ABD’de 2021 yılı iç siyasetteki çalkantılar ve dış siyasette izlenen büyük ölçüde pasif diplomasi ile sona eriyor ancak 2022 yılı, ABD yönetimi için hem iç siyasette hem de dış siyasette kritik dönüm noktalarına sahne olacak.
ABD’de 6 Ocak 2021’de, 3 Kasım 2020 seçim sonuçlarının tasdik edileceği Kongre oturumu esnasında bir grup protestocunun Kongreyi basması, geçen yılın en önemli olayları arasına girmişti.
Baskının 1. yılında hem eski ABD Başkanı Donald Trump hem de ABD Başkanı Biden’ın konuşma yapması bekleniyor.
ABD Temsilciler Meclisindeki Demokratların kurduğu 6 Ocak Soruşturma Komitesinin, eski Trump yönetimi yetkililerine yönelik soruşturmasının yansımaları ve soruşturmadaki geliştirmeler de yakından izlenecek.
Biden, görevindeki ilk yılını 20 Ocak’ta dolduruyor
ABD’de 20 Ocak 2022’de başkanlık koltuğundaki 1 yılı biten Biden’ın iç ve dış politika adımları, özellikle ekonomi ve Kovid-19 politikalarının 1. yılının sonunda mercek altına alınması bekleniyor.
Biden’ın 22 Aralık’ta verdiği bir röportajda, sağlığı elverirse 2024 seçimlerine de aday olacağını açıklamasının ardından 2022’de bu konuda ne adım atacağı da merakla bekleniyor.
Kovid-19, 2022’de de gündemdeki yerini koruyacak
Mart 2020’den bu yana iç politika gündeminin başlığından hiç düşmeyen Kovid-19 salgınının 2022’de de ABD gündemindeki yerini koruması bekleniyor.
Omicron varyantı ile ABD’de vaka sayıları tekrar zirve yaparken uzmanlar yeni yılın ilk günlerinde ölü sayılarının artmasından endişe ediyor.
Biden yönetiminin ocak ayında dağıtmaya başlayacağı 500 milyon test kitinin de ülkede son dönemde yaşanan test sıkıntısını azaltıp azaltmayacağı merak ediliyor. Kovid-19’un tedarik zinciri ve ABD ekonomisi üzerindeki etkisi ile salgının seyrinin ne olacağı, gelecek yılda ABD’de önemli bir gündem başlığı olacak.
ABD’nin 2022’deki en önemli gündemi: “Kongre ara seçimleri”
ABD’de iç politika gündeminin gelecek yılki en önemli gündem maddesi, 8 Kasım 2022’de yapılacak Kongre ara seçimleri olacak.
Seçimlerde, 435 sandalyeli Temsilciler Meclisinin ve 100 sandalyeli Senatonun tamamı değişecek.
Kongre ara seçimleri hem Temsilciler Meclisi hem de Senatoda çoğunluğu elinde tutan Demokratlar için büyük bir sınav niteliğinde. Bu seçimlerde hem Senato hem de Temsilciler Meclisinde Cumhuriyetçilerin çoğunluğu ele geçirmesi durumunda Biden’ın görevindeki son 2 senesinde yönetimi zorlaşacak ve birçok adımında Kongre engeliyle karşı karşıya kalacak.
Ayrıca bu durumda, Demokratların 2024 başkanlık seçimlerinde de eli zayıflamış olacak.
Virginia ve New Jersey’de 2 Kasım 2021’de yapılan valilik seçimlerinde Cumhuriyetçi adayların gösterdiği başarı, 2022 sınavının Demokratlar açısından sancılı geçeceğinin bir göstergesi olarak yorumlanmıştı.
Biden’ın diplomasi çıkmazı: İran nükleer müzakereleri
Biden’ın 20 Ocak’ta göreve başlarken yaptığı kritik vaatlerden biri de Trump yönetiminin çekildiği İran nükleer anlaşmasına dönmekti. ABD yönetimi ile İran diplomatları arasında dolaylı görüşmeler, 8 Nisan’da Avusturya’nın başkenti Viyana’da başladı.
Önce Avrupalı yetkililerin, daha sonra ABD yetkililerinin de katıldığı görüşmelerin 7. turu devam ediyor ancak henüz sonuç alınmış değil.
Biden yönetimi, ancak İran’ın nükleer programından vazgeçmesi durumunda yaptırımları kaldırmaya başlayacağını ifade ediyor ancak İran, tüm yaptırımlar kaldırılmadan anlaşmaya herhangi bir şekilde dönmemekte ısrar ediyor.
İran ile müzakereler yeni yılda devam edecek ve hem bu müzakerelerden sonuç alınması için hem Washington’un hem de Tahran’ın mevcut pozisyonlarından taviz vermesi gerekiyor.
Görüşmelerin devam ettiği sırada İran’ın nükleer programına hız verdiği biliniyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı da bu süreçte zamanın İran lehine işlediğini ve kısa sürede anlaşmaya dönülmediği takdirde Tahran’ın programının geri dönülmez bir yola gireceğini ifade ediyor.
Gelecek yıl kasımda yapılacak kritik ara seçimler de dikkate alındığında Biden’ın çok ince hesaplar yaparak İran nükleer programına yaklaşması gerekiyor.
Biden yönetimi, İran’a büyük tavizler verdiği takdirde bunun seçimlerde Demokratların aleyhine kullanılacağından korkuluyor ancak taviz vermediği takdirde de İran’a yönelik sınırlı askeri operasyon dahil somut adımlar atması gerekiyor.
Müzakere masasının çökmesi ve ABD’nin İran’a yönelik herhangi bir askeri girişim de ABD’yi yeniden elini eteğini çekmeye çalıştığı Orta Doğu denklemine çekmiş olacak.
2022’de Biden yönetiminin İran nükleer programına ilişkin adımları, hem ABD iç siyasetinde hem de ABD dış siyasetinde oldukça kritik bir dönüm noktası olması bekleniyor.
Rusya ile Avrupa güvenlik mimarisi masaya yatırılacak
2022’de diğer bir kritik konu da ABD ve Avrupalı güçlerle Rusya arasında yapılacak güvenlik görüşmeleri olacak.
Rusya, ABD ve Avrupa’ya güvenlik teminatları için çeşitli tekliflerde bulundu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, bu konudaki görüşmelerin gelecek yılın başlarında başlayacağını duyurdu.
Rusya, ABD’nin stratejik silahlarının Doğu Avrupa’dan çekmesini ve Doğu Avrupa’ya yaptığı yığınaklara karşılık Washington’dan teminat istiyor.
Moskova, aynı zamanda Ukrayna’nın NATO’ya alınmamasını talep ediyor.
ABD, eski Başkan Barack Obama döneminden bu yana Rusya’ya karşı “Avrupa Caydırıcılık İnisiyatifi” adı altında Doğu Avrupa’yı tahkim etmeye çalışıyor.
Washington yönetimi, 2015’te Avrupa’nın güneyindeki askeri varlıklarından bir kısmını Doğu Avrupa’ya kaydırmış ve buradaki bazı üsleri kapatmıştı.
Gelecek yıl Batı ile Rusya arasındaki görüşmeler, ABD’nin Doğu Avrupa siyaseti bakımından önemli olacak.
Biden, Rusya’nın Doğu Avrupa ülkeleri üzerindeki baskısına karşı ya bölgedeki mevcut silahlanma ve konuşlanma politikasını sürdürecek ya da Avrupa güvenlik mimarisinin önemli köşe taşlarından birini değiştirerek ABD’nin oradaki stratejik gücünü azaltacak.
Rusya’nın Ukrayna sınırına yakın bölgelere askeri yığınaklar yapması da yeni yılda Biden’ın masasında olmaya devam edecek.
Çin ile rekabet kızışacak
Son yıllarda Çin’in ekonomiden savunmaya, siber kabiliyetlerden diplomatik etkiye kadar birçok alanda ABD ile yarıştığı tartışılıyor.
Biden yönetimi, bu yıl başlarında göreve gelir gelmez Çin’i “yakın rakip” olarak tanımlamaya başladı.
Çin’i Kovid-19 salgınını kullanarak diplomatik etki alanını genişletmekle suçlayan ABD, Pekin’in konvansiyonel ve nükleer askeri kapasitesini çok daha ileri taşıdığını, siber alanda ABD’yi yakaladığını ve önlem alınmadığı takdirde Çin’in nükleer stokunun çok daha tehlikeli bir boyuta ulaşacağını ileri sürüyor.
2021’de Çin ordusunun Tayvan’ı sık sık taciz etmesi de Washington’un gündemindeki önemli konulardan biri oldu.
Ocak ayında ABD ve Japonya arasında Stratejik Diyalog Toplantıları yapılacak.
Biden yönetiminin, Çin’e karşı Pasifik’i 2022’de tahkim etmeye devam ederken Çin’in nükleer stokuna belirli sınırlamalar getirmek için Pekin ile masaya oturması bekleniyor.
Çin’in Rusya ile yapılan Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması’na benzer bir anlaşmayı kabul edip etmeyeceği belli değil. Washington’un yeni yılda, hipersonik silahlar ve 5G teknolojisi olmak üzere ileri teknolojide de Çin ile rekabeti kızıştıracağı değerlendiriliyor.
ABD, Afganistan’dan tamamen çekilmenin yanı sıra Irak ve Körfez ülkelerindeki askeri varlığını önemli ölçüde azalttı.
Biden yönetiminin 2021’de askeri varlığını önemli ölçüde azalttığı Orta Doğu’ya yönelik dış politika stratejisini, 2022’de daha net bir zemine oturtması beklentiler arasında.
İran nükleer programı dışında ABD’nin Orta Doğu’nun geri kalanına yönelik kritik bir değişiklik yapması beklenmiyor.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, 2022’de Biden yönetiminin iç politikada ara seçimlerle önemli bir sınav vereceği düşünülürken dış politikada ise gelecek yılları etkileyecek kritik kararlar alması ve kritik dönüm noktalarından geçmesi öngörülüyor.