AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler (BM) kürsüsünden tüm dünyaya bir kez daha hatırlattığı “Dünya beşten büyüktür.” ifadesinin bu kez bir “iklim adaleti” vurgusu da taşıdığına işaret ederek “Meclisimizin onayına sunacağımız Paris Anlaşması, sadece ülkemize değil, dünyanın mücadelesine güç katmak açısından da büyük önem arz etmektedir.” dedi.
AK Parti’nin çevre, şehir ve kültürden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Karaaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, BM 76. Genel Kurulu’nda, “Paris İklim Anlaşması’nı, atılacak yapıcı adımlara uygun şekilde ve ulusal katkı beyanımız çerçevesinde, önümüzdeki ay Meclisimizin onayına sunmayı planlıyoruz.” açıklamasını, “Ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelesinde yeni bir dönemin başlangıcı sayılabilir.” şeklinde değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM 76. Genel Kurulu’na hitabında “çevre ve iklim değişikliği” konusunun önemli bir başlık olarak yer aldığına dikkati çeken Karaaslan, Erdoğan’ın, konuşmasında, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum çabalarını dünya ile paylaştığını, tüm ülkelere bu ortak sorun karşısında birlikte hareket etme ve sorumluluk alma çağrısında bulunduğunu dile getirdi.
“Bu dönem dünya için kritik bir eşik”
Sıcaklıkların hızla yükseldiği, iklim değişikliğine bağlı afetlerin sayısının dünya genelinde artış gösterdiği, iklim dolayısıyla göçlerin meydana geldiği bu dönemin, dünya için kritik bir eşik olduğunu belirten Karaaslan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın, Paris İklim Anlaşması ile ilgili açıklamaları ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelesinde yeni bir dönemin başlangıcı sayılabilir.” dedi.
“Adil bir şekilde paylaştırılması gerekir”
Türkiye’nin, Paris İklim Anlaşması’nı ilk imzalayan ülkelerden olduğuna işaret eden Karaaslan, anlaşmaya taraf tüm ülkelerin, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler ilkesi doğrultusunda sisteme katkı sunmaya davet edildiğini anımsattı. Karaaslan, bu katkının ülkelerin tarihi ve mali yükümlülüklerine göre adil bir şekilde paylaştırılması gerektiğini de dile getirdi. “Ne yazık ki küresel meselelerin hemen hepsinde olduğu gibi iklim değişikliğiyle mücadele konusunda da adil bir ortam oluşturulamadığı için somut bir başarı elde edilebilmiş değildir.” diyen Karaaslan, dünyanın kirletilmesine en fazla katkısı olan ülkelerin, mücadele söz konusu olduğunda, en fazla sorumluluğu almaktan geri durduğunu söyledi.
“Türkiye’nin yeşil dönüşüm hikayesini kararlılıkla yazmayı sürdüreceğiz”
Çiğdem Karaaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hal böyle iken, bilimin ışığında ortaya koyulan tüm veriler, bu yüzyılın sonunda karanlık bir tablo ile karşı karşıya olduğumuza işaret etmektedir. İşte tam bu noktada Cumhurbaşkanı’mız ve Genel Başkan’ımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler kürsüsünden tüm dünyaya bir kez daha hatırlattığı ‘Dünya beşten büyüktür’ ifadesi, bu kez bir ‘iklim adaleti’ vurgusu da taşımaktadır. Türkiye olarak Paris İklim Anlaşması’nı, yükümlülüklerle ilgili adaletsizlikleri sebebiyle bugüne kadar onaylamamış olmamıza karşın, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum konusunda en fazla katkı sunan ülkelerden biri olduk. AK Parti iktidarlarımız döneminde yenilenebilir enerji kurulu gücündeki hızlı yükselişimiz, karbon yutak alanlarını arttıran nadir ülkelerden biri olmamız, Sıfır Atık Projesi’yle atık yönetimi konusunda kısa sürede elde ettiğimiz başarılar ve daha pek çok alanda hayata geçirdiğimiz çevre dostu çalışmaların her biri, mücadelemizin somut birer örneğidir.
İklim adaleti konusundaki çağrımızı bir kez daha yineleyerek atılacak yapıcı adımlar ve Ulusal Niyet Katkı Beyanı’mız çerçevesinde Meclisimizin onayına sunacağımız Paris Anlaşması, sadece ülkemize değil dünyanın mücadelesine güç katmak açısından da büyük önem arz etmektedir. Bunun yanı sıra Avrupa Yeşil Mutabakat Eylem Planı hedeflerimizle birlikte Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da ifade ettiği üzere; yatırım, üretim, istihdam politikalarımızda köklü değişikliğe yol açacak bu süreci 2053 vizyonumuzun ana unsurlarından biri olarak kabul ediyoruz. Türkiye olarak sonucu insanlığı ilgilendiren küresel hiçbir meseleye kayıtsız kalmadığımız gibi, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum konusunda da üzerimize düşeni yapmayı, Türkiye’nin yeşil dönüşüm hikayesini kararlılıkla yazmayı sürdüreceğiz.”