Antalya’da düzenlenen Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu İklim Diplomasisi Haftası etkinliği için kente gelen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İhsan Çiçek, iklim değişikliğinin 1850’li yıllarda Sanayi Devrimi sonrası başladığını söyledi.
O yıldan bu yana sıcaklığın küresel anlamda 1.09 santigrat derece arttığını belirten Çiçek, karaların denizlere göre daha fazla ısındığını anımsattı.
Küresel anlamda bu artışlarda kutup bölgeleri ile Akdeniz çanağının ön plana çıktığına dikkati çeken Çiçek, “Kutup bölgelerinde buzulların erimesi nedeniyle sıcaklıklar çok fazla artıyor. İkincisi de Akdeniz çanağının bulunduğu alan. Burası da yüksek basıncın etkisi altında. Türkiye ve özellikle Antalya sıcaklık artışından en fazla etkilenecek yerler” dedi.
Çiçek, hiçbir önlem alınmaması halinde bu senaryolara göre 2100 yılına kadar dünya sıcaklığının 3,5 derece artmasının beklendiğini dile getirdi.
Akdeniz kuşağındaki ülkelerde ise sıcaklığın 2100 yılında 6 derecenin üzerinde artmasının beklendiğini kaydeden Çiçek, “Atmosfere dost olmazsak Akdeniz çanağındaki ülkeler ile Antalya sıcaklık artışından kötü etkilenebilir. Pek çok sosyal olayda bugün tepki verdiğimiz zaman yarın semeresini alabilirsiniz ama iklimde bu etkiler 100 yıl sonra çıkacak. Atmosfere bugün dost olsak, sıfır emisyonu sağlasak 2100’e kadar bu sıcaklık artışları devam edecek. Bugünden önlem alıp gelecek kuşağı kurtarmamız lazım” diye konuştu.
‘Çevre için çok olumsuz etkiler oluşturacak’
İhsan Çiçek, Antalya’da 1960’lı yıllardan bu yana genellikle yılda 2 gün civarında sıcak hava dalgası görüldüğüne işaret ederek, şöyle devam etti:
Çözümün sıfır emisyona doğru gitmek olduğunu anlatan Çiçek, bu konuda mutlaka azaltıma gidilmesi gerektiğini kaydetti.
Karbon emisyonu azaltımının çok zor olduğunu dile getiren Çiçek, sözlerini, “Çünkü ekonomik bir döngüyü gerektirir. Karbon emisyonunu azaltıp ulaşım, tarım ve enerji sektörlerinin buna adapte olması lazım. Bu zor. O zaman bizim doğaya uyumlu yaşamamız lazım. İklim değişikliği etkilerini en az hissedecek duruma geçmemiz gerekiyor. Evin mimarisinden tutun caddelerin, binaların yeşillendirilmesine kadar önlemler alınmalı. Birinci önceliğimiz uyum, ikincisi ise azaltma. Çünkü azaltma şu anda problemli bir durum” diye tamamladı.