AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 2023’ün Haziran ayında yapılacak ikinci cumhurbaşkanı seçiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden adaylığı konusunda gündeme getiren tartışmalara ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığıyla ilgili tartışmaların “yapay gündem” olduğunu ifade eden Yazıcı, “Hukuk kurallarının, düzenlemelerinin ne anlama geldiğini az çok anlayabilen, hele hele anayasal düzeydeki normatif kuralların içeriğiyle alakalı yorum yapacak olan insanların bu tür yapay gündemlere takılması doğru değil.” diye konuştu.
Anayasa’da, 16 Nisan 2017’deki halk oylamasıyla önemli bir değişikliğin yapıldığını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirildiğini anımsatan Yazıcı, cumhurbaşkanının adaylığı, görev süresi ve benzeri konulara ilişkin bütün kuralların da yeniden belirlendiğini belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişlik Yapılmasına Dair Kanunla Anayasa’nın 101. maddesinin yeniden yazıldığını, cumhurbaşkanının adaylığı ve seçimine ilişkin hükmün ortaya konulduğunu belirten Yazıcı, şu ifadelere yer verdi:
“Anayasayı değiştiren söz konusu kanuna açıp baktığınız zaman aynen şunu görürsünüz. Anayasa’nın cumhurbaşkanının adaylığı ve seçimine ilişkin 101’inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş. Tam tekmil, ifadelerde bazıları başkalaştırılarak, bazıları aynı alınmak suretiyle yeniden yazılmıştır. Aynı kanunun 16’ncı maddesinde ne zaman yürürlüğe gireceği belirtiliyor. İlk milletvekili ve cumhurbaşkanı seçiminin yeni anayasaya göre yapılacağı tarihten itibaren yürürlüğe gireceği belirtiliyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı’mız, değişen bu sistemde, bu maddenin yeniden yazım şekli itibarıyla ilk defa aday olmuş, 24 Haziran 2018’de Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Dolayısıyla Anayasa’ya göre bir dönem daha hakkı var. Haziran 2023’te yapılacak bir seçimde adaylığı konusunda herhangi bir kuşku, herhangi bir şüphe, herhangi bir duraksama söz konusu değildir.”
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden adaylığıyla ilgili sözlerini de değerlendiren Yazıcı, 2007 yılında Anayasa kurallarını başkalaştırmak, o günkü ortamdan da faydalanmak suretiyle 367 krizine yol açan Kanadoğlu’nun yorumlarına bağlı olarak Anayasa Mahkemesinin de yanlış yorumlamasıyla Türkiye’nin büyük bedeller ödediğini kaydetti.
Türkiye’de pozitif kuralların açık ve net olduğunu, neyin nasıl yapılacağı, kimlerin nasıl aday olacağının tartışmaya yer vermeyecek netlikte açıklandığını ve yürürlükte olduğunu belirten Yazıcı, anayasanın değişmesinin ardından seçimin yeni anayasaya göre yapıldığına dikkati çekti. Yazıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığı konusunda herhangi bir kuşkunun bulunmadığını belirtti. Yazıcı, şu değerlendirmede bulundu:
“Cumhurbaşkanı seçimini bir savaşa benzetip, mühimmatları bitti herhalde, yeni yakıt peşinde koşuyorlar. Yani çok ilginç bir şey. Bu konuda kesinlikle çok içtenlikle ve samimiyetle ifade ediyorum, duraksamaya yol açacak kuşkuyu haklı gösterecek herhangi bir sorun söz konusu değildir.”
Eski anayasaya göre cumhurbaşkanının adaylığı, seçim şekli, görev süresine ilişkin düzenlemeyi içeren 101’inci madde ve yine aynı konuları içeren 102’nci maddenin tamamen yürürlükten kaldırılması, bu maddelerin mezcedilmesi yoluyla 101’inci madde altında anayasal düzeyde konunun yeniden düzenlendiğini anımsatan Yazıcı, şunları kaydetti:
“Bu yeni düzenleme varken ortadan kalkmış bir kanunun geçerli olup uygulama sonuçları doğurduğundan söz edilebilir mi? Yeni düzenleme, 2017 referandumuyla halkımız tarafından onaylanmış, yürürlüğe girmiş ve bu düzenlemeye göre de cumhurbaşkanı 5’er yıllık dönemlerle iki dönem seçilebilir. Meclis yenileme yaparsa son dönemde bir dönem daha uzar. Böyle bir düzenleme var. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı’mız bir dönem bu Anayasaya göre seçime girmiş, Cumhurbaşkanı görevini üstlenmiştir. Haziran 2023’te yapılacak seçimde, bu açıdan adaylığı konusunda herhangi bir sorun söz konusu değildir. Mesele bu kadar net ve açık. Yorum yok burada. Burada yorum yapmak sadece insanların, seçmen kitlesinin kafasını karıştırmaya dönüktür, bu amaçla yapılan teşevvüş etmiş kafaların eseridir.”