TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe giren ve kamuoyunda “dezenformasyonla mücadele yasası” olarak bilinen düzenlemeyle ilgili muhalefetin kanun çıkarılmadan önce ortaya koyduğu yaklaşımı eleştirdi.
Yayman, AA muhabirine, Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Türkiye için en önemli yasalardan biri olduğunu söyledi.
Kamuoyunda “dezenformasyonla mücadele yasası” olarak bilinen bu düzenlemenin Türkiye’deki siyaset yapma biçimini de ortaya çıkardığını belirten Yayman, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bir anlamda bu yasa, muhalefetin turnusol kağıdı görevini gördü. Yasa çıkalı 4 aya yakın süre oldu. Dolayısıyla muhalefetin koparttığı yaygara, yaptığı karamsar yorumlara bakıldığı zaman burada çok şükür gördük ki ‘Türkiye’de deprem olacak’ diyen veya ‘Türkiye’de ekonomi kötüye gitti’ diyen, ‘Orman yangını olacak’ diyen, ekonomiyle ilgili, hayat pahalılığıyla ilgili bir problemi dile getiren ya da herhangi bir sorunu dile getiren bir kişiyle ilgili herhangi bir uygulamanın yapılmadığını gördük. Yani bir kişinin tweet attığı, haber yaptığı için ya da bir yorum yazdığı için hapse atılmadığını hep beraber gördük. Bu tavırları, muhalefetin aslında toplumsal gerçeklikten ne kadar kopuk olduğunu, siyaseti de sanal ortamda yaptığını ortaya koydu.”
Dezenformasyon konusunu “siyaset üstü bir konu” diye tanımlayan Yayman, Türkiye’nin dünyada en fazla dezenformasyona uğrayan ülkelerin başında geldiğini ifade etti.
“Kararı hakimler veriyor”
Hüseyin Yayman, yasanın tüm partiler için geçerli olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
“Bu yasa sadece AK Parti için değil, sadece CHP, MHP ve İYİ Parti için değil. Demokrasiyi, siyaseti, TBMM’yi ve yöneticilerimizi koruma altına almaya çalışan, onları bir yalanla, gerçek dışı bir haberle karalamak isteyen insanlara karşı, demokrasiyi, siyaseti rehin alma teşebbüsüne karşı, siyasetin kendini koruma refleksidir. Kendini parlamentonun üstünde gören yapıları asla kabul etmiyoruz. Kendilerini hükümetlerin üzerinde gören sosyal medyacıları ve sosyal medya düzenlemelerini asla kabul etmiyoruz.”
İnsanların fikirlerini açıkça söyleyebileceğini ancak ülkenin güvenliğini, kamu düzenini veya toplumsal barışı açık şekilde tehdit ile halkı kin ve nefrete sürükleme gibi konuların ise kanunla düzenlendiğini belirten Yayman, “Dezenformasyon olup olmadığı kararını da siyasiler, gazeteciler, yorumcular değil, hakimler veriyor.” dedi.
Dijital telif konusunu da çok önemsediklerini vurgulayan Yayman, “Dezenformasyon yasasından sonra Komisyonumuzun en önemli gündemlerimizden bir tanesi bu yasanın (dijital telif yasası) çıkartılmasıdır. Burada insanı ve emeğini ilgilendiren çok önemli bir durum vardır. Bununla ilgili bakanlıklarla görüşmelerimiz devam ediyor. Dijital telif yasasının çıkartılması konusunda çalışmalarımız sürmektedir.” ifadelerini kullandı.