Lauterbach, Alman Bild gazetesine verdiği röportajda, ülkede planlanan tartışmalı hastane reformunun, yapı ve finansal olarak zor durumda olan birçok hastanenin hayatta kalmasını sağlayacağını kaydetti.
Alman sağlık sistemi için söz konusu reformun aciliyetini vurgulayan Lauterbach, “Hastanelerde kontrolsüz bir iflasın başlangıcındayız. Reform olmadan hastanelerin yüzde 25’i muhtemelen iflas edecek.” ifadelerini kullandı.
Kovid-19 salgını, çoğu ülkede olduğu gibi Almanya’da da sağlık hizmetleri, çalışanlar ve hastaneler üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştu. Bu baskı, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası ortaya çıkan enerji kriziyle daha da arttı.
Almanya’daki 1.900 hastanenin yüzde 60’ı büyük mali sorunlarla karşı karşıya bulunuyor. Hastanelerdeki ekipmanların eski olmasından, personel eksikliğinden, acil servislerde bekleme sürelerinin çok uzun olmasından, tedavi kalitesinin gittikçe düşmesinden ve çok fazla olan bürokrasiden şikayet ediliyor.
Ülkede planlanan ve büyük tartışmalara neden olan hastane reformu ile hastanelerin finansman ve yapısının yeniden düzenlenmesi amaçlanıyor.
Reforma göre, hastaneler artık sadece tıbbi vaka sayısına göre finanse edilmeyecek. Bu da hastaneler üzerindeki finansal baskıyı azaltacak. Hastanelerin 3 kategoriye ayrılması planlanıyor. Kliniklerin belirli tedavilerde uzmanlaşarak hastaların daha kaliteli bir tedavi alması hedefleniyor.