Kentteki bir otelde Sivas Belediyesince düzenlenen “Ortak Akıl ve İstişare ile Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması” adlı programda konuşan Kurtulmuş, siyasetin sadece 5 yıldan 5 yıla oy verme işi olmadığını söyledi.
Kurtulmuş, milletin reyini, görüşünü sandıklarda ortaya koyduğunu aktararak “Ülkeyi yönetecekleri seçiyoruz, eyvallah ama bundan sonra hem genel yönetimler hem de yerel yönetimler için söylüyorum neler yapılacağının, yakın istişarelerle belirlenmesi ve buna göre yol alınmasının fevkalade önemli olduğunu biliyoruz.” diye konuştu.
Sivil toplum kuruluşlarının düşünce ve görüşlerine önem verdiklerini belirten Kurtulmuş, “İnsanlık tarihinin en zor dönemeçlerinin birinden geçiyoruz. Pandemiyle beraber bazı gelişmeler, meseleler hızlandı ve gelişti. Çok hızlı bir şekilde bugün dünyada siyasi, ekonomik, önemli meselelerle karşı karşıyayız. Çok temel olarak şunu söylemek lazım, eski ekonomik sistemde alışılmış olan hiçbir şeyin bundan sonra devam etmeyeceği son derece açıktır.” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, dünyada başta endüstriyel ve değerli materyaller olmak üzere neredeyse emtia fiyatlarının dolar bazında 2-3 kat arttığına dikkati çekti. Dünyada tedarik zincirlerinin kırıldığına, ulaştırmada fevkalade yüksek maliyetler ortaya çıktığına ve bu süreçte özellikle Rusya-Ukrayna savaşının iyice uzaması dolayısıyla zaten var olan gıda krizinin dünyayı tehdit eder hale geldiğine değinen Kurtulmuş, dolayısıyla bu krizlerin çözülebilmesi, güçlü bir şekilde savuşturulabilmesi için Türkiye’nin çok güçlü şekilde ayakta olması gerektiğini belirtti.
Numan Kurtulmuş, “Yine Ukrayna-Rusya Savaşı iki ülke arasında bir savaş değil, Batı ve Rusya arasında bir savaştır. Öyle görünüyor ki bunun etkileri çok daha uzun bir müddet devam edecektir. Bütün bu gelişmelerin tedarik zincirlerinin kırılmasının, fiyatlarının artmasının, dünya ekonomilerinin önemli bir kısmında tehditlerin ortaya çıkmış olmasının, ayrıca dünyada büyük bölgesel ve küresel gerilimlerin ortaya çıkmasının her birisi birinci derecede Türkiye’yi ilgilendirmektedir. Çünkü içinde bulunduğumuz coğrafya tarihin seyrinin değiştirildiği coğrafyanın merkezidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Karadeniz’deki çatışmanın, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz ve petrol mücadelelerinin Türkiye’yi etkilediğine işaret eden Kurtulmuş, “Orta Doğu’daki gelişmeler birinci derecede Türkiye’yi etkiliyor. Afrika kıtasındaki gelişmeler de birinci derecede Türkiye’yi etkiliyor. Siyaseten, ekonomik olarak etkiliyor, hiç etkilemezse göçmen krizi olarak etkiliyor.” dedi.
“Yeniden güçlü büyük Türkiye idealine sımsıkı yapışmaktır”
Kurtulmuş, bölgede bu kadar çok farklı gelişme yaşanırken Türkiye’nin güçlü ve büyük Türkiye olarak ayakta durmaktan başka şansı olmadığını dile getirerek şöyle devam etti:
“Günümüzü gün ederek, meseleleri zamana bırakarak ve bu anlamda dünyadaki ve bölgedeki gelişmelerde edilgen bir tavır içerisinde kenarda bekleyerek Türkiye’nin ayakları üzerinde durması mümkün değildir. Hatta ve hatta Türkiye’nin ayakları üzerinde durması değil, ayaklarının üzerinde koşması mecburiyeti vardır. Biz yeniden güçlü büyük Türkiye ideali etrafında bütünleşmek zorundayız. Sivil toplum kuruluşlarımız, farklı siyasi kanaatlere sahip olanlarımız, farklı dünya görüşlerine sahip olanlarımız olacaktır. Bundan tabii bir şey olmaz ama hepimizin ortak bir hedefi olmak durumundadır ki özellikle günümüzün şartları içerisinde bu, yeniden güçlü büyük Türkiye idealine sımsıkı yapışmaktır, sarılmaktır. Bu ideali gerçekleştirmek için de 4 tane temel sütunun şart olduğu kanaatindeyiz. Aynen bir cami kubbesinin en az dört tane büyük direğin üzerine oturması gibi, yeniden güçlü büyük Türkiye ideali dört büyük şarta bağlıdır.”
İdeallerin birincisinin güçlü bir ekonomiye sahip olmak olduğunu aktaran Kurtulmuş, “Türkiye ekonomide ele güne muhtaç olan, dışarıdan alacağı ürünlerle, hizmetlerle ayakta durmaya çalışan, dünya piyasalarında rekabet etmekten çok geride olan bir ülke olarak bu bölgede varlığını sürdüremez. Ekonominin her alanında Türkiye güçlü olmak durumundadır.” diye konuştu.
Kurtulmuş, tarımda, sanayide, yüksek teknolojilerde, ulaştırmada, özellikle savunma sanayisinde Türkiye’nin çok güçlü olmak zorunda olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:
“Eğer biz bugün Türkiye’de belirli bir noktaya geldiysek, oyun kurucu bir ülke pozisyonuna geldiysek buradaki en önemli gelişmelerden birisi savunma sanayisinde elde ettiğimiz ve özellikle yüksek teknolojilerde elde ettiğimiz ciddi başarılardır. Türkiye’nin İHA’ları, SİHA’ları yapması Türkiye’nin kendi gemilerini yapması, sismik araştırmalar yaparak petrol ve doğal gaz aramaya kalkması sadece ufak hedeflerin birer göstergesi değildir. Yeniden güçlü büyük Türkiye idealinin göstergesidir. Bu bizim ekonomik olarak güçlü olmak mecburiyetimizin bir sonucudur.”
“Elin oğlu yapar, biz bakarız” zihniyetindeki gerici zihniyetin Türkiye’de hiçbir şey yapılmasına müsaade etmediğini anımsatan Kurtulmuş, “O zaman Türkiye’nin sanayileşmesine mani olan gerici zihniyet Türkiye’nin birçok yerinde bu tür işlerin yapılmasına mani oldu. Nuri Demirağ’ın yaptığı fabrikada ürettiği ve yurt dışına satış sözleşmelerini yaptığı o fabrikanın kimler tarafından kapatıldığını Sivaslılara anlatacak değilim. Hep engellendi, hep bu anlamda Türkiye’nin kendi kendine yeterli güçlü bir ülke olmasının önüne geçilmeye çalışıldı.” ifadelerini kullandı.
Numan Kurtulmuş, Türkiye’de yıllarca sanayileşmeye engel olunduğunu hatırlatarak “Yıllarca Türkiye sanayileşsin denildiği zaman ‘Siz niye sanayi ile uğraşıyorsunuz, şöyle siz tahılla uğraşın, toprakla uğraşın.’ denildi. Şimdi aynı şekilde küresel ölçekte tarımın hayati bir önemde olduğu anlaşılınca bazıları Türkiye’nin tarımının geriye gitmesi için ayak oyunlarını ortaya koyuyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
“Etkin ve aktif bir dış politika uygulamamız lazım”
Türkiye’nin dünya piyasalarında rekabet edebilen, her alanda üretimini ortaya koyan güçlü bir ekonomiye sahip olmak zorunda olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye bu bölgede özellikle etkin, aktif ve rol belirleyici bir dış politika uygulamak zorundadır. Aksi takdirde bölgesel ve küresel sorunların hepsi birinci derecede Türkiye’yi etkiler. İşte yanı başımızda Suriye’de yaklaşık 12 yıldır devam eden bir savaştan bahsediyoruz. Aynı şekilde bölgemizdeki bütün gerilim alanları birinci derecede Türkiye’yi etkiliyor. Türkiye’nin bu anlamda ‘Ya nasılsa beni ilgilendirmiyor.’ diyebileceği hiçbir dış politika sorunumuz yoktur. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı bütün dünya seyrederken burada bir kere daha bir siyasi partinin genel başkanvekili olarak söylemiyorum, vatansever, Türkiye’yi seven bir insan olarak söylüyorum, Allah razı olsun Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde Türkiye, Ukrayna ve Rusya krizinde rol belirleyici bir ülke olmuştur. Diğer ülkeler kenardan seyredebilir çünkü güç mücadelesinin bir aktörü olarak kendisini görebilir. Falanca ülke savaşın bitmemesini isteyebilir ama Türkiye olarak biz Karadeniz bölgesinin bir savaş ortamında olmaması için aktif olarak devreye girmek zorundayız. Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye’den başka hangi ülke arabulucu olarak hem Ukrayna ile hem Rusya ile konuşabildi. Etkin ve aktif bir dış politika uygulamamız lazım. Ümit ediyorum önümüzdeki dönemde bölgedeki düşmanlıkları azaltacak, dostluklarımızı artıracak, halklarla olan dostluğumuzu çok daha ciddi bir şekilde güçlendirecek bir dönemin içerisine giriyoruz.”
Bölge halkları arasındaki farklılık ve çelişkilerin ortadan kaldırılması için yeni bir dönemde güçlü bir şekilde yola devam edildiğini anlatan Kurtulmuş, sağlam ve işleyen bir demokrasiye sahip olmakla, sağlam bir toplumsal yapının varlığının da önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Programa, AK Parti TBMM Grup Başkanı ve Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz, AK Parti Sivas milletvekilleri Mehmet Habib Soluk ve Semiha Ekinci, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.