Anadolu Ajansının (AA) “Global İletişim Ortağı” olduğu Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapsamında TRT World muhabiri ve sunucusu Alican Ayanlar’ın yönettiği “Edinilen Derseler Işığında Bölgesel Dayanışmayı Nasıl Güçlendirebiliriz” başlıklı panele, Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Milorad Dodik, Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi üyeleri Şefik Caferoviç ile Zeljko Komsic, Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski, Moldova Başbakan Vekili ve Dışişleri Bakanı Aureliu Ciocoi konuşmacı olarak katıldı.
Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Dodik, Kovid-19 salgınında birçok ülkenin tek başına bırakıldığını söyledi.
Dodik, “Güçlü ülkeler salgınla mücadele yöntemini ve araçlarını buldu. Aşıya çok kolay ulaştılar. Biz ise geride kaldık. Birlikte aşı bulmaya uğraştık. Çok zor bir tecrübeydi. Aşıları diğer ülkelerden alamadık. Bu bizde travmaya sebep oldu. Dünya nereye gidiyor? Bundan sonra kime güveneceğiz? Aslında bu durum bizi sarsıp kendimize getirdi. Yeni tedarik alanları bulmaya çalıştık.” dedi.
Dodik, Türkiye’nin aşıya çok hızlı ulaştığını ve Bosna-Hersek ile aşı paylaşımı konusunda büyük dayanışma gösterdiğini ifade etti.
Gelecekte bu tür salgınların olması durumunda bugün gösterilmeyen dayanışmanın benzerlerinin yeniden yaşanacağını belirten Dodik, “Bu demektir ki gelecekte çok yalnız kalacağız. Bu çok kötü. Bu nedenle aramızdaki bariyerleri kırmamız lazım.” diye konuştu.
“Aşı temininde hala sıkıntı çekiyoruz”
Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Komsic, Kovid-19’un küresel bir salgın olduğunu, gelecek yıllarda yeniden salgın yaşanması durumuna karşı önlemlerin şimdiden alınması gerektiğini vurguladı.
“Bosna-Hersek’te salgını savaş gibi yaşadık.” ifadesini kullanan Komsic, halkın “Özgürlüğümüz kısıtlanıyor.” diyerek karantinalara ve eve kapanmalara ciddi tepkiler verdiğini anlattı.
Komsic, salgın sürecinde tıbbi ekipman tedariki konusunda büyük sıkıntı çektiklerini belirterek, “Şimdi de aşı temin etme konusunda zorluklar yaşıyoruz. Güçlü olanlar aşıyı çok kolay kapıyor, zayıf olanlar ise geride kalıyor. Biz küçük bir ülkeyiz. Uluslararası mekanizmaların desteği lazım. Küçük bir ülkeyiz, bütün nüfusumuz bir Avrupa şehri kadar. Buna rağmen siparişleri verdik, ödemeleri yaptık, yine de aşıları alamadık. Biz de yerdeki kırıntıları toplamaya çalıştık.” dedi.
Büyük devletler ve Avrupa ülkelerinin yardım etmemesi üzerine aşıları Türkiye, Sırbistan gibi ülkelerden temin ettiklerini kaydeden Komsic, “Salgından büyük ders çıkardık. Hiç unutmayacağız bu dersi. Küçük bir ülke olarak bundan sonra olası salgınlarda daha iyi bir mevzuat hazırlamamız gerektiğini de anladık.” ifadelerini kullandı.
Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Şefik Caferoviç, salgının tüm ülkelere, bundan sonra böyle bir şey yaşanması halinde nasıl organize olacağını öğrettiğini söyledi.
Salgın sürecinde müttefik ülkeler arasında bile iş birliği mekanizmasının çöktüğünü anlatan Caferoviç, “Salgında çok taraflı mekanizmalar tamamen çöktü. Bundan sonra yapılacak şey bu mekanizmaları bir an önce güçlendirmek. Özellikle Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), NATO gibi kurumların, bölgesel kuruluşların ve ikili ilişkilerin güçlendirilmesi lazım. Devletler daha iyi iş birliği yapmalı. Çünkü virüs, kıta, etnik kimlik veya inanç hiç fark etmiyor, herkesi eşit vuruyor.” şeklinde konuştu.
Evrensel bir medeniyet kurulacaksa büyük ve küçük devlet ayırımı yapılmaması gerektiğini dile getiren Caferoviç, ülkelerin eşitlikçi davranması gerektiğini vurguladı.
Büyük devletlerin çıkarlarını biraz geri planda bırakması gerektiğini ifade eden Caferoviç, şunları kaydetti:
“Pandeminin başında hiçbir hazırlığımız ve kapasitemiz yoktu. Komşu ülkelerden gelen desteklerle süreci idare etmeye çalıştık. Dünya ortak bir eylemde bulunmadı. Tam tersine tamamen içine kapandı. Özellikle solunum cihazı ihtiyacında çok sıkıntı çektik, hiçbir yerden temin edemedik. Bu bağlamda, Türkiye’ye tüm desteklerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum.”
Caferoviç, salgın sürecinde uluslararası cömertlik sergilemeyen Avrupa’nın normalleşmeyle dayanışma göstermeye başladığını ancak Bosna-Hersek olarak bundan da büyük bir ders çıkardıklarını söyledi.
Dünyada yükselen İslam karşıtlığıyla ilgili soruya Caferoviç, “ülke olarak popülist söylemlere karşı durdukları” yanıtını verdi.
Caferoviç, İslamofobi’nin medeniyetler çatışması çıkarmak isteyenler tarafından ortaya atılan bir olgu olduğuna değinerek, bu söylemlerin birtakım siyasiler tarafından çıkar amaçlı kullanıldığını kaydetti.
“İslami terörizm” kavramının sık sık kullanıldığını ifade eden Caferoviç, “Terörizmin bir dini, bir milliyeti yoktur.” dedi.
“Ekonomimiz büyük tahribat aldı”
Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski, küçük ülkelerin Kovid-19 salgınından ders çıkardığını vurgulayarak, “Asıl önemli olan, kendini süper güç olarak nitelendiren ülkelerin ders çıkarıp çıkarmadığını sorgulamak. Dayanışma dediğimiz kavram, salgın sürecinde büyük bir başarısızlığa uğradı.” görüşünü bildirdi.
Batı Balkanlar’da özellikle 6 ülkenin salgın sürecinde çok ciddi sorunlar yaşadığını, büyük can kayıpları verdiğini ve ekonomilerinin zarar gördüğünü anlatan Pendarovski, Avrupa ve Transatlantik ülkelerinin desteği olmadan bu yükün altından kalkamayacaklarını belirtti.
Salgın dönemi öncesi ekonomik duruma dönmenin Kuzey Makedonya’nın yıllarını alacağına dikkati çeken Pendarovski, bunu, iş dünyasına seyahat özgürlüğünü ve AB’ye katılım sürecini hızlandırarak yapmayı planladıklarını belirtti.
“Türkiye bize çok sayıda tıbbi ekipman gönderdi”
Moldova Başbakan Vekili ve Dışişleri Bakanı Aureliu Ciocoi, salgın sürecinde uluslararası ortakları ve komşularından yardım alarak süreci en az hasarla kapattıklarını söyledi.
Dünyanın küresel ölçekte salgına hazır olmadığını, kısa süreli bir belirsizlikten sonra dayanışma sergilemeye başladığını ifade eden Ciocoi, “Salgın döneminde AB, Romanya, Türkiye gibi ortaklarımızın yardımları oldu. Özellikle Türkiye’ye, yaptığı yardımlardan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Çok sayıda tıbbi ekipman ve malzeme gönderdiler. Moldova toplumu, bunu büyük bir minnettarlıkla karşıladı.” şeklinde konuştu.
Gelecek yıllarda benzeri salgınların yaşanabileceğine dikkati çeken Ciocoi, özellikle ulusal ve bölgesel bazda sağlık alanında ciddi yatırımlar yapılması gerektiğini dile getirdi.
Uluslararası ve bölgesel ortaklıklarla aşı bilim merkezlerinin kurulması gerektiğine işaret eden Ciocoi, şunları kaydetti:
“Son derece önemli bir dönemeçteyiz. Gelecek yıllarda bu tip virüslerle karşı karşıya kalacağız. Dolayısıyla ortak hareket etmek zorundayız. AB salgınla mücadele konusunda uluslararası bir antlaşma üzerinde çalışıyor. Hayata geçirildiği takdirde ilk uluslararası belge olacak. Bunun son derece faydalı olacağına inanıyorum.”