Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Erdemli Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Cengiz Türkay, düzenlediği basın toplantısında, enstitünün çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.
Yerli muz türünün ıslahıyla ilgili çalışmaların 2005 yılında başladığını belirten Türkay, bu kapsamda 103 yeni muz fidanı türü elde ettiklerini dile getirdi.
Ürettikleri çeşitlerin Türkiye’deki muz fidanı üretiminin yüzde 89’unu oluşturduğunu ifade eden Türkay, “Tescilini aldığımız ‘Bodur Cavendish’, ‘Grand Nain’, ‘Alata Azman’ çeşitlerinin fidan üretimdeki payının yüzde 89’a kadar yükseldiğini görmekteyiz. Yapılan çalışmalar sonucunda yerli muzda üretimin de tüketimin de hızlı bir artış gösterdiğini görüyoruz. Üretimde ve tüketimdeki artış ülke ekonomisine, özellikle de üreticiye büyük destek sağlamaktadır.” dedi.
Muz üretiminin Mersin ve Antalya’da örtü altında ve dar bir alanda yapılabildiğini söyleyen Türkay, şunları kaydetti:
“Geliştirdiğimiz çeşitlerle Antalya ve Mersin bölgesinde örtü altı serada dar alanda yetişen muz artık binlerce dönüme sahip Adana, Mersin, Osmaniye ve Hatay gibi illerin verimli topraklarında açıkta yetiştirilecek. Ülkemizde muz tüketimi yıldan yıla yükselmektedir. Eskiden zengin meyvesi olarak bilinen muz artık her evin sofrasına girebilmekte. 2000 yılında 50 bin ton olan muz üretimi şu anda resmi verilere göre 728 bin tona çıkmıştır. Tüketimin ise 1 milyon tona çıktığı değerlendirilmektedir. Yaptığımız çalışmalarla muz üretiminin 4’te 3’ünü yerli üretimden karşılıyoruz. Hedefimiz ise tüketilen muzun tamamının yerli üretimden karşılanması.”
Türkay, yaptıkları son çalışmada sera yerine açıkta yetişebilecek bir muz türü geliştirdiklerini belirterek, “Açıkta üretimi yapılacak olan çeşidin tescili sonrası özellikle Çukurova ve Hatay’da daha geniş alanlarda yetiştirme şansı bulacağız. Örtü altı serada yetiştirilen muz ile açıkta yetiştirilen muz hevenkleri arasında ağırlık farkı olacak. Açıkta yetişen muzun hevengi yaklaşık 20-25 kilogram olurken seradaki verim ise 50 kilograma ulaşmaktadır. Ancak serada üretim alanı daha sınırlı olurken açıkta üretim daha geniş alanlarda yapılabilecektir. Bunun yanında üretim maliyetleri de azalacaktır.” dedi.