AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, ABD’li ekonomist Jeremy Rifkin’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı olmasını eleştirerek, “Bu durum hem Sayın Kılıçdaroğlu’nun hem de altılı masanın bir boyunduruk altında olduğunun delili.” dedi.
Akbaşoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Kılıçdaroğlu’nun yarın “vizyon belgesi” açıklayacağını hatırlatarak, “Adayları yok ki vizyonları olsun.” ifadesini kullandı.
Rifkin’in Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığına getirildiğini söyleyen Akbaşoğlu, “Yabancılarla sıkı fıkı, büyükelçilere mektup yazmakla meşhur Sayın Kılıçdaroğlu’na yabancı danışman atanması kendi aralarında bir sevinç halesi oluşturmuş. Bu durum hem Sayın Kılıçdaroğlu’nun hem de altılı masanın bir boyunduruk altında olduğunun delili.” diye konuştu.
Bir tarafta milli ve yerli politik duruşun diğer tarafta ise manda ve himayeciliğe doğru bir yol alışın bulunduğunu belirten Akbaşoğlu, “2023 seçimleri ‘tam bağımsız, büyük ve güçlü lider ülke Türkiye’ diyen AK Parti, Cumhur İttifakı ve Erdoğan ile ‘Manda ve himaye kabul edilebilir.’ yaklaşımında olanlar arasında geçecek. Aziz milletimizin bu manda ve himayecilere gereken cevabı sandıkta vereceğine inanıyorum.” değerlendirmelerinde bulundu.
Akbaşoğlu, Rifkin’in danışman atanmasının, eski Türkiye’nin hafızasındaki “Derviş modeli”nin farklı bir versiyonu olduğunu, bunun vizyon olarak sunulduğunu kaydetti.
“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?”
Kılıçdaroğlu’nun, daha önce “Bir numaralı ülkücü benim, milliyetçi de benim.” dediğini anımsatan Akbaşoğlu, şunları aktardı:
“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Bu durumun izahı nedir Sayın Kılıçdaroğlu? Hem ‘milliyetçiyim’, ‘ülkücüyüm’ diyorsun hem de kendine yabancı danışman atanmasına seviniyorsun. Bu ancak genel valilerin psikolojik durumu olabilir. Bu milliyetçilik değil, olsa olsa alay konusu olur.”
Altılı masanın “güçlendirilmiş parlamenter sistem” önerisini, “vizyonsuzluğun göstergesi” olarak nitelendiren Akbaşoğlu, “Yarın açıklayacağınız belge de aynı nitelikte. Koskocaman bir fos. Bu durum milletimizin gözünden kaçmıyor. Aldatmaca ve kandırmaca siyasetiniz iyot gibi açığa çıkıyor.” şeklinde konuştu.
“Davet ettikleri, kaos ve vesayetin geri gelmesi”
Altılı masanın anayasa değişikliği teklifinde “Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmeye devam edileceği” önerisinin yer aldığına dikkati çeken Akbaşoğlu, şöyle devam etti:
“Ucube sistem önerisinde bulunuyorlar. Aslında davet ettikleri, kaos ve vesayetin geri gelmesi. O kadar birbiriyle çelişik yaklaşımlar söz konusu ki inceleyenler bunu hemen fark ediyor. Büyük bir açmaz ve çıkmazın içinde yetersizliklerini ve çapsızlıklarını itiraf etmiş vaziyetteler. Bu görüldüğü için kendilerine artık doğrudan bir yabancı danışman atanma zarureti hissedilmiş. Ayrıca anayasa değişikliği önerilerinde, teklif ettikleri başörtüsü düzenlemesiyle ilgili de en ufak bir şey yer almıyor. ‘Gelin kanunla değiştirelim.’ demişlerdi, biz de ‘Anayasa değişikliğini içeren bir kanunla daha sağlam şekilde değiştirelim.’ dedik. Ondan sonra bir daha ağızlarına almaz oldular. Bu samimiyet testinde sınıfta kaldığınızı görmüyor musunuz? Milleti aldatacağınızı mı zannediyorsunuz? Millet size sandıkta ‘hadi oradan’ diyecek. Allah’ın izniyle milletimiz 2023 seçimlerinde rekor oyla Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023, 2053 ve 2071 vizyonlarına ‘evet’ diyecek. Bu vizyonsuzları siyasetin tarihine sepetleyecek.”
“Son aşamaya gelindi”
Akbaşoğlu, başörtüsüne anayasal güvence ve aile bütünlüğüne yönelik düzenlemesinin Meclis Başkanlığına ne zaman sunulacağına ilişkin soru üzerine, başörtüsü ile ailenin korunması ve evlilik birliğinin oluşturulmasıyla ilgili düzenlemeleri de içeren kanun teklifinde son aşamaya gelindiğini bildirdi.
Altılı masanın, anayasa değişikliği önerisiyle koalisyon dönemlerini geri çağırdığını dile getiren Akbaşoğlu, şunları kaydetti:
“Koalisyon dönemlerini; güvensizlik, istikrarsızlık ortamlarını, 28 Şubatları, çeşitli vesayet odaklarının millet iradesi üzerinde boza pişirmesini talep ediyorlar. Altılı koalisyon, parlamenter sisteme geri dönme teklifini kendilerine makam ve mansıp için istiyor ve kendi partilerine mali bir yardımın bölüştürülmesi teklifinde bulunuyorlar. Buradan millet lehine bir sonuç çıkmaz, bu teklif ancak 6+1 ittifakın makam ve mansıpları, mali desteklenmesi için işe yarayabilir. Bundan kaybeden milletimiz ve ülkemiz olur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ‘ucube sistem’ yakıştırmasında bulunanlar millet iradesine ‘ucube’ diyor. Kendilerinin önerdikleri sistem aslında bir çelişkiler yumağı ve yamalı bohça ittifakının darbe anayasasına başka bir yama ekleme redaksiyonu olarak karşımıza çıkıyor. Bu, çarpık bir zihniyet. Bu çarpık söz ve davranışlar, çarpık niyet ve zihniyetin sonucu.”