Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Adebahr, Berlin’de yaptığı açıklamada, Tunus’ta parlamentonun askıya alınmasından kaygılı olduklarını belirtti.
- Tunus’ta Cumhurbaşkanı Said, Başbakanı görevden aldı, meclisin yetkilerini dondurdu
- Tunus’ta Meclis Başkanı Gannuşi, Cumhurbaşkanı Said’i darbe yapmakla suçladı: Hükümet halen görevinin başında
- Tunus Cumhurbaşkanlığı, Meclis yetkilerini dondurma kararının 30 gün geçerli olacağını duyurdu
Ülkede demokratik anayasal düzene hızlı dönüş çağrısında bulunan Adebahr, demokrasinin bir an önce yeniden tesis edilmesi gerektiğine inandıklarını ifade etti.
Adebahr, 2011 Tunus devriminden bu yana ülkedeki demokratik başarıların öneminin altını çizerek “Tunus halkı demokrasi istiyor ve demokrasi ülkede bir yer edindi.” dedi.
Almanya’nın ülkenin siyasi liderlerinden demokratik ve anayasal süreçlere yönelik adımlar beklediğine işaret eden Adebahr, “Şimdi anayasal düzene hızla geri dönmek önemli. Tüm tarafları anayasanın korunmasını ve uygulanmasını güvence altına almaya çağırıyoruz, bu bizim açımızdan sivil hak ve özgürlükleri de içeriyor.” diye konuştu.
Adebahr, Tunus’ta siyasi ve ekonomik reformları hızlandırmak için ülkenin anayasal organlarının liderleri arasında yapıcı diyalog çağrısında da bulundu.
Tunus’ta yaşananlar
Tunus’ta dün hükümet ve muhalefet partilerine yönelik yüzlerce kişinin katılımıyla protestolar gerçekleştirilmiş, çıkan olaylarda başta Nahda Hareketi olmak üzere parti merkezlerine saldırılar düzenlenmişti.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said de Meclisin tüm yetkilerini dondurduğunu, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya aldığını, mevcut Başbakan Hişam el-Meşişi’yi görevden aldığını ve kendi atayacağı bir başbakanla yürütmeyi devralacağını duyurmuştu.
Said ayrıca kendisini Başsavcı ilan ederek yargının alanına da müdahale etmişti.
Hükümete yönelik bu darbenin ardından askerler Tunus Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ile beraberindeki milletvekillerini meclise almamıştı.
Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararları üzerine halkı barışçıl mücadeleye çağıran Gannuşi, yasal bir dayanağı bulunmayan bu adımın bir darbe olduğunu vurgulamıştı.