Arı ve arı ürünleri alanında pilot üniversite olan Bingöl Üniversitesi yürüttüğü çalışmalarla kentte arıcılığın gelişmesini, bal üretiminin ve ürünün ekonomik değerinin artmasını sağladı.
Üniversitelerin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı “Tarım ve Havza Bazlı Kalkınma” alanında pilot üniversite seçilen Bingöl Üniversitesi, arıcılığın gelişimine katkı sağlamak için de çalışmalar yürütüyor.
Pilot Üniversite Koordinasyon Merkez Birimi (PİKOM), yaptığı saha araştırmalar neticesinde de elde ettiği akademik tecrübeyi Bingöllü arıcılara aktarıyor. PİKOM’da görevli akademisyenler, üreticilere ve bu alanda ticaret yapan firmalara balın kalitesinin artması ve verimli üretim için eğitimler veriyor.
Bu yıl da saha çalışmalarını yürüten PİKOM personelleri, birçok noktaya kurduğu kovanlarla bal üretim çalışmalarını sürdürüyor.
PİKOM Koordinatörü Doç. Dr. Nusret Özbay, AA muhabirine, Bingöl’de arıcılığın gelişiminin sürdüğünü söyledi.
TÜİK rakamlarına göre de kentte bal rekoltesinde artışın söz konusu olduğunu kaydeden Özbay, bunun üniversitenin yaptığı çalışmalar neticesinde oluştuğunu belirtti.
“Salgında bile kovan sayısında ciddi bir artış oldu”
“Merkezde son 6 yılda yürütülen çalışmalarla Bingöl, Türkiye’de bal üretim sıralamasında 28. sıradan 14. sıraya kadar ulaştı.” diyen Özbaş, şöyle konuştu:
“1400 arıcının bulunduğu kentte, çalışmalar sonucunda 120 bin olan kovan sayısı 146 bini aştı, bal üretimi de 600 tondan 1800 tona ulaştı. 2016’da kovan başına alınan bal miktarı 6 kilogram iken bunun 12 kilograma kadar çıktığını yani yüzde 100’lük bir artış olduğunu söyleyebiliriz. Bingöl arıcılık ve bal bakımından iyi ve Türkiye’de bilinen bir yer. 2020 yılında salgın koşullarında bile Bingöl’de kovan sayısında ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. Bunu Bingöl Üniversitesinin pilot üniversite olarak yaptığı çalışmaların bir sonucu olarak görüyoruz.”
“Üreticiler propolis ürünlerini satarak ekstra gelir elde edebileceklerini gördüler”
PİKOM’un farklı dönemlerde eğitimler düzenlediğini, bunların bir kısmının proje bazlı olduğunu aktaran Özbay, bu eğitimlerin arıcılar üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu anlattı.
Özbay, yaklaşık 3 yıldır yürüttükleri projenin sonucunda değişik bölgelerden Bingöl balı diye değerlendirecekleri balların analizlerini yaptıklarına değinerek, “Örneğin Bingöl’de sadece ticari anlamda arıcılık dediğimiz zaman bal satışı vardı. Bal satışının dışında başka bir arı ürünü söz konusu değildi ama şu anda insanlar artık propolisin de polenin de değerli olduğunu, poleni toplamaları gerektiğini gördüler. Üreticiler propolis gibi arı ürünlerini de satarak ekstra gelir elde edebileceklerini gördüler.” dedi.
Bu analiz sonucunda çıkan ortalama değerlere göre birtakım standartlar belirlediklerini dile getiren Özbay, Bingöl balının tescillenmesi için de üniversitenin başvuruda bulunduğunu anımsattı.
Özbay, coğrafi işaret almalarının Bingöl’ün ekonomisine arıcılık sektörü anlamında olumlu katkıda bulunacağını aktararak, “İnsanlar daha fazla paraya ürünlerini satacaklar. Şu anda da kentte ihracat zaten var. Arıcılıkla uğraşan bazı büyük firmaların yurt dışına özellikle Avrupa’ya bal sattıklarını biliyoruz. Bu belki daha da katlanarak devam edecek.” diye konuştu.
Pilot üniversite seçilmelerinin ardından daha gelişmiş laboratuvarların kurulduğunu bildiren Özbay, bu laboratuvarlarda arıcılık ve bal analiziyle ilgili birkaç parametre hariç her şeye bakabildiklerini kaydetti.
Kalıntı analizi cihazı noktasında eksikliklerinin olduğuna işaret eden Özbay, “Onunla ilgili alım süreçleri devam ediyor. Onu da alırsak verdiğimiz raporla Bingöl’deki bir üretici, ihracatçı çok rahat bir şekilde ürününü yurt dışına satabilecek. O noktaya geldik, bunu da gururla söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.
Arıcılardan Mehmet Ali Berdibek de 42 yıldır arıcılık yaptığını anlatarak, üniversite ile bilgi ve tecrübe paylaşımı yaptıklarını, bunun arıcılık ve ürün kalitesine olumlu etkilerinin olduğunu dile getirdi.
Üreticiler olarak bu yılki çalışmalara başladıklarını ifade eden Berdibek, “Bu yıl kış uzun sürdü, mayıs ayında yağmur yağarsa verimli sezon olmasını ümit ediyoruz.” dedi.