Çin’in Sichuan Üniversitesi’nden araştırmacılar, yaşları 30 ile 79 arasında değişen yaklaşık 14 bin katılımcının verilerini kullanarak çay tüketiminin uzun ömürle ilişkisini araştırdı. Araştırmacılar, çaydaki polifenol adı verilen bazı kimyasal bileşiklerin bu etkiye katkıda bulunduğunu keşfetti.
Bilim insanları, Çin’de yaşları 30 ila 79 arasında değişen yaklaşık 8 bin kişiden ve İngiltere’de yaşları 37 ila 73 arasında değişen yaklaşık 6 bin gönüllüden elde edilen verileri inceleyerek gönüllülerin gıda tüketim alışkanlıklarına ilişkin ayrıntıları toplayarak tükettikleri çay miktarını kaydetmelerini istediler.
Çalışma ekibi ayrıca katılımcıların kan basıncını, kolesterol seviyelerini ve vücut yağ oranlarını da ölçerek bu ayrıntıları katılımcıların görünen yaşlarını değerlendirmek için kullandılar.
Tüm bu sürecin sonunda araştırmacılar, düzenli olarak çay içen bireylerin daha yavaş bir biyolojik yaşlanma süreci yaşama eğiliminde olduğunu saptayarak, bu olgunun, çaydaki özel bir bitki türevi olan polifenollere bağlantılı olduğunu ortaya koydu.
Polifenollerin enflamasyonu azaltarak ve detoksifiye edici etkilere sahip olarak yaşlanmayla mücadele etme kabiliyeti olduğu belirten araştırmacılar, ancak çalışmalarının gözlemsel olduğunu ve çay tüketiminin daha yavaş yaşlanmayla doğrudan bağlantılı olup olmadığını doğrulayamadıklarını belirterek çay içmeyi bırakan katılımcıların daha hızlı yaşlandığını gözlemlediklerini belirttiler.
Çalışmada, belirli çay çeşitlerinin yaşlanmayı yavaşlatmada diğerlerinden daha etkili olup olmadığının araştırılmadığı belirtilirken Çin ile İngiltere’deki çay içenler arasında önemli bir fark bulunmadığı ve çay sıcaklığının da bir etkisi olmadığı belirtildi.
Araştırmacılar önceki hayvan ve epidemiyolojik çalışmalarla birlikte, çay içmenin insanlarda biyolojik yaşlanma sürecini geciktirebileceği hipotezine daha fazla destek sağlandığını belirtirken çayın, beslenme odaklı yaşlanma karşıtı müdahalelerin geliştirilmesinde, halk sağlığı politikasına rehberlik edilmesinde ve sağlıklı yaşlanmanın teşvik edilmesinde önemli bir rol oynayabileceğini ifade etti.