AK Parti Grup Başkanvekili ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin ile AK Parti milletvekillerinin imzasıyla hazırlanan Meclis Araştırma önergesi, TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
Önergenin gerekçesinde, Türkiye’nin çocuklara uluslararası alanda geniş kapsamlı güvenceler getiren Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 14 Eylül 1990’da imzaladığı hatırlatıldı.
Bu kapsamda her alanda çocuğun üstün yararını hedefleyen çok sayıda yasal ve idari tedbirin hayata geçirildiği vurgulanan gerekçede, bu düzenlemeler sıralandı.
Çocukların üstün yararının ve her türlü istismara karşı korunmasının 2010’daki Anayasa değişikliğinde de dikkate alındığı, böylece şiddete ve istismarın her türlüsüne karşı çocukları korumanın açıkça devletin pozitif hukuki yükümlülükleri arasında sayıldığı anımsatıldı.
Yasal ve idari tedbirlere, devlet kurumlarının konu hakkındaki azami hassasiyetine rağmen çocukların haklarının ihlal edildiği, ruhsal, bedensel sıhhatlerine, vücut bütünlüklerine halel verildiği, çeşitli yönlerden istismara maruz bırakıldığı kimi olumsuz olaylarla zaman zaman karşılaşılabildiği belirtilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
“Toplumumuzun çocuklar konusunda taşıdığı büyük hassasiyet, bu tür vahim hadiselerin kamuoyunda haklı olarak uyandırdığı infialin büyüklüğünü artırıyor. Bu kapsamdaki elim hadiselerden sonuncusu, 6 yaşındaki bir çocuğumuzun sözde evlilik adı altında her yönden istismara açık bir birlikteliğe maruz bırakıldığı ve bunun sonucunda duygusal ve cinsel yönden istismara uğradığı yönündeki haberlerle geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıdı. Çocuklarımız, çevrelerinden gelebilecek olası tehlikelere karşı en savunmasız, en güçsüz ve bu nedenle en hassas şekilde korunması gereken toplum kesimi. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın başta cinsel istismar olmak üzere fiziksel, duygusal veya diğer bir yönden istismara uğraması, nedeni ne olursa olsun ve hangi koşullarda gerçekleşirse gerçekleşsin, insanlık adına utanç verici bir durum. Çocuklarımızın her türlü ihmal ve istismardan korunması en başta devletin, daha sonra toplumun ve ailenin ortak sorumluluğu.
Bu kapsamda çocuğumuzun, 6 yaşındayken sözde evlilik adı altında her yönden istismara açık bir birlikteliğe maruz bırakıldığı ve bunun sonucunda duygusal ve cinsel yönden istismara uğradığı yönündeki haberler kapsamında söz konusu elim hadisenin sosyolojik, ailevi ve çevresel etkenler de göz önünde bulundurularak tüm yönleriyle araştırılıp kamu vicdanını tatmin edecek ve kamunun bilgi talebini karşılayacak şekilde şeffaflığa kavuşturulması; benzer hadiselerin ve her türlü çocuk istismarının engellenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi; ayrıca çocukların temel hak ve özgürlüklerinden en üst düzeyde yararlanmaları ve her türlü istismardan korunmaları noktasında karşılaşılan sorunların tespit edilerek bunlarla mücadele için yeni çözüm yollarının geliştirilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.”