Prof. Dr. Erdem Göker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akciğer kanserinin sigarayla birebir ilişkili bir hastalık olduğunu ifade etti. Sigara içen birisinin, başka hiçbir sebep aramadan akciğer kanseri olabileceğini kabullenmiş olması gerektiğini vurgulayan Göker, “Sadece akciğerlerle de kalmıyor. Ağzın içini, yutak, gırtlak ve tüm solunum yollarını kalıcı olarak etkiliyor. Sigara dumanı su buharı da değil. O dumanın içinde çok değişik kimyasal yapılar var. Sigara içen bir kişi, birçok toksik maddeyi bir nefes almış oluyorlar. Ayrıca akciğerlerde kalıcı hasar yapıyor. KOAH, astımın tetiklenmesi gibi birçok akciğer hastalığı üzerinde de ciddi zararlı etkisi var.” dedi.
Sigaranın etkisinin, içilen sigara miktarı, kullanım süresi ve başlangıç yaşıyla ilişkili olduğunun altını çizen Prof. Dr. Göker, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Akciğer kanseri vakalarının yüzde 95’inden çoğu sigara bağımlısı. Sigarayı 20 yıl kullandığınızda bir risk oluşuyor, sonra bıraktınız, 30 yıldır da sigara içmiyorsunuz ama akciğer kanseri olma riskiniz hiçbir zaman sıfıra inmiyor. Sigara içmeyen kişiler de akciğer kanseri olur, ama bir kişiyi ‘Sigara içmiyor’ diye tanımlamamız için sigara dumanına hiç maruz kalmaması gerekiyor. Kendisi içmiyor ama evde sigara içen başkası varsa aynı risk o kişi için de geçerli. Hiç sigara içmemiş ve sigara dumanına maruz kalmamış kişilerin bütün akciğer kanseri vakaları arasındaki oranı yüzde 5-7 arasında. Bunlar nedeni bilinmeyen kanser türleri. Bu grup dışındakilerin neredeyse tamamında akciğer kanserinden doğrudan doğruya sigara sorumlu.”
“Pasif içiciler de akciğer kanseri açısından risk altında”
Akciğer kanseri açısından pasif içiciler ile aktif sigara içenlerin riskinin aynı olduğunun altını çizen Göker, geçmiş yıllarda otobüs ve uçaklarda sigara içilmesini hatırlattı.
ABD’de uçaklarda sigara yasağının gelmesinde, dumana maruz kalan ve kansere yakalanan hosteslerin açtığı tazminat davalarının etkili olduğunu anlatan Prof. Dr. Göker, “Hiç sigara içmiyorsunuz ama yanınızda sigara içen birisi var, sürekli onunla yaşıyorsunuz. O sigara içen kadar sizin de riskiniz var.” dedi.
“Light” olarak tabir edilen ve şekil olarak ince sigaraların da riski azaltmadığını vurgulayan Göker, en incesi de olsa içinde bulunan kimyasalların aynı olduğunun altını çizdi. “Günde bir tane kahvenin yanında içiyorum.” diyenlerin de akciğer kanseri riskinden kurtulamadığını dile getiren Göker, “Sigarayı günde bir taneye kadar düşürdüyseniz o sigarayı da içmeyiverin. Çünkü içinize çekeceğiniz her duman akciğer kanseri açısından risk.” ifadelerini kullandı.
Sigarayı bıraktıktan sonra kanser riski azalıyor
Prof. Dr. Erdem Göker, sigaranın bırakılmasının ardından her yıl akciğer kanseri riskinin azaldığını da vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diyelim ki 20 yıl önce sigarayı bıraktınız, sizin kadar sigara içen birisiyle yan yana geldiniz. Sigara içmeye devam edenin riski size göre 10-12 kat daha fazla. 10 yıllık bırakma süresinden sonra akciğer kanserine yakalanma riski 10 kat azalıyor ama riskiniz hiç sigara içmeyene göre hala yüksek. Onun için sigarayı bırakmaktansa sigarayı başlamamak üzerine bütün kampanyalarımızı yapıyoruz. Küçük hücreli akciğer kanseri denilen bir tip var. Bu tipte teşhis konulduğu anda hasta sigarayı bırakırsa tedavi başarımız yüzde 10 artıyor ama sigara içmeye devam ederse başarı şansımız da yüzde 10 azalıyor.”
Akciğer kanserinin belirtileri neler?
Prof. Dr. Erdem Göker, akciğer kanserinin belirli “alarm semptomları” olduğunun altını çizdi. Bunların başında balgamda kan görülmesinin geldiğini anlatan Göker, şöyle konuştu:
“Bunun yanı sıra öksürük şeklinde değişim, kilo kaybı, nefes darlığı diğer belirtiler arasında. Zaten 10 yıldan fazla süre sigara içen herkesin hiçbir bulgu beklemeden belirli aralıklarla kontrol için göğüs hastalıkları uzmanı tarafından görülmesi gerekiyor. Benim önerim, sigara içiyorsanız mutlaka ve mutlaka bırakın. Bırakmadığınız her yıl sizin kanser olarak karşımıza gelmeniz anlamına gelir. Kanserden korkmayın demek yerine sigaradan korkun demeyi tercih ediyorum. Siz içiyor olabilirsiniz ama çocuklarınıza kötü örnek olmayın. Kendinizi düşünmüyorsanız çevrenizdeki insanları düşünün.”