Sezemin, 6. Nükleer Enerji Santralleri Fuarı ve 10. Nükleer Enerji Santralleri Zirvesi (NPPES-2024) kapsamında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye ile Rusya arasındaki Akkuyu NGS projesine ilişkin hükümetler arası anlaşmaya göre, birinci güç ünitesinin tüm gerekli lisansların ve izinlerin alınmasını müteakiben 7 sene içinde devreye alınması gerektiğini kaydeden Sezemin, “Hükümetler arası anlaşmaya göre bu tarih 2025’e tekabül ediyor.” dedi.
Sezemin, “Projede çok önemli bir aşamaya gelmiş durumdayız. Projenin tüm tarafları devreye alma öncesinde gerekli tüm çalışmaları tamamlamak için elbirliğiyle çalışmaya devam ediyor.” ifadesini kullandı.
Projede en önemli konunun güvenliğin sağlanması olduğunu dile getiren Sezemin, “Sadece inşaat anlamında güvenlikten bahsetmiyorum. Bu, tedarikçileri de kapsayan bir konu. Projenin tüm katılımcılarının zamanında tedarik sağlaması gerekiyor ki güvenli şekilde güç ünitesinin devreye alınmasını gerçekleştirebilelim.” diye konuştu.
Sezemin, tedarikin zamanında yapılmasının projenin takvime uygun ilerlediği anlamına geldiğini ifade ederek, “Ancak Siemens tarafından bize tedarik edilmesi gereken ekipmanın bir kısmı henüz sahaya ulaştırılmamış durumda.” bilgisini paylaştı.
Proje kapsamında, “şalt tesisi ekipmanı” olarak ifade edilen ve üretilen elektriğin dağıtımında kullanılacak ekipmanın Siemens’ten sipariş edildiğini kaydeden Sezemin, şöyle devam etti:
“400 kilovoltluk gerilim ekipmanının yüzde 60’ı halihazırda Siemens tarafından üretilmiş, sevk edilmek üzere hazır. Ancak geçen sene temmuzdan bu yana hazır durumda olmasına rağmen sahaya sevk edilemedi. Almanya’da bulunan bu ekipmanın sahaya sevk edilmesi için Türkiye tarafıyla çok kapsamlı girişimlerde bulunduk ancak olumlu sonuca ulaşamadık.”
Sezemin, hiçbir kısıtlama veya yaptırım olmamasına rağmen söz konusu ekipmanın tedarikinin yapılmadığını vurgulayarak, “Her durumda proje takvimine kati bir şekilde uymamız gerektiğinin önemini dikkate alarak, bu yıl ocakta bu ekipmanı Çin’den yeniden sipariş etmek durumunda kaldık.” dedi.
Söz konusu ekipmanın maliyetinin Akkuyu Nükleer AŞ tarafından karşılanmak üzere yeniden sipariş edildiğinin altını çizen Sezemin, “Zaman kaybetmemek ve inşaat takvimine uymak adına yeniden siparişimizi gerçekleştirdik. Farklı bir durum sergilediğimiz takdirde, örneğin beklemek durumunda kaldığımız takdirde, inşaat takviminde gecikmeler yaşanabileceğini dikkate alarak bu yolu tercih ettik. Hükümetler arası anlaşma kapsamında her türlü gayreti proje şirketi olarak ortaya koyuyoruz ki 2025’te birinci güç ünitesinin devreye alınmasını sağlamış olalım.” değerlendirmesinde bulundu.
“Ekiplerimiz 7/24 esasına göre çalışmalarına devam ediyor”
Sezemin, Akkuyu NGS’nin 4 güç ünitesinde de çalışmaların eş zamanlı olarak devam ettiğine dikkati çekerek, “Bir nükleer tesisin devreye alınması için 560 bina ve yapının hazır hale getirilip işletmeye alınması gerekiyor. Dolayısıyla bu amaca ulaşmak için ekiplerimiz 7/24 esasına göre çalışmalarına devam ediyor.” ifadesini kullandı.
Projedeki önemli gelişmelere de değinen Sezemin, şöyle devam etti:
“Birinci güç ünitesindeki tüm inşaat ve kurulum çalışmaları tamamlanma aşamasına geldi. Bu çalışmaların tamamlanması, kurulumu yapılan ekipmanlar ve sistemlerin test edilmesine olanak sağlayan bir aşama. Dolayısıyla bu yılın sonuna doğru bu testlerin yapılması için tüm hazırlık çalışmalarını tamamlamış ve test aşamasına geçmiş olacağız.”
Sezemin, Akkuyu NGS de ilk elektrik üretim aşamasına ilişkin de, “Bu aşama, bir nükleer reaktöre yakıt çubuklarının yüklenmesi, düşük kuvvetle çalışarak üretime başlayan nükleer reaktörün Türkiye’deki elektrik şebekesine bağlanması ve fiilen elektrik üretimine geçmiş olmasını ifade ediyor. Bu da enerjiyi devreye alma aşamasını ifade ediyor.” bilgisini paylaştı.
Akkuyu Nükleer AŞ olarak proje kapsamındaki yerelleştirme konusunu önemsediklerini dile getiren Sezemin, hükümetler arası anlaşmaya göre projenin gerçekleştirilmesinde satın alınan mal ve hizmetlerin yüzde 40’ının yerel piyasadan tedarik edilmesi gerektiğini anımsattı.
Sezemin, Türk şirketlerinin saha içi ve dışında projeye birçok hizmet sağladığını, böylece yerelleştirme konusunda katkıda bulunduklarını dile getirdi.
Akkuyu NGS projesinin yerli tedarikçiler için büyük bir fırsat olduğunu kaydeden Sezemin, bu projede elde edilen deneyimlerle farklı çalışmalara da dahil olabilme imkanının bulunduğunu söyledi.
Sezemin, Akkuyu NGS projesindeki yerelleştirme hacmine ilişkin de, “Projede, yerelleştirme hacmi 7,7 milyar dolara ulaşmış durumda.” bilgisini paylaştı.