AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya ile arkadaşlarının imzasıyla hazırlanan Meclis Araştırma Önergesi, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Önergenin gerekçesinde, dünya nüfusunun yaşlanmasının, 21’inci yüzyılda karşılaşılan en önemli meselelerden olduğu belirtildi.
Teknolojinin gelişmesi, tedavi yöntemlerinin çeşitlenmesi ve insan sağlığı ile ilgili farkındalığın artması sonucunda doğuşta beklenen ortalama yaşam süresinin, tüm dünyada artış gösterdiğine değinilen gerekçede, Birleşmiş Milletlerin, Dünya Nüfusunun Yaşlanması 2020 Raporu’na göre, artan yaşam süresine ve beklentisine ek olarak doğurganlık ve ölüm hızlarının azalmasının, yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 yaş ve üzerindeki kişilerin toplam nüfus içindeki oranını artırdığı aktarıldı.
Gerekçede, 2021’de dünya genelinde 65 yaş ve üzeri 764 milyonu aşkın kişi bulunurken bu sayının 2050’de 1,5 milyarı aşacağının tahmin edildiği bildirilerek, “Türkiye’de de TÜİK verilerine göre yaşlı nüfusumuzun 2016 ila 2021 yılları arasında yüzde 24 oranında arttığı görülüyor. Yaşlı nüfusumuzun toplam nüfusumuz içindeki oranının, 2010’da yüzde 7,2 iken 2021’de yüzde 9,7’ye çıktığı görülüyor. 2080’de ise bu oranın yüzde 25,6’ya ulaşması bekleniyor. Yaşlı nüfus açısından ülkemiz, dünya genelinde 167 ülke arasında 68’inci sırada yer alıyor.” ifadesi kullanıldı.
”1 milyon 561 bin 398 yaşlı vatandaş tek başına yaşıyor”
TÜİK verilerine göre Türkiye’de, 2021’de toplam 25 milyon 329 bin 833 hanenin yüzde 24,1’inde en az bir yaşlı vatandaşın yaşadığı belirtilen önergenin gerekçesinde, şu bilgilere yer verildi:
“Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı da 2021’de yüzde 14,3’e yükselirken çalışma çağındaki yüz kişiye düşen çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı ise yüzde 33’e düştü. Yaşlı bağımlılık oranının 2025’te yüzde 16,4’e, 2030’da yüzde 19,6’ya, 2040’ta yüzde 25,3’e, 2060’da yüzde 37,5’e ve 2080’de yüzde 43,6’ya çıkacağı öngörülmekteyken çocuk bağımlılık oranının ise ters orantılı olarak düşüş göstermesi bekleniyor. Bir başka ifadeyle ülkemizde 2021 yılsonu itibarıyla çalışma çağındaki her 100 kişi, 33 çocuğa ve 14,3 yaşlı bireye bakıyor. Nüfusumuzun yaş bağımlılık ağırlığı çocuk nüfustan yaşlı nüfusa doğru değişim gösteriyor.”
Türkiye’de tek başına yaşayan yaşlı sayısının da yüksek olduğuna değinilen gerekçede, TÜİK araştırmasına göre, 1 milyon 561 bin 398 yaşlı vatandaşın, tek başına yaşadığı, bu vatandaşların yüzde 74,9’unu kadınların, yüzde 25,1’ini ise erkeklerin oluşturduğu kaydedildi.
Yaşlıların, tecrübe ve birikimleri ile toplumun yapı taşları olduğuna dikkati çekilen gerekçede, “Yaşlılarımıza bakmak ve hürmet göstermek kültürümüzün temel unsurlarındandır. Kovid-19 pandemisinin ilk dönemlerinde çeşitli ülkelerde öncelikli olarak korunacak gruplar arasında yaşlıların yer almadığı, yaş triajı gibi farklı önlemlerin uygulandığı gözlemlenirken, ülkemizde öncelikle 65 yaş ve üzerindeki bireylerin sağlığını muhafaza etmeye yönelik tedbirler alınması bu durumun göstergelerinden biri.” ifadelerine yer verildi.
“Yaşlılarımızın yaşam kalitesinin yükseltilmesi için önemli mesafeler katedildi”
Yaşlılık, yaşlanma ve yaşlıların hayat standartlarının yükseltilmesinin, çok sayıda bakanlığın ve diğer kamu kurumlarının ortak çalışma alanlarından biri olduğuna işaret edilen gerekçede, “Büyüklerimizin, milletimizin vicdanındaki ayrıcalıklı konumu da bu konunun bir devlet politikası olarak ele alınmasının önemini ortaya koyuyor. Ülkemiz, emektar ve kıdemli vatandaşlarımız olan yaşlılarımızın yaşam kalitesinin yükseltilmesi konusunda çok önemli mesafeler katetti, etmeye de devam ediyor. Bununla birlikte demografik yapımızın zaman içinde değişmekte olduğu ve bu değişikliğin doğru bir şekilde tahlil edilmesi suretiyle yaşlı vatandaşlarımıza sunulan kamu hizmetlerinde gerekli uyarlamaların yapılması gerektiği açıktır.” denildi.
Önergede, şunlar kaydedildi:
“Demografik dönüşüm süreci içindeki ülkemiz nüfusunun yaş gruplarına göre dağılımında yaşanan değişimin incelenmesi, yaşlı nüfusumuzun artışıyla oluşacak yeni gereksinim ve fırsat alanlarının aktif ve sağlıklı yaşlanma perspektifi kapsamında ele alınması, yaşlılarımızın hayatın çeşitli alanlarında yaşadıkları veya yaşamaları muhtemel sorunların tespiti, söz konusu olası sorun alanları için gereken önlemlerin alınması ve yaşlılarımıza yönelik kamu hizmetlerinin bölgesel ve bireysel niteliklere göre çeşitlendirilerek, aksatılmadan ve daha nitelikli şekilde sunulması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.”