İçişleri Bakanlığının verilerine göre, Fransa’da AP seçimlerinde aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN) yüzde 31,36 ile açık farkla ilk sırayı aldı.
Macron’un partisi Rönesans yüzde 14,6 ile seçimi ikinci bitirirken, yüzde 13,8 ile üçüncü sırayı alan muhalefetteki Sosyalistleri az farkla geçebildi. Rönesans ve Sosyalistlerin oy oranları toplamı bile aşırı sağcı RN’nin oy oranına ulaşamadı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün yaptığı açıklamada, sonuçların “Avrupa’yı savunan partiler için iyi olmadığını” kabul etti.
Beklenmedik bir kararla 30 Haziran-7 Temmuz’da ülkede erken seçime gidileceğini duyuran Macron, “Oylamayla parlamenter geleceğimizin seçimini yeniden size vermeye karar verdim. O yüzden bu akşam Ulusal Meclisi feshediyorum.” dedi.
Aşırı sağcılar başta olmak üzere muhalefet, “meşruiyetini” kaybettiğini düşündüğü Macron’un bu kararından duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Böylelikle 26 Temmuz-11 Ağustos’ta düzenlenecek Paris Olimpiyat Oyunları’na 50 günden az bir süre kalırken, ülke son 2 yılda 4. kez ulusal seçimler kapsamında sandık başına gitmeye hazırlanmaya başladı.
AA muhabiri ülke tarihinin son 20 yılında aşırı sağın yükselişini ve bu durumun Macron’un erken seçim kararını nasıl etkilediğini derledi.
– Aşırı sağ 20 yıldır iktidara oynuyor
Fransa’da son yıllarda aşırı sağ hem cumhurbaşkanı hem de yerel seçimler sırasında halkın milliyetçi duygularına hitap ederek, düzensiz göç ve İslam konuları üzerinden oyunu artırdı.
Geçmişte “Cezayirlilere” işkence ettiği de ileri sürülen Jean-Marie Le Pen’in kurucusu olduğu RN, siyaset arenasında en önemli çıkışını 2002 cumhurbaşkanı seçimlerinde yaptı.
Mevcut RN lideri Marine Le Pen’in de babası olan Jean-Marie Le Pen, 2002’de ilk turda yaklaşık yüzde 16 oy alarak cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turuna kaldı.
İkinci Dünya Savaşı ve Cezayir Savaşı sırasında aşırı sağ nedeniyle yaşanan travmaların etkisinin devam ettiği ülkede, baba Le Pen’in ikinci tura çıkması tepkiyle karşılandı.
Yüz binlerce kişi aşırı sağa karşı Paris sokaklarında yürürken, Le Pen’in rakibi Jacques Chirac cumhurbaşkanı seçildi.
Bu tarihten sonra aşırı sağcı partinin fikirleri daha büyük kitlelere ulaşırken Marine Le Pen, 2011’de babasından parti başkanlığını devraldı.
Marine Le Pen de girdiği hemen hemen her seçimde partisine yeni seçmenler kazandırdı, 2017 ve 2022’de cumhurbaşkanı seçimlerinde oylarını yükseltti ve bu oylamaların ikinci turunda Macron’un rakibi oldu.
2022’de Macron cumhurbaşkanı seçimini yüzde 58,55 ile kazanırken, Le Pen yüzde 41,45 ile hemen her seçimde farkı azaltma yolunda ilerlemeyi sürdürdü.
Aynı yıl düzenlenen yerel seçimlerde ise Marine Le Pen’in o dönem yönettiği Ulusal Birlik (RN) partisi 36 yıl sonra Mecliste grup kurabilecek sayıya ulaştı ve 89 milletvekili çıkardı.
Yerel seçimde salt çoğunluğu elinden kaybeden Macron iktidarı, koalisyon hükümeti kurmayı reddetti.
İktidar, yasama faaliyetleri sırasında Meclis bünyesinde kendisine karşı defalarca cephe alan muhalefet nedeniyle 2023’te tartışmalı emeklilik reformunu milletvekillerinin oylamasına sunmadan geçirmek zorunda kaldı fakat bu tür tercihleri gittikçe daha fazla tepki topladı.
– İktidarı yıpratan gensoru önergeleri
Muhalefet, Meclisin oylamasını yok sayarak birçok yasa geçiren hükümete karşı farklı gensoru önergeleri verdi.
Mecliste 20 Mart 2023’te emeklilik reformu bağlamında hükümete karşı verilen gensoru önergesi sadece 9 oy farkla reddedildi. Bu durum iktidarın Mecliste “kırılgan bir çoğunluğa” sahip olduğunu ortaya koydu.
Macron, 2022’den bu yana hükümette birkaç kez değişikliğe gitti, bu süreçte en son atanan Gabriel Attal dahil üç farklı başbakan görev yaptı.
Macron, sürekli değiştirdiği hükümetlerle de kamuoyu nezdinde azalan popülaritesine çözüm bulamadı.
– İktidar aşırı sağın yükselişinin önüne geçemedi
Macron’un iktidarı boyunca aşırı sağ partiler yükselişe geçti ve AP seçimlerinde RN partisi ülkenin neredeyse tüm vilayetlerinde ilk sırayı aldı.
Eylül 2023’te de kısmi Senato seçimlerinde sandalye sayısı 24’ten 17’ye inen iktidar, AP seçimlerinde de aşırı sağcı partinin oylarındaki patlama karşında meclisi feshetme yoluna gitti.
Ülkedeki anketler aşırı sağı 2027’deki cumhurbaşkanı seçimlerinde favori gösterirken Macron, erken yerel seçime giderek Mecliste kaybettiği salt çoğunluğu elde etmek istiyor.
Seçimlere yaklaşık 20 gün gibi kısa bir süre kalması nedeniyle toparlanma şansı azalan Macron, AP ve ulusal seçimlerde farklı kuralların uygulanması nedeniyle erken seçimde aşırı sağcı RN’nin yükselişini dizginleyerek psikolojik üstünlüğü ele almayı da hedefliyor.
Öte yandan aşırı sağ karşıtı gençler, RN’nin AP seçiminde ilk Fransa partisi olarak çıkmasını dün akşam Paris sokaklarında protesto etti.
Göstericiler, aşırı sağın yükselişini durdurmak için solcu partilerin anlaşmazlıklarını bir tarafa bırakarak seçime ittifak içinde katılmasını da talep etti.
Sol partilerin seçime tek çatı altında katılıp katılmayacağı konusunun gelecek günlerde netlik kazanması beklenirken, RN partisi ise seçimlerden galip çıkarak Macron’u, 28 yaşındaki adayı Jordan Bardella’yı başbakan olarak atamaya zorlamak istiyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un görev süresi Nisan 2027’de dolacak.