Berlin’de düzenlenen “Göç ülkesi Almanya” konulu toplantıda konuşan Scholz, koalisyon hükümetinin daha kapsayıcı ve demokratik bir toplum inşa etmek için yasaları modernize etmeyi planladığını belirtti.
9 milyon kişinin uzun yıllardır Almanya’da yaşıyor ve çalışıyor olmasına rağmen Alman vatandaşlığına sahip olmadığını vurgulayan Scholz, bu göçmenlerin Alman ekonomisine ve toplumuna önemli katkılarda bulunduğunu söyledi.
Scholz, “Örneğin sağlık sektöründe, Almanya’daki doktorların yaklaşık dörtte biri burada doğmamıştır, göçmen kökenlidir. Benzer şekilde hemşirelerin, hasta bakıcıların üçte biri göçmen kökenlidir” dedi.
Şansölye, planlanan vatandaşlık yasası reformunun göçmenlerin Alman vatandaşı olmalarını kolaylaştıracağını, entegrasyonu ve siyasi katılımı arttıracağını söyledi.
Fransız yazar Ernest Renan’ın “nasıl bir ulus?” kitabına atıfta bulunan Olaf Scholz, “Burada sürekli olarak yaşayan ve çalışan bir kişi aynı zamanda seçme ve seçilme hakkına da sahip olmalı, kökeni, ten rengi veya dini inançları ne olursa olsun tüm hak ve yükümlülükleriyle ülkemizin bir parçası olmalıdır” diye konuştu.
Scholz ayrıca, planlanan reformların göçmenlerin çifte vatandaşlığa veya çoklu vatandaşlığa sahip olmalarını sağlayacağının altını çizdi.
Hamburg Belediye Başkanı olduğu dönemde vatandaşlığa kabul törenlerinde her zaman çok duygulandığını aktaran Scholz, Alman vatandaşı olmak için köken ülke vatandaşlığından vazgeçme konusunda neden ısrar edildiğini hiçbir zaman anlamadığını belirtti.
Almanya’da güncellenmesi planlanan vatandaşlık yasası ülkedeki en kalabalık yabancı nüfusu oluşturan Türkleri de yakından ilgilendiriyor.
Alman vatandaşı olabilmeleri için Türk vatandaşlığından çıkmaları gereken Türkler yeni yasanın çıkması halinde Türk vatandaşlığını bırakmadan Alman vatandaşlığını alarak çifte vatandaş olabilecekler.
Bakanlar Kurulunun hazırlanan yasa tasarısını kabul etmesinin ardından Federal Meclis’e sevk edilerek yasalaşması bekleniyor.