Mutabakata varılan sözleşmeye göre, Almanya’da çifte vatandaşlık ve süresiz ikamet imkanı kolaylaştırılacak, Müslümanlara ait ibadethanelere koruma desteği verilebilecek.
Sözleşmede modern bir vatandaşlık yasası oluşturulduğu belirtilerek, “Bunu yapmak için çoklu vatandaşlığı etkinleştireceğiz ve Alman vatandaşlığı alma sürecini basitleştireceğiz. Kural olarak, vatandaşlığa kabul, beş yıl sonra, üç yıl sonra özel entegrasyon başarıları ile mümkün olmalıdır. Üç yıl sonra yerleşim izni (süresiz ikamet) alınmalıdır.” ifadelerine yer verildi.
Sözleşmede, Almanya’da yabancı ebeveynlerden doğan çocukların, ebeveynlerinden birinin beş yıldır Almanya’da yasal olarak ikamet etmesi koşuluyla, Alman vatandaşlığı alabileceği belirtildi.
Almanya’ya gelen ilk nesil misafir işçi kuşağından vatandaşlık için istenen dil şartı seviyesinin düşürüleceği ifade edilen sözleşmede bu kişilerin vatandaşlığa alınmalarının kolaylaştırılacağı kaydedildi.
Almanya’da Müslümanların yaşamı
Sözleşmede Almanya’daki Müslümanların yaşamları da dikkate alınarak Müslüman yaşamının çeşitliliği ve gençlik derneklerinin destekleneceği vurgulandı.
Ülkede Müslümanlara ve kurumlarına yönelik artan tehdide karşı kapsamlı koruma, önleme gibi desteklerin sunulacağının belirtildiği sözleşmede dini cemaatler arasındaki iş birliğinin teşvik edileceğine vurgu yapıldı.
Asgari ücret 12 avro olacak
Yeni hükümetin hedeflerinin yer aldığı protokolde, asgari saat ücretinin 12 avroya çıkartılacağı ve seçme yaşının 16’ya indirileceği ifade edildi.
İklim kriziyle mücadelenin “insanlık görevi” olarak nitelendirildiği protokolde, yenilenebilir enerjinin geliştirilmesi ve bu bağlamda yatırım yapılması gerekliliğine işaret edildi.
Protokolde, ülkede özellikle büyük şehirlerde yaşanan konut sorununa çözüm getirileceği aktarılarak, yeni hükümetin yılda 400 bin konut inşa etmeyi ve kira artışlarını frenlemeyi hedeflediği vurgulandı.
Koalisyon protokolünde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelenin, yeni hükümet için merkezi konu olduğu ve bunun için bir kriz merkezi oluşturulacağı belirtildi.
Türkiye kısmı
Koalisyon sözleşmesinde Türkiye’ye de yer verildi.
Sözleşmede dış politika gerilimlerine rağmen Türkiye’nin, AB’nin önemli bir komşusu ve NATO’nun bir ortağı olmaya devam edeceği vurgulanarak, Almanya’da çok sayıda Türkün yaşıyor olmasının, iki ülke arasında özel bir yakınlık yarattığı belirtildi.
Türkiye’de demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan, kadın ve azınlık haklarının gerilediği öne sürülen sözleşmede, “Bu nedenle katılım müzakerelerinde hiçbir faslı kapatmayacağız veya yeni fasıl açmayacağız.” ifadelerine yer verildi.
Sözleşmede AB-Türkiye diyaloğunun süreceği, sivil toplum ve gençlik değişim programlarının geliştirileceği kaydedildi.