Maas, Twitter’dan yaptığı açıklamada, Hanau’da bir yıl önce 9 kişinin öldürüldüğü ırkçı saldırıdan duyduğu üzüntüyü ifade etti.
“Ülkemizde ırkçılık günlük hayatta sıradanlaştı, yaşamı mahvediyor, öldürüyor. Hanau’da olanları hiçbirimiz tahmin etmedik diyemez.” değerlendirmesinde bulunan Maas, iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Almanya’da 33 bin aşırı sağcının yaşadığını, bunların 13 binin şiddet eğilimli olduğunu açıkladığını hatırlattı.
Maas paylaşımında “Bu eğilim artıyor. Neden bizde tüm alarm zilleri çalmıyor?” sorusunu da sorarak kurbanların yakınlarına yönelik tutumu eleştirdi. Maas, şunları kaydetti:
“Kurbanların yakınlarının bugün hala resmi makamlarda ve kurumlarda karşı karşıya kaldıkları saygısızlıktan ve bürokratik soğukluktan şikayet etmeleri nasıl olabiliyor? Belki bu, kurbanlarının isimleri Peter, Marie veya Georg değil de Fatih, Mercedes ve Sedat olduğu içindir. Onları ülkemizde eşit haklara sahip vatandaş olarak değil, yabancı olarak gördüğümüz içindir. Kurumlarda, resmi dairelerde, mağazalarda, okullarda, otobüs ve trenlerde günlük ırkçılık bizi değil, onları etkilediği içindir.”
Dışişleri Bakanı Maas paylaşımında, aşırı sağla mücadele edilmesini isteyerek “Yapısal ırkçılığı ortaya çıkaralım ve aramızdan uzaklaştıralım. Güvenlik güçlerinde aşırılık, antisemitizm ve ırkçılık araştırması yapılması bir ilk adım olabilir. Aşırı sağcı ve ırkçı uluslararası ağlara karşı ciddi mücadele edelim.” ifadesine yer verdi.
Kamuoyunda ve parlamentolarda ırkçı kışkırtmalara karşı çıkılmasını da talep eden Maas, aşırı sağcı popülistlerle siyasi olarak mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer de Almanya’daki tüm insanların güvenli bir şekilde yaşayabilmeleri gerektiğini belirterek “Aşırı sağcılık, ırkçılık ve antisemitizm zehrini yayanlara karşı özgür yaşam tarzımızla mücadele ediyoruz.” paylaşımında bulundu.