AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Bingöl’de herkesi üzen bir hadise yaşandığını söyleyen Akbaşoğlu, “Teröristlerce paramparça edilen şehidimiz söz konusuyken Lütfü Türkkan tarafından şehidimizin bacısına apaçık küfredildiği duyuldu. Bu galiz küfürlerin hesabının mutlaka sorulması lazım.” diye konuştu.
Türkkan’ın, “İYİ Parti Grup Başkanvekilliği” görevinden istifa ettirilerek olayın üstünün örtülmeye çalışıldığını, bu durumun “kabul edilemez” olduğunu belirten Akbaşoğlu, “Lütfü Türkkan kendi Genel Başkanı’ndan ve kamuoyundan özür diledi ancak şehidimizin ailesinden, bilhassa bacısından özür dilemedi. Rencide ettiği şehit yakınlarından ve şehidimizden özür dileme erdemini dahi gösteremedi.” ifadesini kullandı.
“Sayın Akşener, acilen tatmin edici bir cevap vermeli”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, olaydan sonra Türkkan ile ilgili disiplin sürecini devreye sokması gerektiğini ancak olayın üzerinden üç gün geçmesine rağmen Akşener tarafından bu yönde bir adımın atılmadığını dile getiren Akbaşoğlu, şöyle devam etti:
“Milletin emanetini ve vekaletini, TBMM’de ifa etmeye çalışan, Gazi Meclis’te bu duygu ve düşüncelerle hareket etmesi gereken, milletimizin ırzını, namusunu korumakla mükellef olan bir kişinin, siyasi tarihimizde eşine rastlanmayan böyle menfur ve galiz bir küfürle şehidimizi, bacısını ve bütün milletimizi rencide etmesi kabul edilemez. Lütfü Türkkan, siyaseten gereğini yaparak milletvekilliğinden istifa etmeli. Ancak bu şekilde hem İYİ Parti’nin kurumsal tavrı hem de şehit ailelerimizin ve milletimizin beklentisi siyaseten yerine gelmiş olabilir. Sayın Akşener’in, böyle menfur bir olaydan sonra kamuoyuna tatmin edici bir cevap vermesi, açıklama yapması ve ilgili tavrı ortaya koyması acilen beklenmelidir.”
“Gazi Meclis’in çatısı altında bulunması asla mümkün değil”
Yaşanan son olayın ilk olmadığını hatırlatan Akbaşoğlu, Türkkan’ın, daha önce teröristlerce şehit edilen Mardin Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk’ün babasının, Meclis’e ziyaretine ilişkin de galiz ifadeler kullandığını, kendisine ait kaçak yapıyı görüntülemek isteyen gazeteciyi ise dövdürdüğünü ifade etti.
Türkkan’ın tavrını, milletin değerlerine en büyük saldırı ve saygısızlık olarak nitelendiren Akbaşoğlu, “Türk siyasi tarihinde eşine rastlanmayan, dünya tarihinde de eşine rastlanması mümkün olmayan, kendisini vatan için feda eden bir şehidin bacısına açıkça küfreden bir kişinin, Gazi Meclis’in çatısı altında bulunması asla mümkün değil. Gereği mutlaka yapılmalı.” görüşünü paylaştı.
“CHP yönetiminin içinde bulunduğu durum Türkiye için tehlike arz ediyor”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, büyükelçilere mektup yazdığını kaydeden Akbaşoğlu, “Bu mektubun anlamı, içler acısı bir durumu ifade ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyet’in Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Bağımsızlık benim karakterimdir.” sözünü anımsatan Akbaşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“100 yıl sonra biz de aynı cümleleri, aynı ruh ve mana ile ifade ediyoruz. Manda ve himaye kabul edilemez. Tam bağımsız Türkiye ve bağımsızlık bizim karakterimizdir. 100 yıl sonra CHP’nin başında olan ve Türkiye’yi yönetmeye talip olduğunu ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, büyükelçilere Türkiye’nin iç işlerini ilgilendiren bir meseleyi, Türkiye’yi şikayet ederek, gammazlayarak ifade etmeye çalışıyor. Bağımsızlığımıza halel getirecek, siyaseten hakikaten ihanet olarak nitelendirilebilecek bir tutum ve davranışı ortaya koyuyor. Bu mektup, tarihin önünde çöp sepetine atılmıştır. Bu mektup, bağımsızlığımızı ihlal etmeye dönük emperyalistlerle, emellerini tevhit etmiş olanların mektubudur. Milletimiz, bu anlayışa asla geçit vermeyecektir.”
CHP yönetiminin içinde bulunduğu durumun Türkiye için tehlike arz ettiğini söyleyen Akbaşoğlu, “CHP yönetimi tarafından Türkiye’nin egemenliğine, bağımsızlığına ve milli egemenliğine aykırı bir davranış sürekli tekrarlanıyor. Bunun cevabını asil milletimiz mutlaka verecektir. Haziran 2023, bu demokratik hesaplaşmanın tarihidir. İnşallah şehitlerimize küfredenlere, bağımsızlığımızı ihlal etme cüretinde bulunanlara, emperyalistlerden demokrasi dilenenlere, yardım bekleyenlere gerekli cevap milletimiz tarafından mutlaka verilecektir. Bu konuda en ufak tereddüdümüz söz konusu değil.” sözlerini sarf etti.
Bir gazetecinin “Lütfü Türkkan’ın, milletvekilliğinin düşürülmesi söz konusu mu?” sorusuna ise Akbaşoğlu, “Türkiye, bir hukuk devletidir. Anayasa çok açıktır. Bu konuda şehit ailesi de hukuki yollara başvuracağını net şekilde ifade etmiştir. Hem hakaret ve aleni küfür hem de müessif fiile dönük birtakım tacizlerin olduğu net şekilde görülmektedir. Bu konuda hukuki süreç neyi ortaya koyuyorsa ilgili mevzuat sonuç itibarıyla uygulanmış olacaktır.” yanıtını verdi.