Muratpaşa ilçesindeki Antalya Orman Bölge Müdürlüğü yerleşkesindeki mescidin küçük ve yetersiz olması nedeniyle alanda yeni bir cami yapılması kararı alındı.
Bunun üzerine bölgenin mimarisini yansıtması için Akseki’nin “düğmeli evleri”nden yola çıkılarak 3,5 dönüm üzerine bir cami yapılması için ustalar kolları sıvadı.
İnşaatı sırasında iskele olarak kullanılması için dışarıda bırakılan ahşap kısımlarının düğmeye benzetilmesi dolayısıyla “düğmeli ev” olarak adlandırılan Akseki’deki yapıların mimarisinden esinlenilerek cami inşa edildi.
Akseki’den getirilen taş, kum ile sedir ve ardıçlar, ustaların ellerinde hayat bularak “düğmeli cami” ortaya çıktı.
Caminin kapısı ve minberine ise nakış gibi işlenen “ağaç motifi” yapılırken, cami bir vatandaşın gönüllü olarak yaptığı vitraylarla süslendi.
Antalya Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici, AA muhabirine, orman bölgenin misafirhanesinin depremden zarar görmesi üzerine yıkıldığını ve yanında bulunan mescidin küçük ve ortada kaldığını söyledi.
Yeni bir cami yapma kararı aldıklarını ve yapılacak caminin kentin özelliğini taşımasını istediklerini belirten Dikici, “Akseki’nin tarihi düğmeli evlerinin yapı sistemini bu camide uygulamaya karar verdik. Bunu yapabilecek taş ustasını Akseki ilçesinde bulduk. Camide yapılacak her şeyin orijinal olması için çabaladık.” dedi.
Caminin taşı ve kumunun ustanın isteğiyle Akseki’den getirtildiğini kaydeden Dikici, caminin düğmeleri için de Toroslarda yetişen sedir ve ardıç ağacının kullanıldığını söyledi.
Caminin içinde herhangi bir kolon olmaması için üstten aşağıya tomruk salladıklarını ve bütün yükü onda birleştirdiklerini ifade eden Dikici, camide demir yerine bakır kullandıklarını dile getirdi.
Ağacı öne çıkarmak için caminin kapı ve minberinde oyma yöntemiyle ağaç motifleri yapıldığını belirten Dikici, şunları söyledi:
“Orman bölgedeki herkesin bu camide emeği var. Yoldan geçerken caminin inşaatını gören yaşlı, başlı ve sakallı biri yanımıza geldi, ‘Bu caminin vitraylarını ben yapacağım’ dedi. Biz de yapmasına müsaade ettik ve çok güzel vitraylar yaptı. Sade ve şık bir camimiz oldu. Cami yapanın işini Allah kolaylaştırırmış, bunda da öyle oldu. Bir senede caminin ana inşaatını bitirdik, yaklaşık 3 aydır da minareyle uğraşıyoruz. Allah nasip ederse bugün yarın o da bitiyor”
Caminin yapımında herkesin gönülden ve sevgiyle çalıştığını ifade eden Dikici, “Bir şey yaparken çalıştığınız insanların o işe inanması ve o işi isteyerek yapması gerekiyor. Bir işi canı gönülden yapan insanlar bir araya geldiğinde ortaya çok güzel şeyler çıkıyor. Bu caminin işinde gönül var, sevgi var. Bütün ustalarımız canıgönülden çalıştı, kendileri beğenmedikleri hiçbir şeyi yapmadı.” diye konuştu.
Dikici, camiyi insanların görüp gelmesi için de yol kenarına inşa ettiklerinin altını çizdi.
“Camide tarihsel dokuları ön plana çıkardık”
Caminin taş ustası Mustafa Uyar ise “düğmeli cami”de kullanılan yapı karakterinde Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini yansıtmaya çalıştıklarını söyledi.
Uyar, “Camide tarihsel dokuları ön plana çıkardık. Ecdadımızdan bize kalan tecrübeyi bu camimize yansıttık. Sedir ve ardıç ağaçlarını kullandık, bunları da daha dayanıklı olması için bezir yağını kullandık.” diye konuştu.
Mustafa Uyar, Antalya’nın nemli olması nedeniyle caminin daha dayanıklı ve uzun ömürlü olması için özel taş, kum ve ahşap kullandıklarını sözlerine ekledi.