Berlin ve Paris arasında enerji konularındaki farklılıklar ve “Avrupa’nın güvenlik politikasında ABD’den ne ölçüde bağımsız hale gelmesi gerektiği” sorusu Almanya ve Fransa arasında anlaşmazlıklara neden olurken, Avrupa’nın, ABD-Çin merkezli şirketlerle rekabet edememesi Avrupa kamuoyunda uzun süredir tartışılıyordu.
Alman basınının önemli ekonomi gazetelerinden Handelsblatt’ın haberinde, Avrupa’nın ABD’ye bağımlılığını azaltmak için Almanya ve Fransa’nın ortak projesi kapsamında üretilmesi planlanan yeni nesil savaş uçağı ve muharebe tankı projelerinin, anlaşmazlıklar ve gecikmelerle karşı karşıya bulunduğu belirtildi.
Haberde, Berlin ve Paris’in 2017’de, toplam 100 milyar avroya mal olacağı tahmin edilen Geleceğin Savaş Uçağı Muharebe Sistemi’nin (Scaf) geliştirilmesi, Alman Leopard 2 ve Fransız Leclerc’in yerine geçecek bir Fransız-Alman tankı (Ana Kara Muharebe Sistemi-MGCS) üzerinde çalışmak konusunda anlaştığı hatırlatıldı.
Her iki projede de ilgili şirketlerin birbirleriyle rekabet etmesi ve hükümetlerin farklı stratejiler izlemesi nedeniyle başından beri sorunlar olduğu aktarılan haberde, Fransa’nın silah sanayisini yoğun bir şekilde teşvik ederken, Almanya’nın geleneksel olarak bu sektöre mesafeli durduğu vurgulandı.
Haberde, 6 yıl önce başlatılan Alman Leopard 2 ve Fransız Leclerc’in yerine geçecek tank projesinin başarısının şimdi giderek daha fazla sorgulanır hale geldiğine işaret edilerek, Alman tarafının söz konusu ortak tank projesi için Rheinmetall ve Krauss-Maffei Wegmann (KMW) silah şirketlerini, Fransız tarafının ise tank üreticisi Nexter’i seçtiği bildirildi.
KMW ve Nexter’in birleşerek yeni holding şirketi KNDS’yi oluşturması, Almanya’da tank geliştirme sözleşmesinin çoğunluk kontrolünün Fransızların eline geçebileceği endişelerine yol açarken, Paris ve Berlin, ancak uzun müzakerelerden sonra işin paylaşımı konusunda anlaşabilmişti.
İyi niyetli sözler sahaya yansımadı
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, 10 Temmuz’da başkent Berlin’de Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu ile bir araya gelmişti. İki bakan, görüşmenin ardından Almanya ve Fransa’nın ortak projesi kapsamında üretilmesi planlanan muharebe tankı konusunda değerlendirmelerde bulunmuştu.
“Bütün felaket tellallarına ve söylentilere rağmen bu ortak projeyi devam ettirmek istiyoruz” diyen Almanya Savunma Bakanı Pistorius, Fransa-Almanya dostluğunun “eşsiz” olduğunu ifade etmişti.
Pistorius, Fransa ile ortak muharebe tankı geliştirme konusunda diplomatik aşamayı geride bıraktıklarını belirterek, Fransa Savunma Bakanı Lecornu ile 10 Temmuz’da somut çalışmalara başlamak istediklerine ilişkin net bir mesaj vermeyi amaçladıklarını kaydetmişti.
Fransa Savunma Bakanı Lecornu da her 2 ülkenin genelkurmay başkanının yeni tankın yeteneklerini belirlemek için bu yılın 4. çeyreğine kadar görevlendirildiklerini açıklamıştı.
Eylül veya en geç 4. çeyrekte Fransa’da söz konusu tank projesine ilişkin toplantı yapacaklarını aktaran Lecornu, bu takvimi, Başbakan Olaf Scholz ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a tank projesine ilişkin öneriler sunabilmek için oluşturduklarını vurgulamıştı.
Söz konusu iyi niyetli sözler, silahlanma projesiyle ilgili sorunlar konusunda hiçbir şeyi değiştirmedi. Fransız hükümetine göre, tankların 2035 yılından itibaren ordularda kullanılması gerekirken, proje çok yavaş ilerliyor.
Paris, Leclerc tanklarının modası geçmiş olması nedeniyle Berlin’den daha fazla baskı altında bulunuyor. Berlin ise Leopard 2’leri A8 versiyonu ile modernize etmekle meşgul oluyor.
Leopard’ın mevcut versiyonuyla bile dünyanın en iyi ana muharebe tanklarından biri olarak kabul edilmesi nedeniyle Almanya’nın üzerinde bir halef geliştirme konusunda çok az baskı olduğu belirtiliyor.
Handelsblatt’ın haberinde, bazı sektör temsilcilerinin bir Fransız-Alman tank modelinin ortaklaşa geliştirilmesinin başarı şansının çok az olduğunu belirttiği aktarılarak, adının açıklanmasını istemeyen bir kişinin “MGCS’ye artık inanmıyoruz” dediği kaydedildi.
Haberde, Rheinmetall ve KNDS’nin konu hakkında yorum yapmadığı belirtildi.
Fransızlar Rheinmetall’dan rahatsız
Fransa’nın özellikle Rheinmetall’in entegrasyonundan rahatsız olduğu aktarılan haberde, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Alman şirketin Almanya ve Avrupa’da silahlanmanın ana tedarikçisi haline geldiği belirtildi.
Haberde, ana muharebe tankı projesinin “yaklaşan başarısızlığının”, Berlin ve Paris arasındaki silah üretiminde iş birliğinin genel olarak zayıf durumunu vurguladığı aktarılarak, FCAS’ta ilgili şirketler olan Airbus ve Dassault’un, projede bir sonraki aşamaya geçme konusunda anlaşmakta zorlandığı ve Alman hükümetinin, Fransız-Alman Tiger saldırı helikopterinin modernizasyonundan çekildiği kaydedildi.
Haberde, ortak silahlanma projelerinde Fransa’nın her zaman mümkün olduğunca çok bileşenin kendi ülkesinden gelmesini istediği, yüzeysel olarak savunmada Avrupa egemenliğinden söz edildiği ancak Paris’in daha çok yerel istihdam ve değer oluşturma derdinde olduğu iddia edildi.
Bu arada Paris, İtalya’yı MGCS’ye daha fazla dahil etme hedefini sürdürürken, bunun “Fransa’nın Rheinmetall’i kontrol altında tutmak için bir manevra olarak” görüldüğü kaydedildi.
Haberde, Alman hükümet çevrelerinde İtalyanların tank projesine katılmasının projeyi daha da karmaşık hale getirme tehdidi taşıyacağına inanıldığı aktarıldı.