ve yasal reform sürecini inşallah 2021 ve 2022 yasama döneminde de devam ettireceğimizi milletimize duyurmak isteriz.” dedi.
İlk olarak Vergi Usul Kanunu Teklifi’nin TBMM’de görüşülmeye başlanacağını bildiren Özkan, “Teklife göre; basit usulde vergilendirilen ticari kazanç mükelleflerinin kazançları, gelir vergisinden istisna tutulacak. Sosyal medya üzerinden elde edilen gelirler belli tutara kadar istisna kapsamına alınacak. Tarımsal destekleme ödemeleri gelir vergisinden istisna edilecek. Son geçici vergilendirme dönemi kaldırılacak. Yıllık gelir vergisi beyannamesi verme ve vergilerin ödeme süresi bir ay öne çekilecek.” bilgisini paylaştı.
Paris İklim Anlaşması’nın, uluslararası toplumun üzerine düşen bir vazife olduğunu vurgulayan Özkan, bu anlaşmanın bu yasama yılında parlamentoda kabul edileceğini söyledi.
Özkan, uzun zamandır parlamentonun gündeminde olan spor kulüplerine yönelik düzenlemeyi de gündeme getireceklerini, bu sayede sportif başarıların da önünü açmış olacaklarını dile getirdi.
“Türkiye’nin ve gelişmiş batı demokrasilerinin gündeminde”
Sosyal medya alanındaki yayınların, vatandaşların haber alma hak ve özgürlüğünü ciddi anlamda tehdit ettiğine dikkati çeken Özkan, vatandaşların doğru habere ulaşmadaki sıkıntılarının, hem Türkiye’nin hem de gelişmiş batı demokrasilerinin gündeminde olduğunu anlattı.
Avrupa’da sosyal medya üzerinden üretilen yalan haberlerle mücadele bağlamında yasal düzenlemelerin hayata geçirilmeye başladığını aktaran Özkan, sosyal medyadaki yayınların vatandaşlarını doğru habere ulaşma hakkını tehdit etmesi nedeniyle bir düzenlemeyi Meclisin gündemine getireceklerini belirtti.
Özkan, tarafın devlet, idare olduğu ihtilaflarda, her ilde oluşturulacak sulh komisyonlarıyla vatandaşların, kendi ihtilaflarını, idareyle kavga etmek, mahkeme kapılarında beklemek yerine oluşturulacak sulh komisyonlarıyla daha hızlı, adil neticeye ulaştırmayı sağlayacaklarını bildirdi.
“Yeni bir oyun süreciyle karşı karşıyayız”
Özkan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer’in, “Anayasa’nın ilk dört maddesi değiştirilmezse, bazı kanunlardaki çekinceler kaldırılmazsa, Kürt sorununun çözülmesi tartışılamaz da.” açıklamasının sorulması üzerine Özkan, “Taşçıer’in ifadesinde de net bir şekilde görüldüğü üzere mesele Kürt vatandaşlarımızın hak ve özgürlük noktasında bir mağduriyet yaşadığı değil, PKK’nın meşruiyet kazanması ve meşrulaştırılmasından ibaret olan bir algı operasyonuyla karşı karşıyayız.” yanıtını verdi.
“İYİ Parti, CHP ve HDP’nin, ittifaklarını gizli ittifak olarak sürdürecek olmalarının, milletin nezdinde karşılıklarının bulunmadığını gösterdiğini” belirten Özkan şöyle devam etti:
“Milletimizde herhangi bir karşılık bulamadıkları, kendi kurdukları bu karanlık ve gizli ittifakla milletimizin huzuruna çıkıp desteğini alamayacaklarını bildikleri için şu anda yeni bir oyun süreciyle karşı karşıyayız. Yapmaya çalıştıkları, terörün meşrulaştırılmasıdır. Yapmaya çalıştıkları; milletin huzuruna şeffaf, demokratik bir şekilde cesaretle çıkmak yerine, milletin iradesini dolanmak, milletin iradesini karanlık ve gizli odalarda yaptıkları toplantılarla kendi aralarında pazarlığa çıkarmaktır.”
“Demokrasiyi ayaklar altına aldınız”
Özkan, HDP’nin “Adalete, Demokrasiye, Barışa Çağrı” başlıklı tutum belgesinin her satırında, güzel bir ambalaja sarılmış, terörün meşrulaştırılmasını gördüklerini vurguladı.
Deklarasyonda yer alan “güçlü demokrasi” ve “barışçıl dış politika” başlıklarına dikkati çeken Özkan şunları kaydetti:
“Demokrasiye, sizler, bu yetkiyi terör örgütünün gösterdiği eş başkanlara devretmek suretiyle ihanet ettiniz. Demokrasiyi ayaklar altına aldınız. Sizin barışçıl, neşeli dış politika dediğiniz acaba Kuzey Suriye’de oluşturulmak istenen terör koridoruna, ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşliğine karşı girişilen bu bölücü eylemlerin devam ettirilmesine müsaade edilmesi midir? Buna müsaade edilmeyecek. Bu bağlamda Afrin, İdlib, Cerablus’ta verdiğimiz, Ayn El Arab’dan Kamışlı’ya kadar olan bölgede ortaya koyduğumuz barış ve istikrar mücadelemiz hamd olsun ülkemizin huzuru, bölgemizin istikrarı için yapılmıştır ve barışçıl bir diplomasidir. Şu anda zillet durumunda olanların, ana muhalefet partisi ve onun siyasi ittifaklarının yapmaya çalıştığı tek bir şey vardır; terörün meşrulaştırılmasıdır.”
“Evrensel değerlere uygun olarak hayata geçirmek”
Özkan, 3600 ek gösterge beklentisine ilişkin bir soruya, “Adaletsizlikleri ortadan kaldırmak ve çalışma hayatındaki barışı tesis etmek en büyük siyasi hedefimiz oldu. Bugüne kadar yaptığımız bu çalışmaları, yeni yasama döneminde de doğru ve evrensel değerlere uygun olarak hayata geçirmeye devam edeceğiz.” karşılığını verdi.
Barışçıl çalışma hayatı için yeni reformları gelecek dönemde takip ederek hayata geçirme gayreti içinde olacaklarını vurgulayan Özkan, “Çalışmayı öyle bir prensip ve ilke içerisinde yapmak lazım ki bugüne kadar onlarca yıldan beri hayata geçirilmiş farklılıkları tamamen ortadan kaldıracak ve bu çerçevede evrensel, herkesin hak ettiğini aldığı, bu noktada da toplumsal huzur, güven ve adalet duygusunun pekiştiği bir düzenlemeyi elbette hayata geçireceğiz.” dedi.
“Üzerinde uzlaştıkları bir isim yok”
AK Parti Grup Başkanvekili Özkan, taban tabana zıt unsurlarının aynı ittifak çatısı altında bir araya getirildiğinde, çatışmaların sonlandırılamayacağına dikkati çekerek şöyle devam etti:
“Belki şu anda, bir taraftan HDP’nin tutum belgesiyle, diğer taraftan İYİ Parti Genel Başkanı’nın ‘Başbakan adayıyım.’ ifadesiyle, öbür taraftan da CHP Genel Başkanı’nın bütün sorunların çözümüyle ilgili HDP’yi adres göstermesiyle, sadece cumhurbaşkanlığı ile ilgili adaylık sorunlarını kısmen çözmüş gibi görünüyorlar. Ancak taban tabana zıt unsurlar, öylesine ayrı hedefler, öylesine ayrı istikametlere yelken açmışlar ki kendi aralarındaki çelişkileri çözebilmeleri mümkün değil. Kaldı ki cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili üzerinde uzlaştıkları bir isim yok. Sadece kendi üst akılları, bunları, kendi piyonları olarak kullananlar, zarfa kimin ismini koyup gönderirlerse o başbakan, cumhurbaşkanı adayı olarak onu destekleyecekler. Zillet ittifakının kendi arasındaki daha büyük çatışmaların başlayacağı bir döneme doğru giriyoruz. Çünkü 2023 hedefinde kendi eteğinde ne varsa bu benzemez unsurlar ortaya atacak. Bu ittifak önümüzdeki süreçte çok daha büyük çatışmalara gebedir. Bu ittifak 2023’te büyük bir hezeyanla son bulacaktır.”
Bir soru üzerine Özkan, Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi.