İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen 52. Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) katılan Scholz, WEF’in kurucusu Klaus Schwab’la birlikte gerçekleştirilen “Küresel İş Birliği” temalı özel oturumda konuştu.
Scholz, çok kutuplu bir dünyada “açlık, ham madde ve enflasyon” kriziyle ancak uluslararası ortaklıkların temel alındığı “uluslararası dayanışma” ile mücadele edilebileceğine vurgu yaparak, uluslararası toplumun çok taraflı iş birliğine güvenmeye devam etmesi gerektiğini kaydetti.
Rusya’nın Ukrayna’daki başlattığı savaşın sadece bu ülkenin varlığını tehdit etmekle kalmadığını vurgulayan Scholz, aynı zamanda son yıllarda büyük askeri çatışmaların çıkmamasını önleyen uluslararası kurallara dayalı iş birliği düzenini de baltaladığını belirtti.
Scholz, “Bu yüzden amacımız çok açık. (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin, savaşı kazanmamalı ve kazanmayacağına eminim.” dedi.
Moskova’nın Ukrayna’daki başlattığı savaşı Putin için bir başarısızlık olarak nitelendiren Scholz, Ukrayna’nın tamamının Rusya tarafından işgal edilmesinin “savaşın başlangıcına göre bugün daha uzak” göründüğünü ve Putin’in Ukrayna’daki tüm stratejik hedeflerine ulaşamadığını dile getirdi.
Ukrayna’da dikte edilmiş bir barış olmayacak
Scholz, Almanya’nın ilk kez bir savaş bölgesine (Ukrayna) silah sağlama gibi tarihi kararlarına dikkati çekerek, Putin’in Ukrayna’nın savunmasını kıramayacağını anlarsa “barışı” ciddi şekilde müzakere edeceğini ve bu yüzden Batı’nın Ukrayna’ya sürekli desteğinin önemli olduğunu belirtti. Scholz, Putin’in Ukrayna’yı işgal etmeyi başarması durumunda ise bunun dramatik sonuçları olacağı konusunda uyardı.
Olaf Scholz, “Putin, herkesin özgürlük, egemenlik ve kendi kaderini tayin hakkına sahip olmadığı, neyin doğru olduğunu güçlü olanın dikte ettiği bir dünya düzenine geri dönmek istiyor. Bu emperyalizmdir.” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya ve müttefiklerinin NATO’yu doğrudan savaşa çekecek herhangi bir adımdan kaçındıklarını belirten Scholz, Putin’in NATO, AB ve G7’nin “dayanışmasını ve gücünü” hafife aldığını savundu.
Scholz, Putin’in Ukrayna’daki savaşı kazanmasına izin veremeyeceklerini vurgulayarak, “Bu, Putin’e dikte edilmiş bir barış olmayacağını açıkça belirtmek sorunudur. Ukrayna bunu kabul etmeyecek, biz de kabul etmeyeceğiz.” dedi
Uluslararası iş birliğinde tehdit yok
Çok kutuplu dünyada, çok farklı ülkelerin ve bölgelerin artan ekonomik ve demografik ağırlıklarına uygun olarak daha fazla siyasi söz talep ettiklerini dile getiren Scholz, “Açık olmak gerekirse, bunda bir tehdit yok.” dedi.
Scholz, ülkesinin dönem başkanlığını yürüttüğü G7’nin bu yıl haziran sonunda Almanya’da yapılacak liderler zirvesine Güney Afrika, Senegal, Hindistan, Endonezya ve Arjantin’i davet ettiğini belirterek, “Gelecekte küresel zorlukları gidermede ilerleme sağlamak için dünyanın iş birliğine ihtiyaç duyduğu ülkeleri ve bölgeleri temsil ediyorlar.” ifadesini kullandı.
Yeni ülkelerle kurulacak ortaklıkların, “ham madde kıtlığı ve enflasyon krizleri” karşısında dayanışmaya katkıda bulunacağını anlatan Scholz, çok kutuplu bir dünyada, uluslararası dayanışma olmadan uluslararası düzeni sağlamanın mümkün olmayacağına işaret etti.
Scholz, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine ve diğer Müslüman azınlıklara baskı ve şiddet uygulamakla suçlanan Çin’e seslenerek “insan hakları ihlallerinin” göz ardı edilemeyeceğini söyledi.