Antik Babil kentinde tarihi eserlerin bulunduğu alanda oluşturulan bir tepenin üzerine 1990’lı yıllardaki Körfez Savaşı sonrası uygulanan ekonomik ambargo döneminde özel mimariyle inşa edilen Babil veya Saddam’ın Sarayı, son dönemde bakımsız kalsa da bölgeyi ziyaret eden turistlerin ilgisini çekiyor.
Başkent Bağdat’ın yaklaşık 100 kilometre güneyindeki Babil’in ortasında yer alan saray, buradaki yüksek tepeden Fırat Nehri’ne bakıyor.
Sarayın etrafında vaktiyle ailelerin oturup zaman geçirmesi için inşa edilen bahçe ve yeşillik alanlar bugün belediyenin ihmaline uğramış durumda. Burada yemek ve içecek satılan seyyar birkaç yer dışında adeta hayat yok. Bir zamanların gözde yerlerinden antik kente de sosyal etkinlikler dışında uğrayan pek olmuyor.
4 bin yıllık tarihe sahip antik kentin göbeğindeki Saddam’ın Sarayı, 4 kattan oluşuyor. Sarayın tavanına Irak’ta bolca bulunan hurma ağacı nakışları işlenmiş. Sarayın duvarları çizim ve yazılarla kirletilmiş, yerlerde de ihtişamlı avizelerin cam kırıntıları bulunuyor.
ABD güçleri 2011’e kadar sarayı karargah olarak kullandı
Tepede yer alan saraya 2003 öncesinde vatandaşların değil girip dolaşmasına, yakınlaşmasına bile izin verilmezdi. Yapımı 4 yıl sürdüğü iddia edilen saraya devrik lider Saddam Hüseyin’in de sadece bir kez geldiği rivayet ediliyor.
ABD güçleri, 2003’ten 2011 yılına kadar burayı karargah olarak kullandı ve vatandaşların ziyaret etmesine izin vermedi. Günümüzde ise antik kenti ziyaret edenler tepedeki saraya rahatça girip dolaşabiliyor ve ülkenin 35 yıllık “demir yumrukla yönetilen dönemine” yolculuk ediyor.
Irak makamları sarayı “tarihi eser” ve “yerel televizyon yayın merkezi” yapmak istese de söz konusu projeler siyasi partilerin anlaşmazlığı ve rant çekişmesinden dolayı hayata geçirilemedi.
Antik Babil kenti 2003 sonrası ilk defa 2 hafta önce “Uluslararası Babil Festivali”ne ev sahipliği yaptı. Iraklıların yoğun ilgi gösterdiği, beş gün süren festivale yurt dışından Arap ses sanatçıları ve folklor oyun ekipleri de katıldı.