Ülker Stadı’nda düzenlenen basın toplantısına, başkan Ali Koç’un yanı sıra genel sekreter Burak Kızılhan ve yöneticiler katıldı.
Kulüplerin imza toplama sürecini detaylarıyla anlatan Koç, “İmza süreci durup dururken başlamadı. Bu ihtiyaç birden bire oluşmadı. Herkes memnun, dünya toz pembe, kimse şikayet etmiyor, ‘Boş vaktimiz var imza toplayalım.’ denmedi. Olağanüstü bir kişiyle muhatabız. Türk futbolunun son derece ilginç, garip, kindar ve son derece kolay, günü, anı kurtarmak için yalan söyleyen bir insanın elinde olduğunu anlatmaya çalışacağız. Riyad’da ihaleyi bize çıkardılar, tuttu. Şimdi de aynı şeyi yapıyorlar. O yüzden en sert cevabı burada vermek zorundayım. Onlar siyaseti karıştırdıkları için ben de siyasete değinmek zorundayım.” diye konuştu.
İmza sürecinin TFF’nin genel kurul tarihi olarak açıkladığı 18 Temmuz öncesinde başladığını anlatan Koç, söz konusu tarihin zaman kazanmak adına verildiğini ileri sürdü.
Bazı kulüplerin imza sürecinde kendilerine rekabette avantaj sağlayacak şekilde davrandığını savunan Koç, şunları kaydetti:
“Büyükekşi hakemlik dışında bir sıkıntımız yok diyor ama krizleri yönetemedi. Kriz yönetimi olağanüstü kötü ve anı kurtarabilmek için yalpalaya yalpalaya gereken iradeyi göstermediği için sıkıntı oluştu kulüplerde. Bugün Türkiye’de en güvenilmez kurum TFF. Belki en güvenilmez sektör de futbol sektörü. Hakemlik müessesi yerle bir edildi. Hakemlik yazboz tahtasına döndü. Kişilere ve kurumlara göre özel düzenlemelere gidildi. TFF statüsü madde 3 tarafsız davranma. Bize göre tamamen ters bir yönetim anlayışı var. Son derece kindar bir başkanımız var. Ahmet Nur Çebi ile girdiği polemik sonrasında olayı kişiselleştirdi, ondan sonra Beşiktaş’a gösterdiği muamele. Seviyorum sevmiyorum ile futbol yönetilmez.”
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin Galatasaray ile arasında garip bir ilişki bulunduğunu dile getiren Ali Koç, şöyle devam etti:
“Çoğu zaman kendilerine de ‘Sizin kavganız kayıkçı kavgası’ diyorum. Esas çarpıcı olan Fenerbahçe-Karagümrük maçından sonra. Orada Fenerbahçe lehine, Karagümrük aleyhine bir hakem hatası oldu. Malum camiada bu işleri iyi kullandığı için yaygarayı kopardı ve 27 Kasım günü Sayın Başkan gergin şekilde federasyona giriyor. ‘Beni camiam ile karşı karşıya mı getirmeye çalışıyorlar?’ diyor. Pek çok insan önünde Sayın Medine Hanım’a bir açıklama yazdırıyor. İbanoğlu’na da onaylatıp bu açıklamayı yayınlanıyorlar. Daha haftanın maçları tamamlanmamış. Hangi futbol takımına yapılan bir hakem hatasından sonra MHK Başkanı açıklama yapmıştır. Soruyorum herhangi başka bir maçta hatırlıyor musunuz? Bunun teşkilat üzerinde bıraktığı etkiyi düşünebiliyor musunuz? ‘MHK Başkanı omurgasız.’ derken bunu ifade etmek istemiştim. ‘Tamam mı Ahmet?’ diyor ‘Tamam.’ diyor. Bu nerede görülmüştür.”
Hakem yumruklama olayı öncesinde federasyonda olduklarını anlatan Koç, “Bize devre arasında MHK’yi değiştireceğini, hakemlerin yüzde 40’ını değiştireceğini söyledi ama bir yumruk olayı oldu ve Başkan 180 derece değişti. Bir sürü başkan çıktı ‘Bana şike teklif edildi.’ dedi. Onları soruşturdu mu? Bahis iddiaları diz boyu. Trabzon maçından sonra ağır cezalar verdirmek üzere raporlar değiştirildi, yapamadı. Cesaret edemedi. Bizim futbolculara 4’er 5’er maç ceza verilecekti. Kulüpler arasına nifak tohumları ekti. Bu imza sürecinde de görüyorsunuz Kulüpler Birliği Vakfı’nı bölme çabasını. Doğruları söylemek, gerçekleri çarptırmak. Kısacası olağanüstü rahatlıkla yalan söyleyebilen bir insandan bahsediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
İmza sürecine inanan kulüplerin süreci diyalog ile devam ettirme kararı aldığını belirten Koç, “Aday olmayacağını kesin dille ifade etti. Bu kadar önemli konularda bu kadar kısa sürede bir tarafa öyle bir tarafa böyle demek kendisinin doğruları nasıl çarptırdığını gösteriyor. Hiçbir şekilde imza verenler vermeyenler ayrımına gitmedik, gitmeyeceğiz. En çok saygı duyduğum başından itibaren vereceğim ya da vermeyeceğim diyerek buna sadık kalan kulüpler. Bir de yalpalayan, zikzak çizen, buradan rekabet avantajı yaratmaya çalışan kulüplerin durumu. Bu süreci de kulübüme ve şahsıma mal etme çabası var. Riyad’da da tuttu, Sayın Cumhurbaşkanı’mıza kadar kandırdılar. Ali Koç’un başını çektiği grup Cumhurbaşkanı’mıza hamle yapıyor algısını oluşturmaları, bunlar olacak iş değil.” ifadelerini kullandı.
“Süreç İstanbulspor’un çağrısıyla başladı”
Ali Koç, imza sürecinin İstanbulspor’un çağrısıyla başladığını açıkladı.
Sürecin 2 Nisan’da başladığını daha sonra bazı kulüplerinde imzaya dahil olduğunu aktaran Koç, “4 Nisan’da Galatasaray ve Trabzonspor da dahil 8 takım imza vereceklerini söylüyorlar. 5 Nisan’da 4 takım daha sürece dahil oluyor. Biz süreçten biraz uzak duruyorduk yaşadığımız sıkıntılar dolayısıyla. Bize gelen ricalar üzerine, daha da önemlisi Süper Kupa’yla ilgili zehir zemberek yazı geldi, tehditkar. Biz de orada yeter dedik ve katıldık. En son da Beşiktaş katıldı. Sonuçta 14-15 takım olduk. Bu işin ciddiyetinin farkına varan Büyükekşi kendine yakın kulüp başkanlarıyla istişareler sonucunda zaman kazanmak adına Urfa’dan açıklama yaptı, 18 Temmuz açıklaması.” diye konuştu.
Seçim kararının resmi olup olmadığını bilmediklerini de vurgulayan Koç, şunları kaydetti:
“Orada da Dursun Özbek ile istişare yapıyorlar. ‘Seçime gidelim.’ diyen Dursun Bey orada pozisyon değiştiriyor. İmza vereceğini söyleyen takımlardan 3’ü, ’18 Temmuz hedefimize ulaştık imzaya gerek yok diyorlar.’ saygı duyarız. 18 Temmuz’da yeni federasyon seçileceğini düşünerek söylüyorlar. Kulüpler Birliği’nde toplantıya katılan herkes federasyonun değişmesi gerektiğini ifade ediyor. Seçimin de en kısa zamanda haziranda yapılmasını istiyor. ‘Yönetim olarak Dursun Bey’in önerisiyle diyalog ve imza sürecine devam edelim.’ deniyor. İmzanın sembolik değeri çok önemli. Federasyonun imzalar toplansa da bu işi uzatma imkanı var. Halbuki karar alıp 22 günde seçime gidebilirdi. Şimdi de özgüven tavan yapmış 60 gün diyor. Yine bugün istese bu işi haziran başına getirir. Milli takımı söylüyor haziran başına getirmemek için.”
Ali Koç, Fenerbahçe’nin ve kendisinin imza sürecinin başında olmadığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nasıl oluyor da bu iş Fenerbahçe ve Ali Koç’un üstüne yapışıyor, bunun cevabı doğru şekilde verilmeli. Biz ne işin başıyız, ne lideriyiz ama işin içindeyiz. Olmazsak riyakarlık olurdu. Bazı başkanlar ‘Sen olmasan yollamışlardı bunu, sen olduğun için yollamıyorlar’ diyorlar. Biz bunlar yüzünden Süper Kupa’mızı çöpe attık. İnşallah Türkiye Kupası’na da katılmayacağız önümüzdeki sezon. İmza vermememiz riyakarlık olurdu. İmza verdik, arkasında durduk. 1 Mayıs 2024’deki federasyon açıklamasına gelelim. Son derece tehlikeli, riskli, satır arasında başka mecralara çekilebilecek açıklamalar görüyorum. Bu kulübün DNA’sı, ilkeleri, değerleri apaçık ortadayken bize vatan haini muamelesi yapmaya çalışan açıklamaya en şiddetli cevabı vereceğim.”
Mehmet Büyükekşi’nin futboldaki sorunları farklı değerlendirdiğini aktaran Koç, “İstisnasız herkesin tarihin en kaotik sezonu dediği bu sezonu Başkan çok farklı değerlendiriyor sanırım. Biz azınlığız, 3-5 kulüp diyor, aşağılıyor. Belgeleri ben toplamıyorum, ben Ecmel (Sarıalioğlu) Başkan’a inanırım. 136 tane noter tasdikli ihtarname var. Ne kadarı gitti, ne kadarı baskıyla döndü önemli değil. Burada 10 küsur Süper Lig ekibi var. 10’larca alt lig takımı var. Bir daha seçilseniz nasıl bunların amiri olacaksınız. 325 delegenin 191’i oy kullandı siz sadece 169 aldınız. Yönetim kurulunuz ise 154 oy aldı. Azınlık mantığıyla giderseniz siz azınlığın federasyon başkanısınız demek yanlış olmaz. Tüm siyasi desteğe rağmen bu kadar oy aldınız ama sayının bir kıymeti yok.” diye konuştu.
“İmza verenleri milli değerlerden uzak olmakla suçlamak kabul edilemez”
Ali Koç, Büyükekşi’nin imza veren kulüpleri milli değerlerden uzak olmakla suçladığını ileri sürdü.
İmza veren kulüplerin herhangi bir çıkarının bulunmadığının altını çizen Koç, şunları kaydetti:
“Bize göre en çarpıcı satır araları, tehlikelerle dolu. Vatan, Millet, Sakarya sözleri. Kimseden kabul etmeyiz ama sizden hiç kabul etmeyiz. İmza verenleri milli değerlerden uzak olmakla suçlamak kabul edilemez bir unsur. Size karşı bayrak açanlar risk alıyorlar rekabette, hangi çıkar? Kısacası bize ‘Vatan haini.’ diyor. Bunlar çok tehlikeli söylemler. Biz imza sürecini milli değerlerin üzerinde tutuyormuşuz. Menfaatlerimiz neymiş gerçekten bilmek istiyorum. Teveccüh varsa neden seçime gidiyorsunuz. Böl ve yönet yaklaşımı. Tam bir FETÖ ağzıyla konuşma. ‘Asıl hedef ve amaç nedir.’ diyor. ‘Biz basit bir seçim istiyoruz.’ diyoruz adamın işi getirdiği noktaya bakın. Tam bir hedef şaşırtma.”
Kendisinin telefonlarının 2 yıl boyunca dinlendiğini aktaran Koç, “Söz konusu milli değerler ise bizleri en son sorgulayacak kişilerden biri sizsiniz. Çünkü sizin 2 telefonunuzda ByLock çıktı. Böyle biri bize milli değerler konusunda asla laf edemez, konuşamaz, yön veremez, ithamda bulunamaz. Bir hatırlatma daha yapayım. Sizin telefonunuza ByLock yükleyenler benim telefonlarımı 2 yıl boyunca kanuna aykırı şekilde dinlemişler. Benim 2 davam var. Sadece telefonlardan yola çıkarsak, milli değerler konusunda kimin doğru kimin yanlış noktada olduğunu herkes anlamış olur. Sakın bir daha böyle bir şeye tenezzül etmeyin, sizin için çok tatsız olur.” şeklinde görüş belirtti.
“FETÖ unsuru hala Türk futbolunun içindedir”
Ali Koç, FETÖ unsurlarının hala Türk futbolunda bulunduğunu ileri sürdü.
Örgütün futbol üzerinde birçok kaos oluşturduğunu aktaran Koç, “Futbol üzerinde bu kadar kaos yaratmaya çalışmış bir örgütün yanında yakınından geçmiş kimsenin futbolda olmaması lazım. Bu kadar dönüştük mü biz? Hassasız bu konuya, 3 Temmuz’dan geçtik biz. İnsan mı kalmadı bu ülkede? Seçimlerden önce Başkanın niye başkan olmamasıyla ilgili açıklamam olmuştu çünkü hassasız, acı tecrübelerimiz var. Yıllardır o yaşananlardan sonra belimizi doğrultamadığımız için. FETÖ unsuru hala Türk futbolunun içindedir.” ifadelerini kullandı.
Büyükekşi’nin Cumhurbaşkanı’nın adını kullandığını dile getiren Koç, şunları aktardı:
“Ali Koç’un başını çektiği, hükümete ya da Cumhurbaşkanı’na karşı bir eylem ifadeleri… Bazı siyaset mensupları imza verenleri Cumhurbaşkanı’mıza karşı bir oluşum olarak pozisyonluyorlar. Altı üstü TFF seçimleri için bir imza. Kendisi kulüpleri bizzat aradığında ‘Ali Koç mu size baskı yapıyor?’ diyor. ‘Bu işe bakanlar girdi artık sizi arayabilir.’ diyor. Seçim sonuçlarına değinerek ‘Şimdi de futbolu ele geçirmeye çalışıyorlar.’ diyor. ‘Bu bir seçim çalışması değil, bana yapılan, beni atayana yapılan harekettir.’ deniyor. ‘CHP belediyeleri düğmeye bastı, Reisi yıkmaya çalışıyorlar.’ diyor. Olacak iş mi arkadaşlar? Bazı kulüpleri günde 7-8 defa arıyor. Volkan Can var meşhur. Bir sürü kulüp arıyor. ‘İmza vermeyin imza verenlerin maçlarına atanan hakemler daha titizlikle bakıyor.’ diyor. Ne demek bu? Milli takım sponsorluğu anlaşması var. Bunun yüzde 60’ını peşin almışlar ve bunu 2. ve 3. Lig kulüplerine dağıtmışlar. 13 takım geri çekmiş imzayı, niye geri çekti Sayın Başkan? Neye göre imza verdi, neye göre çekti? Çok yanlış yolda gidiyorsunuz. Sizin yüzünüzden kulüplerin birbirine güveni zedelendi. Tekrar aday oldunuz, seçildiniz var sayalım. Nasıl bu kulüplerin başkanı olacaksınız.”
“(Dursun Özbek’e hitaben) Her tarafım oynasa utanırım”
Ali Koç, Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek’in çok kolay karar değiştirdiğini ileri sürerek, şunları kaydetti:
“Bu kadar kolay pozisyon değiştirmek ancak bu ülkede itibar görür, sorgulanmaz. 14 Aralık’ta soruyorlar ‘TFF’ye güveniyor musunuz?’ diye, sert tepki veriyor. ‘Bizim federasyonumuz.’ diyor. 24 Aralık’ta malum açıklamayı yapıyor ‘İstifasını bekliyoruz.’ diyor. 1 Nisan’da ‘O koltuklarda hala oturmak vicdanınıza sığıyor mu?’ diye açıklaması var. 7 Nisan’a geldik ‘Seçim niye 20-25 gün öne çekilsin TFF’ye saygı duymak lazım’ diyor. 16 Nisan’da da Kulüpler Birliği Vakfı toplantısına girerken ‘Seçim haziranda yapılsa daha iyi olur’ diyor. İmza kampanyasını ilk başlatanlardandır bu başkan ama rekabette avantaj sağlamak için… Şahsen ben böyle zikzak yapsam, her tarafım oynasa utanırım ama duruş, karakter meselesi. Böyle yapanlar daha çok kazanıyor Türkiye’de.”
Söz konusu devlet olduğunda Fenerbahçe’nin boynunun kıldan ince olduğunu anlatan Koç, konuşmasına şöyle devam etti:
“Diğer olaylardan biri Riyad’da yabancı hakem olması konusuydu. Biz Süper Kupa’nın o yüzden yurt dışında olmasını istemiştik, yabancı hakem için. Konu kıvamına da gelmişti ama yumruk olayı oldu. O mağduriyetten sonra yabancı hakem düşüncesinden vazgeçilmeye başlandı. Biz de o toplantı sonrasında ‘Sayın Bakanı’mıza yabancı hakem için istedik.’ dedik. Biz dik durduk, oramız buramız oynamadı. Biz ‘Burada yabancı hakem istiyoruz, yabancı hakem olmaz ise biz çıkmamayı düşünüyoruz ama onun bedeli çok ağır. Sayın Bakan’ım bu konuda lütfen destek olun. 19 yaş altı ile çıkacağız vizeleri yetiştirip yetiştiremeyeceğimiz bilmiyoruz.’ dedik. Baktık işler olmadı salı başvurduk vizeler için.”
1959 öncesi şampiyonluklar konusunun Büyükekşi ile çözülemeyeceğini de aktaran Koç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Komisyon söylendi, hiçbir şey kurulmadı. Büyükekşi ile olmaz, bu saatten sonra çok kindar bir insan. Bizden ekstra herhangi bir evrak istenmedi. FETÖ tamamen hakemlik müessesesinin de içinde. Bizim siyasetle yakından uzaktan alakamız yok. Biz siyasete çekilmemek için çok dikkatli davranırız. Fenerbahçe’nin devletle ilişkisi nettir ama bizi çekiyorlar. Buna inananları da ayıplıyorum. Bu bataklık öyle ya da böyle kuruyacak.”