Avustralya ve diğer pek çok ülkede tıbbi amaçla üretilen keneviri kullanabilecek gruplar arasında yer alan bakıma muhtaç hastalarda kenevir yağının etkisine dair Queensland Üniversitesi’nde geniş kapsamlı bir araştırma yapıldı.
Kenevir yağının hayat kalitesini yükseltme ve ağrıyı, depresyonu ve stresi hafifletme gibi etkileri olduğu iddiasını bilimsel bir temelde incelemek isteyen araştırmacılar, hastanede tedavi gören 144 kanser hastası üzerinde bir deney yaptı.
Hangi hastaya verilen ilaçların kenevir yağı ya da placebo ilaç olduğu bilgisi katılımcı hastalardan ve araştırmacılardan gizli tutuldu ve hastalar deney süresince rutin tedavilerine devam etti.
Araştırma makalesinin baş yazarı Prof. Dr. Janet Hardy, “Deneylerimiz, kenevirin hastaların fiziksel veya duygusal durumlarında, genel yaşam kalitesinde ya da yorgunluk, mide bulantısı ve kusma, ağrı, nefes darlığı veya iştah kaybı gibi semptomlarının azaltılması üzerinde saptanabilir bir etkisinin olmadığını gösterdi.” dedi.
Deneylerde yalnızca ‘cannabidiol’ (CBD) isimli bir maddenin etkilerinin incelendiğini kaydeden Hardy, şu ifadeleri kullandı:
‘Tıbbi kenevir, hakkında doğru düzgün araştırma yapılmadan pazara girdi’
CBD’nin kanserle ilişkili olan uykusuzluk gibi araştırmaya dahil edilmeyen çeşitli yan etkilerde fayda sağlayabileceği ihtimaline vurgu yapan Hardy, faydası bilimsel olarak kanıtlanmamış olsa da araştırmaya katılanların yüzde 36’sının, CBD veya plasebo alıp almadıklarının farkında olmamalarına rağmen, denemeden sonra bir tıbbi kenevir ürünü almaya karar verdiklerini kaydetti. Hardy’ye göre kenevirin içerisinde bulunan bu etken madde, insanların herhangi bir spesifik semptomunda iyileşme sağlamasa da, genel olarak iyi hissetmelerine yardımcı oluyor.
Hardy, araştırmanın amacının kamuoyunda oldukça yaygın bir inanış olan, kenevirin kanser hastalarında ağrı hafifletme gibi bir etkisi olduğu yönündeki iddiaları bilimsel açıdan incelemek olduğunu söyledi:
“Tıbbi kenevirin yasallaştırılmasının ardından, bu maddeyi tanımlamanın en iyi yolu sosyal bir olgu oluşturmaktı. Herkes tıbbi kenevir istiyordu ancak bunun nasıl kullanması gerektiğine dair çok az bilimsel veri vardı. Genelikle pazara giren yeni ürünler kapsamlı ön klinik çalışmalardan geçer ve en iyi dozajının nasıl olması gerektiğine karar verilir. Ancak tıbbi kenevir, hakkında doğru düzgün araştırma yapılmadan pazara girdi.”
Araştırmaya dair bulgular, Klinik Onkoloji Dergisi’nde (Journal of Clinical Oncology) yayınlandı.
Macquarie Tıp Fakültesi’nde eczacılık profesörü olan Mark Connor, elde edilen sonuçların hayal kırıklığı yaratmış olabileceğini, ancak yine de önemli olduğuna vurgu yaptı. Çalışma kapsamında CBD’nin herhangi bir olumsuz etkisine rastlanılmadığını söyleyen Connor, söz konusu etken maddenin hastalarda son derece iyi tolere edildiğini ve farklı koşullara sahip diğer hasta grupları üzerinde de denenebileceğini öne sürdü.