6. Ulusal Antarktika Bilim Seferi kapsamında “beyaz kıtaya” giden ve 8 Mart’ta Türkiye’ye dönen bilim insanları, Türkiye’den yaklaşık 14 bin kilometre uzaklıkta ve zorlu şartlarda çalışmalarını tamamladı.
Bilim insanlarının çalışmaları kapsamında Türk Bilim Kampı’nın bulunduğu Horseshoe Adası ve çevresinde, hava kalitesi istasyonları kurulurken GNSS Küresel Konumlandırma Sistemi istasyonlarından toplanan veriler toplanarak ölçümler yapıldı, astronomik gözlemler gerçekleştirildi ve meteoroloji istasyonundan veriler anlık olarak Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün sitesine girilerek vatandaşların adadaki hava durumunu görüntüleyebilmeleri sağlandı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Elektronik Mühendisi Çetin Biçer, bu sefere katılarak 2019 yılında Horseshoe Adası üzerine kurulan meteoroloji istasyonunun bakım, onarım ve iyileştirme çalışmalarını sürdürüyor.
Biçer, 2020 yılından beri istasyondaki tüm verileri eksiksiz aldıklarını söyledi ve “Meteorolojik veriler burada çalışma yapan bilim insanlarının verilerinde kullanılmakta, üssümüzün meteorolojik verilerinin takibinde kullanılmaktadır” açıklamasını yaptı.
“Türkiye’ye anlık veriler aktarıyoruz”
Çetin Biçer, istasyondan topladıkları verilerin anlık olarak Türkiye’ye gönderildiğini ifade ederek “Enerji yeterli olduğu sürece tüm halkımız Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde verilere erişebilir. Burada güneş enerjisi kış mevsiminde oldukça azalmakta ve elektrik enerjisi zayıflamaktadır. Bu nedenle enerjide kesintiler olabilir, bu da ara sıra siteye verilerin geç gelmesine sebep olmaktadır. Bu durum normal olarak karşılanmalı, şaşırılmamalıdır” yorumunu yaptı.
2019 yılından bu yana istasyondan verileri topladıklarını ifade eden Biçer şunları söyledi:
“Bunları incelediğimizde buranın soğuk olduğunu görmekteyiz. İklim değişikliği ile ilgili merak edilenlerin, kampımızın olduğu adada da cevaplanması için çalışmalar yapmaktayız. Veriler incelendiğinde 2020 yılının daha sıcak geçtiğini, zaman zaman sıcaklığın +3, + 4 derecelere çıktığını sayısal olarak görmekteyiz. Aynı zamanda hava sıcaklığını buradaki çalışmalarımızda hissetmiştik.
Buzulların eridiğini, yer yer göller oluştuğunu gözlemledik. Antarktika’nın havası değişkenlik gösteriyor. Bu sene oldukça soğuk bir dönemde sürekli kar yağışı altında çalıştık. Bu yılki seferimizde istasyonumuzun yazılım ve donanım olarak bakım onarım çalışmalarını ve iyileştirmelerini yaptık. Sağlıklı verileri kaydetmesi açısından gerekli bütün önlemleri aldık”
Sefere ikinci kez katılan Biçer şunlara vurgu yaptı:
” Meteorolojik verileri inceleyen bir kişi olarak iklim değişikliğini ben de yakından takip etmeye çalışıyorum. Hem verileri inceleyen bir kişi hem de burayı iki defa görmüş insan olarak, buradaki durumları verilerden ve kendi gözlerimle görüyorum. Değişiklikleri kendim de hissettim. 2020’deki seferde biz yoldayken King George Adası’nda 19 derece ile yüksek bir sıcaklık olduğu haberini aldık. Buraya geldiğimizde daha ileri enlemlerde olmamıza rağmen buranın da oldukça sıcak olduğunu, yer yer 3, 4, 5 dereceleri gördük. İklim değişikliğine ve dünyamızın gidişatına buradan dikkati çekmek istiyorum”
“GNSS istasyonlarının temel görevi küresel iklim değişikliğini izlemeye yardımcı olmak”
Sefer katılımcısı İstanbul Teknik Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi Mahmut Oğuz Selbesoğlu ise “GNSS istasyonlarının temel görevi küresel iklim değişikliğini izlemeye yardımcı olmak. GNSS antenleri ve alıcıları mevcut. Bunlar küresel uydu seyrüsefer sistemlerinden gelen sinyalleri toplayarak konum bilgisini üretiyor. Aynı zamanda projemiz kapsamında burada troposferdeki su buharı miktarını sürekli izliyoruz. Bu su buharı miktarı küresel iklim değişikliğini izlemede çok önemli bir parametre. Çünkü ekolojik sistem, dünyanın radyoaktif dengesi, küresel ısınma, buzulların erimesi ve bunların sulara karışarak, okyanuslara karışarak tüm dünyayı dolaşması ve bir ekosistem oluşturması söz konusu.” dedi.
Bunun en önemli noktalarının su buharı miktarı ve sera gazları olduğunu kaydeden Selbesoğlu, ” İşte burada iki noktada da biz bu su buharını anlık olarak izleyebiliyoruz. Aynı zamanda bu istasyonlardan deniz seviyesinde olan istasyonumuz deniz seviyesini anlık olarak kestirebiliyor ve değişiklikleri takip edebiliyor. Bu sayede de yıllar boyunca buzulların eriyerek suların okyanus seviyesini ne kadar yükselttiğini tahmin edebiliyoruz.” şeklinde konuştu.
Selbesoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diğer istasyonda buradaki sistemdeki gibi kar seviyesini tespit edebilecek donanım mevcut. Bu donanımla yine GNSS sinyalleri kullanarak, GNSS sinyalinin yansıma özelliğinden faydalanarak orada da kar ve buz seviyesi sürekli izleniyor. Bu buz seviyesinin değişimi de yine küresel iklim değişikliğine bağlı olarak, ısınmanın sonuçlarının izlenmesine katkı sağlıyor. İki senelik veriler elimizde mevcut, onları almış bulunmaktayız. İki sene için elde ettiğimiz bu veriler oldukça önemli bilgiler sunuyor. Ama bunun ötesi ve devamında uzun yıllar boyunca alacağımız veriler sayesinde iklim değişikliğine sebep olan bu önemli parametreleri daha anlamlı şekilde bilim dünyasına sunabileceğiz.”
Hava kalitesi istasyonları ile çevresel etkiler ölçülüyor
Seferin Çevre Zabiti Atilla Yılmaz, “Ne kadar önlem alınsa da bilimsel faaliyetlerin Antarktika’da çevresel etkilere neden olduğunu” ifade ederek şunlara dikkati çekti:
“Biz de seferlerimiz kapsamında gerek çalıştığımız bölgede halihazırda kirleticilerin, gerekse bizden kaynaklananların seviyelerinin belirlenebilmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Bu sefer dahilinde 3 hava kalitesi ölçüm istasyonu kurduk. Bu istasyonlardan alınan verilerle gemiden, karaya ulaşmak için kullandığımız teknelerden ve kamptan kaynaklanan havadaki partikül maddelerin seviyelerini belirleyeceğiz. Böylece bizden kaynaklanan çevresel etkileri daha iyi anlayarak, olası etkileri azaltmak için gelecekte daha kapsamlı tedbirler almaya çalışacağız.”
Antarktika dünyadaki en iyi astronomik bölge
Sefer katılımcısı, Atatürk üniversitesi Astrofizik Araştırma ve Uygulama Merkezi Teknik Müdür Yardımcısı ve Astrofizikçi Dr. Onur Şatır ise gökyüzü kalitesinin astronomik anlamda çok önemli olduğunu ifade ederek, gözlem yapabilmek için kaliteli bir gökyüzüne ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Doğu Anadolu gözlemevi projesinde Erzurum’da 4 metrelik bir teleskop kurmakta olduklarını ve orada yapacakları çalışmanın bir benzerini yer seçimi anlamında, astronomik gökyüzü kalitesi anlamında Antarktika’da yapmak istediklerini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Antarktika projemizde de burada gökyüzünün astronomik anlamda ne kadar karanlık olduğunu atmosferin meteorolojik anlamda ne kadar stabil olduğunu anlamak için çalışıyoruz. Aynı zamanda projemiz dahilinde bir de kozmik parçacık detektörü ile uzaydan gelen yüksek enerjili parçaları kaydediyoruz ve sayıyoruz. Bu parçacıkların bizim açımızdan önemi, astronomik gözlemler yapıldığında elde edilen verilerde bu kozmik parçacıklar bir gürültü, istenmeyen veri olarak karşımıza çıkıyor.
Bunların ayıklanması için kaydedilip nereden ne kadar geldiklerinin bilinmesi gerekiyor. Astronomik anlamda Antarktika’nın çok büyük bir önemi var. Antarktika dünyadaki en iyi astronomik bölge. Kıtanın bir çok yerinde, yüksek rakımlarda, kuru atmosferde, uzun gecelerde astronomik gözlemler yapılabilmekte. Bu da bir astronomun isteyebileceği en temel 3 şeydir. O yüzden ülkemiz adına Antarktika’ya gelmek astronomi anlamında çok önemlidir.”