TBMM Genel Kurulunda, partilerin grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunulduğunu hatırlattı. Kaya, 1 trilyon 935 milyar liraya yakın bir bütçe açığının, 1 trilyon 950 milyar liraya yakın faiz açığı hedefinin olduğunu belirterek, “Adeta algı yapan bir tüccar gibi 2 trilyon dememek için kendini zorlamış bir iktidarla karşı karşıyayız. Çünkü 2 trilyon sınırını aşmanın psikolojik algısını yönetebilmek adına bütçe açığının 1 trilyon 935 milyar, faiz harcamalarının da 1 trilyon 950 milyar lira gösterildiğine dair kanaat oluşmuş durumda.” ifadesini kullandı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, günlerdir sağlıkta skandalların konuşulduğunu ancak sağlıktaki sorunların bunlarla sınırlı olmadığını belirtti.
Türkiye’de 6 bin Suriyeli sağlık çalışanın olduğunu ifade eden Çömez, “Bunların Türkiye’ye nasıl geldiğini bilebiliyor musunuz? Ellerinde bir diploma var, diploma sahih mi değil mi, doğru mu yanlış mı bilinmiyor. Hiçbir incelemesi yok. Hiçbir güvenlik soruşturması yok. Daha da vahimi dil sınavları, tıbbi sınavları yok, en kötüsü sözlü sınavlar yok. Elini kolunu sallaya sallaya eline bir belge tutuşturan bu ülkede hekimlik yapıyor. Bu, son derece önemli bir problem.” diye konuştu.
2023 yılı sonbaharında, TUS’ta ayrılan kadronun 12 bin 126, 2024 yılı sonbaharında ise 6 bin olduğunu belirten Çömez, yabancılara ayrılan kontenjanda ise azalma olmadığını söyledi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de 13. yılı olan Van depreminde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi. Depremlere karşı mücadele etmenin yolunun yapı denetimi, yapı sağlamlığı, kent planlaması olduğunu ifade eden Temelli, “Bizde kent planlaması yok, rant planlaması var.” dedi.
2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin sunulduğunu hatırlatan Temelli, bütçeye baktıklarında yine aynı şeyi gördüklerini dile getirerek, “Gerçekten kent planlamasını afet ve deprem riskini gözeten bir yerden hayata geçirmek, önceliğimiz olmalı.” ifadesini kullandı.
“Dinleyip de bir şey yapmayanlar suçludur”
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Türkiye’nin yenidoğan çetesiyle sarsıldığını, başta Sağlık Bakanı olmak üzere sorumlulardan doyurucu cevap alamadıklarını söyledi. Emir, “Denetim görevini yapmayanlar, bekleyenler, bebekler ölürken sadece dinleyenler, dinleyip de bir şey yapmayanlar, anında SGK’nin ödemesini kesmeyenler, bu cinayetlerde birinci derecede suçludur.” dedi.
Murat Emir, yenidoğan bebeklerin 112 sistemi üzerinden söz konusu hastanelere yönlendirildiğini dile getirerek, 112’ye de mutlaka el atılması gerektiğini söyledi.
Narin Güran cinayetinde iddianamenin hazırlandığını belirten Emir, dört sanığın olduğunu, bu kişilerin Narin’i öldürmekle suçlandığını söyledi. Emir, “Elimizde bir iddianame var, sanıklar var ama kimin katil olduğu belli değil. Korkarız ki o katillerin her biri teker teker delil yetersizliğinden tahliye edilecekler ve Narin’in kanı yerde kalacak. Biz bunun takipçisiyiz.” diye konuştu.
“Denklik olmadan doktorluk yapmaları mümkün değil”
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, yenidoğan çetesine ilişkin dün bütün siyasi partilerin imzasıyla araştırma komisyonun kurulduğunu ancak sosyal medyada bazı hesapların “AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi’ iddiasında bulunduğunu kaydetti. Zengin, kamuoyunu bu kadar hassas bir konuda yanıltmayı büyük bir hata olarak gördüğünü söyledi.
Yenidoğan çetesiyle ilgili bir yılı aşkın bir takip süresi olduğunu ifade eden Zengin, bu süreç içerisinde müfettişlerin çok ciddi raporların hazırladığını ifade etti.
Zengin, “Önce mali olarak yürütülen bir soruşturma, tamamen Sağlık Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü müfettişlerinin verdiği raporlar üzerinden. Hekimlerden oluşan bir bilirkişi talep edilmiş, onların yönlendirilmesiyle soruşturma devamında bebeklerin ölümüyle alakalı konunun incelenmesine dair iddianameye dönüşmüştür. 112 ile ilgili konu müfettiş raporlarında var. Müfettiş raporları detaylı okunduğu zaman şunu görüyorsunuz. Burada bahsi geçen hastanelere diğerlerinden daha farklı bir yönlendirme olmadığını ama tapelerde, dinlemelerde bunun farklı usullerle yapıldığını görüyorsunuz. Kurduğumuz komisyonlarda bunları da konuşmamız lazım.” diye konuştu.
Zengin, hekimlerin ve sağlık sisteminin yıpratılmasına müsaade edilmemesi gerektiğini söyledi.
“Yabancı uyruklu hekimler, Türkiye’de sadece göçmen sağlığı merkezinde çalışabiliyor” diyen Zengin, Türkiye’de tıp doktoru olarak çalışmak istemeleri halinde bunların YÖK üzerinden denklik belgesi alması gerektiğini belirtti.
Zengin, “Denklik olmadan doktorluk yapmaları mümkün değil. Denklik alanlar da çalışma izinleri varsa sadece özel hastanelerde çalışabiliyorlar. Gelelim yabancı kontenjanına… Mevzuatımız bütün kontenjanın maksimum yüzde 10’u oranında denklikleri olanların TUS’a girmelerine müsaade ediyor. Geçen yıl açılan kontenjan 1086, bu yıl açılan 867. Yüzde 21’lik azalma var.” sözlerine yer verdi.