Annalena Baerbock, başkent Berlin’de Hollandalı mevkidaşı Casper Veldkamp ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Filistinli 14 grubun üst düzey temsilcilerinin aralarındaki bölünmüşlüğe son vermeyi ve birlik oluşturmayı amaçlayan “Pekin Diyaloğu”nu imzalamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Baerbock, “Barışın sağlanmasına yardımcı olacak her türlü çaba önemlidir. Biz de bunu başarmak için Arap ortaklarımızla birlikte uzun süredir yoğun şekilde çalışıyoruz. Ancak bu bir ülkenin hızlı şekilde inisiyatif başlatması meselesi değil, uluslararası toplumun geniş bir kesimi ve özellikle de bölgesel ortaklar göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmelidir. Bu nedenle son arabuluculuk görüşmelerini elbette not ettik.” dedi.
Orta Doğu’daki en önemli meselenin barışa ulaşılması ve böylece on yıllardır süren bu çatışmaya bir son verilmesi olduğunu dile getiren Baerbock, “Uzun vadede bunun ancak iki devletli bir çözüm olabileceğini defalarca açıkça ifade ettim. İsrail ancak Filistinliler güven içinde ve kendilerine ait bir devlette yaşarlarsa güvende yaşayabilir. Aynı şey Filistinliler için de geçerlidir. Onlar da ancak tüm İsrail vatandaşları ülkelerinde güven içinde yaşayabilirlerse güven ve özgürlük içinde yaşayabilirler.” ifadelerini kullandı.
Pekin Diyaloğu’nun ne anlama geldiğine bakmaları gerektiğini kaydeden Baerbock, bu konuda farklı aktörlerle sürekli diyalog halinde olduklarını söyledi. Baerbock, “İlk adım Hamas’ın tüm rehineleri serbest bırakması, terörü durdurması ve Birleşmiş Milletler tarafından da desteklenen Biden Planı’nı desteklemesi olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Beyaz Saray’a kim gelirse gelsin iyi şekilde çalışmaya çabalayacağız”
Baerbock bir soru üzerine, ABD siyaseti konusunda fazla yorumda bulunmak istemediğini dile getirerek, “Biden’ın onlarca yıldır ülkesine son derece iyi hizmet ettiğini düşünüyorum. Ardından bir sonraki başkanı seçmek Amerikan halkının kararıdır. Beyaz Saray’a kim gelirse gelsin bir sonraki başkanla ve yönetimiyle iyi şekilde çalışmaya çabalayacağız. Çünkü ABD bizim için, Avrupa için önemli bir ülke ve bu durum bir sonraki seçimlerden sonra da devam edecek.” şeklinde konuştu.
Baerbock, kimin seçileceğine dair kararın demokrasilerde vatandaşların elinde olduğuna dikkati çekerek, “Sadece ABD için değil, özellikle de Avrupa’daki bizler için çok heyecan verici bir dönem bizi bekliyor.” diyerek sözlerini tamamladı.
Gazze’de ateşkese ve insani yardımlara vurgu
Hollanda Dışişleri Bakanı Veldkamp ise Baerbock ile bu konuda Pekin Diyaloğu konusunda tamamen aynı fikirde olduğunu belirtti.
Gazze Şeridi’nin gelecekteki hükümetinin ne olacağı konusunun tartışılmasını gerektiğini ifade eden Veldkamp, “Bu elbette tercihen herhangi bir siyasi hedefin güç kullanılarak takip edilmediği ve İsrail devletinin varlığı ve güvenliğinin sorgulanmadığı bir Filistin hükümeti altında gerçekleşmelidir.” dedi.
Gazze Şeridi’ndeki yaşananların sona erdirilebilmesi için esirlerin serbest bırakılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Veldkamp, “Umarım kısa süre içerisinde rehinelerin serbest bırakılmasına yardımcı olacak bir ateşkes sağlanır ve Gazze Şeridi’ne çok daha fazla insani yardım ulaştırılarak oradaki insanların acıları hafifletilir.” diye konuştu.
Veldkamp, ayrıca Gazze Şeridi’nde acı çeken nüfusa daha fazla insani yardım yapılması ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması gerektiği konusunda Alman mevkidaşıyla mutabık kaldıklarını, her iki ülkenin de (Lübnan) Hizbullah ile İsrail arasında gerilimin tırmanmasından endişe duyduğunu kaydetti.
Çin’de imzalanan Pekin Diyaloğu bildirisi
Filistinli 14 grubun üst düzey temsilcileri, 21 Temmuz’da başlayan uzlaşma görüşmeleri sonrası, aralarındaki bölünmüşlüğe son vermeyi ve birlik oluşturmayı amaçlayan “Pekin Diyaloğu”nu imzalamıştı.
İmzalanan bildiride, Filistinli tüm grupların fikir birliğine dayalı ve mevcut Filistin temel yasasına uygun geçici ulusal uzlaşı hükümeti kurma niyeti vurgulandı.
Bildiride, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) bünyesinde tüm grupları kapsayan ulusal birliğin sağlanması konusunda mutabık kalındı.
Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına uygun olarak başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kurmak ve Batı Şeria, Kudüs ve Gazze dahil olmak üzere, Filistin topraklarının bütünlüğünün korunması kararı alınan bildiride, BM öncülüğünde, bölgesel ve uluslararası katılımla bir konferansa ihtiyaç duyulduğu aktarıldı.
Hamas’ın Ulusal İlişkiler Ofisi Başkanı Hüsam Bedran, Pekin’de Filistinli gruplar tarafından üzerinde anlaşmaya varılan bildirinin, “Filistin’in ulusal birliğine ulaşması yolunda önemli bir adım” olduğunu belirtmişti.
Çin, 21 ve 22 Temmuz’da Fetih Hareketi ve Hamas başta olmak üzere Filistinli grupların katıldığı, “kapsamlı bir ulusal toplantıya” ev sahipliği yapmıştı.